Susun

04:0015/07/2017, Cumartesi
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Şeker

Gerçek zamanla tam bir yıl geçti.Şehit düşen yakınlarımızın sesini duymayalı, onların o şahane gülüşlerini görmeyeli, takvim hesabıyla bir yıl olmuş.Tamı tamına 365 gün.Gönlümüze soracak olursak, acaba hakikaten öyle mi?Bir bakışla, daha dün gibi.Bir bakışla, sanki on yıl öncesi.*Onları bizden ayıran, sefillerin gözüyle “ana kuzuları”nın kurşunları.Onları bizden ayıran, rezillerin gözüyle “ana kuzuları”nın bombaları.Onları bizden ayıran, çirkeflerin gözüyle “ana kuzuları”nın tankları.O nasıl anadır,

Gerçek zamanla tam bir yıl geçti.

Şehit düşen yakınlarımızın sesini duymayalı, onların o şahane gülüşlerini görmeyeli, takvim hesabıyla bir yıl olmuş.

Tamı tamına 365 gün.

Gönlümüze soracak olursak, acaba hakikaten öyle mi?

Bir bakışla, daha dün gibi.

Bir bakışla, sanki on yıl öncesi.


*

Onları bizden ayıran, sefillerin gözüyle “ana kuzuları”nın kurşunları.

Onları bizden ayıran, rezillerin gözüyle “ana kuzuları”nın bombaları.

Onları bizden ayıran, çirkeflerin gözüyle “ana kuzuları”nın tankları.

O nasıl anadır, o nasıl kuzudur?

Ülkesine kastedene öyle bakmak, kimin haddine?

*

Karşısındaki masum halka kurşun sıkmak, bomba atmak için ‘mankurt’ olmaktan başka mazeret yok.

Nayman Ana’ya bile karşı çıkacak, ona dipçikle vuracak, yere düşürecek ve namluyu doğrultup tetiği çekecek, kurşun yağdıracak kadar gözü dönmüşleri masum sanmak, hangi vicdana sığar?

Emir almışlar da…

Mecbur kalmışlar da…

Ne yaptıklarını bilmiyorlarmış da…

De get ulan.

*

Yedikleri her lokma haramdır o dakikadan sonra.

İçtikleri her yudum su haram…

Aldıkları her nefes de…

“Kanunsuz emir” diye bir şeyden haberi olmayanın, yatacak yeri yok.

Öyle bir durumda yapılacak tek hareket, o saldırı emrini veren kişiyi indirmektir.

Rütbesi ne olursa olsun.

İçindeki canavara uyanların tanımı, “Sadece aldığı emre uyan ve aslında ne yaptığını bilmeyen, gencecik çocuklar” değildir hiçbir zaman.

*

Aldığı emrin, “vatana ihanet” anlamına geldiğini bilmeyecek kadar salak olan da masum değildir, onları masum göstermeye çalışanlar da.

Asıl görevi ülkesini korumak olanın, ülkesine saldırması nasıl basitleştirilebilir?

Artık o saatten sonra her biri düşman askeri sayılır.

Şöyle…

*

Rahmetli İbrahim Enişte’yi hatırlıyorum sözün burasında.

Küçücük bir enik almıştı.

Evinin bahçesinde onu büyüttü.

Cins bir köpek oldu.

Güzel mi güzel, bakımlı mı bakımlı…

Ancak günün birinde, evin oğlunu ısırdı.

Olacak iş değil.

Neredeyse parçalayacak.

Enişte ne yaptı?

Aldı eline tüfeği…

Gereğini yerine getirdi.

Gözleri yaşlıydı.

Tetiği çekerken de, onu gömerken de.

Çünkü böyle bir durumda başka çare kalmamıştır.

Gün gelir, onu da ısırır, kızını da ısırır, karısını da…

Hiç masum bu demedi.

Ne yaptığını bilmiyor demedi.

Bu seferlik affedelim de demedi.

Eliyle besleyip büyüttüğü cins köpeğini vurdu indirdi.

*

Bir söz de o gece evinde oturup sevinen ve sonuç istediği gibi olmadığı için “kontrollü darbe” tanımlaması getirmekten utanmayan kontrolsüz manyaklara…

Siz hiç o gece caddelerde, sokaklarda parçalanmış cesetleri gördünüz mü?

Tankların ezdiği, kanlar içindeki yarım bedenleri?

Gördüyseniz de susun, görmediyseniz de.

#Kontrollü darbe
#Tank
#Mankurt