“Ne yaptı enişte, Doblo’yu sattı mı?”“Hı? Anlamadım… Ne eniştesi, ne Doblo’su?”Birinci soru, bir arada otururken sessizlik olunca, afacan tarafından babasına sorulan.Diğeri ise, babanın cevaben sorduğu…Hemen ardından, açıklama geliyor tabii.“Türk usulü muhabbet açmak istedim de…”*Her konuda böyledir; Türk usulü olunca, diğerlerinden farklı görünür.“Burası Türkiye” sözü, eskiden aşağılamak için kullanılırdı.Şimdiyse yavaştan değişmeye başladı.Epeydir övgü anlamına geliyor.Kabul edenler, etmeyenler;
“Ne yaptı enişte, Doblo’yu sattı mı?”
“Hı? Anlamadım… Ne eniştesi, ne Doblo’su?”
Birinci soru, bir arada otururken sessizlik olunca, afacan tarafından babasına sorulan.
Diğeri ise, babanın cevaben sorduğu…
Hemen ardından, açıklama geliyor tabii.
“Türk usulü muhabbet açmak istedim de…”
*
Her konuda böyledir; Türk usulü olunca, diğerlerinden farklı görünür.
“Burası Türkiye” sözü, eskiden aşağılamak için kullanılırdı.
Şimdiyse yavaştan değişmeye başladı.
Epeydir övgü anlamına geliyor.
Kabul edenler, etmeyenler; edilmiştir.
Hâlâ eskisi gibi düşünenler, istediği yere kapağı atabilir.
Ben birkaç defa gittim, gördümse de zevk almadım -Yahya Kemal’in dediği gibi- İslav kederinden.
*
Ülke, örümcek ağı gibi kuşatma altındayken…
Kılcal damarlara kadar girilmişken…
Her taşın altından birkaç tane terör örgütü çıkarken…
Peş peşe darbe girişimleri yaşanırken…
Artık son hamle, bir gecelik iş diye düşünülürken…
Büyük bir çuvallama yaşayınca, ne yapacaklarını şaşırmışların haline bakıp, kızmaktan ziyade keyifle gülmek geliyor içimden.
Suçüstü yakalananlar, şimdi her şeyi inkâr etmeye çalışıyorlar ya, fena halde lemanlaşıyorlar.
Belgeler ki çuvallar dolusu…
Görüntüler ki toplamı milyonlarca saat eder.
Ya verdiğimiz şehitler?
Ya gazilerimiz?
Üç bine yakın vatandaşımız yaralandı, gazi oldu.
249 yiğidimiz de şehit düştü.
Vatan için.
(Vatan sevgisinin imandan olduğunu hatırlatmaya gerek var mı?)
O gece sokağa çıkan, meydanlarda toplanan, tankları durduran, kurşunlara göğsünü siper edenler arasından 249’u tadını bilemediğiniz o şerbetten içti.
Hiç birimiz 250. kişi olamadık.
*
Son bir yılda yaşadığımız onca zorluğa ve sıkıntıya rağmen, borsa rekor üstüne rekor kırdı.
Türkiye yüzde beş oranında ciddi bir büyüme kaydetti.
Ya rahat bir zemin olsaydı, darbesiz marbesiz?
Acaba o zaman yüzde kaç büyürdük?
Enişte Doblo’yu sattı mı, duruyor mu bilmiyoruz ama, bazılarının vatanı sattığının çok iyi farkındayız. Hal böyleyken, kontrolsüz manyak, çıkmış “Kontrollü darbe” tanımıyla fark atıyor.
*
Manyak deyince, hemen anlamını da belirtmek gerekir.
İki anlamı var:
1. Mani hastalığına uğramış, manyası olan kimse.
2. Garip, gülünç, şaşırtıcı davranışları olan kimse.
Peki, biz hangi anlamda kullandık?
İkisi de olur.
*
Bu durumda o hastalığın ne olduğuna da bakabiliriz.
Manya hastalığına yakalan kişilere manyak denir.
Ağzına geleni söylemesiyle bilinir.
Genellikle kendinden hoşnuttur.
Hoşsohbet bir görünümü vardır, çabuk dostluk kurar, ama birdenbire öfkeleniverir, karşısındakilere sataşıp saldırabilir.
Belli bir konuda sürekli konuşamaz, düşünceden düşünceye atlar.
Çeşitli alanlarda hezeyanları görülür.
Manyak tümüyle dışa dönüktür, her düşüncesini hemen söyler, ama mantıksal tutarlılıktan yoksundur.
Anlatabildim mi?
#15 Temmuz
#Türkiye
