Hiçbir köprüye ismi bu kadar yakışmadı

Boğaz’ın ilk köprüsüydü. İstanbul’un ilk gerdanlığı, 1973’te açıldı.

Adına “Boğaziçi Köprüsü” denildi.

Sonradan birkaç köprü daha yapılacağını tahmin etmek zor değildi ama o zaman için bunu düşünmek belki de gereksizdi.

Nitekim sonraki iki köprü de Boğaz dışına yapılmadı.

15 Temmuz darbe girişimine kadar Boğaz Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü olarak anılan, bazen de “Birinci köprü” denilen o güzel köprünün ismi değişti.

Artık orası, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü.

Bilinmelidir ki, hiçbir köprüye ismi bu kadar yakışmadı.

*

Darbe gecesi kesilen trafik sabahın erken saatlerinde açıldığında, oradan geçenler yerdeki kanları gördü.

Şehitlerimizin ve gazilerimizin kanıydı yerdeki.

İçlerinde arkadaşlarımız vardı.

Gülüşlerine hasret kaldığımız, özlediğimiz.

Bugün köprüden geçerken, yanımızdakiyle konuşmaya ara verip o aziz şehitlerimiz için bir Fatiha okumak, boynumuzun borcudur.

Tıpkı Çengelköy’de ve Şehzadebaşı’nda Büyükşehir Belediyesi önünde olduğu gibi.

*

15 Temmuz’dan ne kadar çok bahsediyorsun.

İkide bir şehitlerimize sözü getiriyorsun.

Başka konu mu yok?

Demeyin sakın.

Onları bir ömür anlatsak az.

O tarihi unutursak, tekrarı ve daha kanlısı çok kolayca gelir bulur bizi.

Nerede hata yaptıklarını gözden geçirerek saldırırlar bu defa.

Hiç şüpheniz olmasın.

Yiğit gazilerimizden biri ne diyordu, hatırlayalım.

“Yeniden darbe girişimi olursa… Niyeti bozuk olanlar bilsin ki bu bizim çıraklığımızdı. Bir de ustalığımızı düşünün…”

Tankın üstüne çıkan kardeşlerimizden birinin sözü bu.

Rabbim ne kalfalık nasip etsin bize, ne ustalık.

Darbeye karşı çıkma hususunda hep çırak kalalım, bir daha yenilerini görmeyelim.

*

İşte bu yüzden hafızamızı zayıflatmamak zorundayız.

Öfkemiz diri olmalı.

Boşa harcayacak zerre kadar zamanımız ve enerjimiz yok.

Her zaman tetikte beklemezsek, zayıflar ve kaybederiz.

Güçlü olmak, tarihin bize yüklediği bir mecburiyet.

Kudüs’ün gözü bizde.

Musul’un gözü bizde.

Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar medet beklenen merkez burası.

Zulme maruz kalan kim varsa, bu toprakların selameti için dua ediyor.

Dünyanın herhangi bir yerinde kim haksızlığa uğruyorsa, bizim payımıza düşen, o uğurda mücadele etmektir.

Aramızda bazıları bunu idrak etmekte zorlansa da, kabullenmek istemeseler de…

*

Vatanına bağlı nesillere ihtiyacımız var.

Kimseye uşaklık etmeyecek ve sadece milletine hizmet etmeyi hayatının maksadı bilen gençler sayesinde yükseleceğiz.

Halka hizmetin Hakka hizmet olduğunu, her zerremizde hissetmemiz gerekiyor.

*

Bu tespitleri ‘hamaset’ sayan varsa, gitsin yatsın.

Boş yere endişe ettiğimizi düşünen varsa, o da ötekinin yanına uzansın.