Bizleri yeni bir bayrama sağlık ve huzur içinde eriştiren Rabbimiz'e hamdolsun.
Bayram, hepimiz için mübarek olsun; bildiğimiz ve bilmediğimiz rahmetlerin, hayırların hem sebebi hem de sonucu olsun, inşallah.
Doğrusu, muhafazakarlık yönünden olmasa da, arşiv değeri yönünden, benim elim de o malzemeye gitmiyor değil.
Örneğin, hemen, hal beyanı tarzında maruz kalınan olumsuzlamayı temellendirip, bayrama karşı kayıtsızlığı hak edilmiş (ve herkesçe paylaşılabilir) bir kayıtsızlık olarak mazur ve makul gösteren şu Urfa türküsüne el atabilirim:
Geceler yarim oldu
Ağlamak kârım oldu
Evvel böyle değildim
Sebebim zalim oldu
anam anam garibem
Bayram gelmiş neyime
Kan damlar yüreğime
Yaralarım sızlıyor
anam anam garibem
Gülmek benim neyime
Fakat, gerçekler öyle bir kesiyor ki yolumu, ne bu türküden derin manalar devşirmeye, ne de bir çok bayram güzellemesini zikrederek kâm almaya ve vermeye gitmiyor elim.
Gelin görün ki, son iki yüz elli yıldır İslam coğrafyasında, bayramları da içine alan ahlaksız ve şedit bir zulmün, yüreklerimizi gün be gün dağladığı da doğrudur.
El-an, Yemen’de, Filistin’de, Suriye’de Kuzey Irak’ta, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Keşmir’de, Myanmar’da... yaşanan acılar, kıyımlar, sürgünler... mantıklı bir zihnin hemen izah edebileceği, tanımlayabileceği, nedenleri ve sonuçları üzerinde fikir ileri sürebileceği şeyler değildir.
Habib Rahman, Arakan’da, bizlerce Müslümanın katledildiği olayların hükümet güçlerinin bölgedeki Budistleri silahlandırmasıyla başladığını ve Rathedaung, Maungdaw, Buithdaung bölgelerinde Müslümanlara karşı saldırıların halen sürdüğünü bildiriyor.
Arakan Müslümanlarının asıl sorununun, bugün özgürlüğünden memnuniyet duyduğumuz ve böyle devam etmesine duacı olduğumuz Pakistan’ın kuruluşuyla birlikte (1947’de) başladığını söylesem, çok mu cüretkarlık etmiş olurum?
Myanmar, Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Bangladeş, Çin, Hindistan, Laos ve Tayland arasında yer alan ülke değil mi?
Asıl adı Doğu Pakistan Eyaleti olan ve Pakistan’dan 1971’de ayrı(ştırı)lan Bangladeş kendisini Müslüman Halk Cumhuriyeti olarak nitelemiyor mu?
O halde, 1948’de İngilizlerin çekilmesiyle bağımsızlığını elde eden Myanmar’daki Müslümanların da, aynı zamanda bu tarihten itibaren, Hindistan’da nüfusları yüz milyon civarında olan Müslümanlarla birlikte yalnızlıklarına terkedildikleri bir gerçek değil mi ve bugün Budist saldırısı olarak nitelediğimiz şey, o bölgedeki (Pakistan ve Bangladeş dışındaki) Müslümanların 1947’den beri ortak dertleri değil mi?
Şimdi Arakan katliamına karşı Pakistan, Bangladeş ve sayıları Pakistan nüfusuna denk olan Hintli Müslümanlar nerede duruyorlar?
Kurduğum son cümleyle birlikte ilk tespitime geri döneyim: Evet, Pakistan ile Müslümanların bir kısmı özgürlüklerine kavuşturuldu ama en az oradaki nüfus kadar bir Müslüman nüfusu da o coğrafyada siyasetin dışında tutularak etkisizleştirilmiş oldu. Dolayısıyla Arakan’daki Müslümanların (Rohingyalar’ın) sorunları da 2012 ayaklanmasıyla başlamadı 1947’de başladı.
Söyler misiniz, şimdi neye ağlayalım?
Pakistan ve Bangladeş’in özgürleşmesiyle bölge Müslümanların kendi kendilerine oynadıkları tehlikeli oyuna mı,
Myanmar’daki (Arakan’lı) Müslümanların maruz kaldıkları (ancak son birkaç yılında duyulma imkanı elde edebilen) şiddetin sonuçlarına mı?
Yetmiş yıldır bölgedeki sorunlara duyarsız kalıp, şimdi sosyal medya mücahidi kesilenlerin cihat çağrıları yapışlarına mı?
Söz konusu bölgedeki yaklaşık üç yüz milyon Müslümanın çaresizliğine mi, yoksa kendi acziyetimize mi?
Bayram yapışımıza mı yoksa bayram yapamayışımıza mı?
Söyler misiniz, hangisine ağlayalım?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.