Aidiyet

04:0013/09/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Mustafa Kutlu

Güvenlik her canlının en önemli siperidir. İnsanoğlu da bu genel kabulün dışında tutulamaz. İnsan ayrıca medeniyyün bi’t-tab’dır. Yani yalnız yaşayamaz. (Yalnızlık Allah’a mahsus). Bir aileye, bir kavme, bir cemiyete, bir millete kendini ait hissetmek bu çerçevede doğaldır. Buna dini, dili, coğrafyayı ve vatanı katabiliriz. İş tarihe, hatıralara, müşterek acılara-sevinçlere-hedeflere kadar gider.Bir zorluğun altından dayanışma ile kalkmanın süruru nerede var. Dolayısıyla bizde “birey” değil “cemaat”

Güvenlik her canlının en önemli siperidir. İnsanoğlu da bu genel kabulün dışında tutulamaz. İnsan ayrıca medeniyyün bi’t-tab’dır. Yani yalnız yaşayamaz. (Yalnızlık Allah’a mahsus). Bir aileye, bir kavme, bir cemiyete, bir millete kendini ait hissetmek bu çerçevede doğaldır. Buna dini, dili, coğrafyayı ve vatanı katabiliriz. İş tarihe, hatıralara, müşterek acılara-sevinçlere-hedeflere kadar gider.


Bir zorluğun altından dayanışma ile kalkmanın süruru nerede var. Dolayısıyla bizde “birey” değil “cemaat” önemlidir. Fert ancak cemaat içinde “şahsiyet” olarak temayüz eder. Bunun formülü şudur: Fert cemaate hükmetmeye kalkışmayacak; cemaat da ferdi ezmeyecek. Herhalde demokrasi budur.

İnsan eğer iyilikler, güzellikler, kahramanlıklar, cömertlik, faydalı eserler bırakmış, fakir fukarayı gözetmiş bir cedde mensup ise elbette hem onunla övünür, hem ondan güç alır.

Dini ve devleti Hak yolunda yürümüşse, bu dine ve bu devlete ait olmanın sevincini yaşar. Bizde ne burjuva ne de aristokrasi vardır. Bizim ölçülerimiz ahlak ve takva iledir. Bir aile çalıp-çırpma ile, haram mal ile zengin olmuşsa onun halk nazarında bir kıymeti bulunmaz. Haramzâdelik unutulmaz. Buna mukabil adam ayakkabı tamircisi olur; ama ahlakı yerindedir. Beş kuruşun üç kuruşunu sadaka diye verir, işinde hile yapmaz, yalan söylemez, takva sahibidir, haram yemez, merhametlidir, işte o adam ve ailesi “asil”dir.

İnsan bütün bu aidiyet unsurlarını bir yana kor, çağdaşlığa aykırı bulur, onları mahalli sayar, küçümser, hiçbirini “evrensel” bulmaz, dolayısıyla sevmez ve kendini “dünya vatandaşı” gibi görürse bütün bunlar ona mübarek olsun deriz.

Evrensellik bir aldatmaca, büyük bir yalandır. Güçlünün zayıfa dayatması ile vücut bulmuştur. Nedir yani Mozart evrensel olacak bu sebeple “yüce” sayılacak, Neşet Ertaş’ın esamisi okunmayacak.

Mona Lisa evrensel olacak ama Üsküdar Şemsi Paşa Camii’nin adı anılmayacak. Bana sorarsanız bu gibi karşılaştırmalar, yüceltmeler, karalamalar abestir. Her taş yerinde ağırdır. Bize teknolojik medeniyetin gücü ile pek çok şey dikte ettirildi. Ait olduğumuz dünyadan, aidiyetten ve değerlerden koparıldık.

Sade biz mi?

Tüm Afrika’dan taşınan kölelerin kanı ile kurulan bu medeniyete evrensel demek nasıl yakışır? Onlar kurdukları iskambilden kuleyi (Yani Voltaire, Marks, Kant vb. gibi onlarca düşünür ve sanatçıların rağmına) elleriyle iki kez yıktılar.

Birinci ve İkinci Dünya Harpleri dünyanın en vahşi savaşlarıdır. Diktatörler Avrupa’dan çıktı. Mussolini, Franko, Hitler, Stalin. Bunlar mı “evrensel” dünyanın sembolleri yoksa istisna mı? Amerika yerlilerini bizonlarla bir tutup kökünü kazıyan zihniyet hangi “evrensel fikrin ve sanatın” eseridir. “Hür Dünya” dedikleri de şirketlerin diktası altındadır, unutmayalım. Herhalde bütün bu olup bitenler sivrisinek vızıltısı değil. Çünkü hâlâ devam ediyor. Evrensel değerleri baş tacı ederek kurulan BM İsrail’in yüzlerce defa Filistinli çocuklar üzerine bomba yağdırması karşısında kınama kararı bile alamıyor. Nerde o kutsal insan hakları, nerde demokrasi havarileri! Bosna’yı seyrettiler, şimdi de Suriye’yi seyrediyorlar...

Bu caniler dünyasının tüm düşünürleri ve sanatçıları biraraya toplansa sadece Yunus Emre’nin tek bir ilahisine değişmem. Çünkü vatan-millet tanımayanların çıkış noktası “tanrıtanımazlık”tır.

Buradan ne hukuk çıkar, ne adalet.

Ahlakın, hukukun, adaletin menşei ilahidir.

Evrensel olan tek bir şey vardır, o da Hz. Âdem’den bu yana Cenab-ı Hakk’ın peygamberleri ve kitaplarıyla insanoğluna gösterdiği mukaddes yoldur.

Bu yolun yolcuları dünyanın neresinde olursa olsunlar bir cemaattir. İnanan her fert bu cemaate dahildir. Bu aidiyet kardeşliği, sulhu, selameti, fedakârlığı, affı, merhameti, cömertliği, kanaati yaşamaktır.

Hayatın mânâsı da budur. Ve bu yalan dünyada girdiğimiz sınavdan bu aidiyet ile çıkmak en büyük erdem, en büyük başarıdır.

#Aidiyet
#Bosna
#Suriye