Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
Belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
Nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
Etimde şîrpençe çıkar bu kızı alamazsam
Bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
İzin kâğıdım yanar konuşacak olursam
Bu senet bankalar kapanmadan
Ruhumun rengini kapatmayacak olursa
Ölür kuyuya düşen çocuk
Öyledir. Hiçbir hayat “serazat” değildir. Hepsinin kaydı-kuydu vardır. Çünkü insan “hududullah”ın çerçevesinde yaşar.
Keşke öyle olsa!
Şöyle oluyor: Bize “ânı yaşamamız” telkin ediliyor. Eh, doğru diyoruz. Hani şu laubali şarkı var ya: “Bas bas paraları Leyla’ya / Bi daha mı geleceğiz dünyaya”
Bu şarkıyı hafife almayın. Bu şarkı bir felsefenin, bir dünya görüşünün, bir hayat tarzının ürünüdür. “İç bâde, güzel sev, var ise aklın şuurun” kaidesinin günümüz versiyonudur. İyi de “ân”ı nasıl yaşayacağız. O “an”da ne yapacağız.
Felsefe şudur: Ne kadar haz alıyorsan o kadar yaşıyorsun.
Bunu “kesif” hale getirmenin yöntemi “hız”da gizli. Bir zevkten ötekine uçacaksın. Her çiçekten bal alacaksın. Ortamlara akacaksın.
Güzel ama “ya vapuru kaçırırsam”. Ya sınıfta kalırsam. Ya o kız beni değil de şu yamrı-yumru ama zengin oğlanı seçerse.
Eee! Oyuna giren kol sallar. Hani ne demişler: “Hayat devam ediyor”.
Hayat kaçıyor. Yetişemiyoruz.
İlanlardan, reklamlardan, radyodan, televizyondan, okuldan, arkadaştan, sosyal medyadan, küresel sermayeden, üniversiteden, sinemadan, kitaplardan, hocalardan, siyasetten, ticaretten, turizmden, her tür iletişimden her köşeden, her tabeladan, her gösteriden, her ideolojiden, anadan, babadan, yardan, nerelerden nerelerden.
Geliyorlar ve bizi kıstırıyorlar.
O filmi görmek lazım diyorlar. Yüksek lisans yapmak lazım. İngilizce öğrenmek lazım. Eh, başlangıç için biraz sermaye lazım. Üç artı bir daire bir de devre mülk lazım. Evet evet iyi kötü, ikinci el de olsa bir araba lazım. Sosyal medyadan haberdar olmak lazım. Kariyer için o sempozyuma katılmak lazım. Bu romanı mutlaka okumak lazım. Canım az da olsa sosyalleşmek lazım. Boş zamanlarda müzik dinlemek lazım. Piyasayı takip etmek lazım. Hangisi kazandırıyor onu bilmek lazım. İlerisi için bir arsa kapatmak, bir kooperatife girmek, bir siyasî tercihte bulunmak lazım. O bildiriyi imzalamak lazım.
Hangi kervanın yolcusuyuz, kimin arabasına binmişiz, hangi değirmene su taşıyoruz bilmek lazım.
Hadi bildik diyelim.
Ne yapmak lazım?
Gereğini yapmak lazım.
Bu yuvarlak bir cevap oldu. Köşelisi, neti, açıkçası gelsin.
Doğrusu net bir cevap yok bende. Ben de bu ırmağa düşmüş, kapılmış gidiyorum. Senin istediğin akıntıya karşı yüzmek belki.
Belki de şu:
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.