DMD

Yazarlar Birliği, 1978 tarihinde kuruldu. Adının önüne, Bakanlar Kurulu kararıyla ‘Türkiye’ eklenmesi ve Türkiye Yazarlar Birliği olması, 1985 yılında gerçekleşti. TYB’nin “Kamu yararına çalışan” bir kuruluş olduğu ise 13. yılında tescillendi, 1991’de.

Yıllar içinde dereler tepeler aşıldı, dağlar koyaklar geçildi. Hem ülke olarak, hem TYB olarak.

Bütün bu aşamalar boyunca, başta yürüyen bir kişi vardı: D. Mehmet Doğan. Kurucu Başkan.

Demedi demeyin, kısaca DMD deyin, isterseniz şayet. Ben hep Mehmet Abi derim. Onu tanıdığımda, 35-36 yaşındaydı. Kızılay’da, Cebeci’de buluşur, çay içerdik.

Ankara’nın kirli havasına bakar, “Ne olacak bu memleketin hali” derdik. “Batılılaşma İhaneti” adlı kitabı elden ele dolaşırken, bizim ellere de uğramış, okuyanları sarsmıştı. Biz de biraz nasiplendik.

Yer problemi olmasa da burada o kitaptan alıntılar yapsam diye aklımdan geçirmiştim. Fakat kitabın tamamını almaya kalkarım diyerek vazgeçtim.

*

D. Mehmet Doğan, sözlük yazan biri olarak, okurların karşısına çıktığında, (aslında hiç kimsenin karşısına çıkmamış, hep yanında durmuştu) başkasını bilmem ama ben büyük bir takdir hissiyle bakmıştım.

Sözlük hazırlamak, yalnızca vakit işi değildir çünkü. Ciddi bir emek ister.

Esaslı bir hazırlık, geniş bir birikim ve hepsinden önemlisi dil sevgisi. Yahut daha yerinde bir tabirle, sevdası diyelim. Mehmet Abi, güzel Türkçe’yi seven ve sevdirenler arasına adını yazdıranlardandır.

Yalnızca Büyük Türkçe Sözlük ile değil, diğer kitapları ve gazete yazılarıyla da sohbetiyle de aynı yolda eksilmeyen bir zevk ve şevkle yürümektedir. Rabbül Âlemin, yolunu açık etsin.

*

Bazı yaşlar vardır ki onlar diğerlerinden önemli. Mesela pek çok genç, 17’den 18’e girmek için bir seneden fazla beklediğini söyleyebilir. Yanlış da sayılmaz.

Kanun nezdinde reşit olmanın tescili, öyle sıradan bir hadise gibi görülemez.

Sonra hangileri gelir diye düşünecek olsak, 40 yaş tartışmasız bu listede yer alır.

Ardından 63 gelir fikrimce. Bizler için özel bir anlamı vardır o yaşın.

Ve sonra 70 yaş, önemli bir dönüm noktasıdır.

Mehmet Abimizin 70 yaşına girdiği şu günlerde, ona özel bir kutlama yapmak için, bir armağan kitap hediye etmek son derece yerinde bir karardı.

Benim de burada bir iki sayfalık katkım olması, kendi adıma mutluluk vesilesi.

Bu topraklarda ortak girişilen işlerde “Benim de tuzum bulunsun” yaklaşımı yaygındır, malum.

Herkes öyle deyince, fazla tuzlu olabilir.

Bir miktar şeker katılmasından zarar gelmez.

*

D. Mehmet Doğan ile ismi bir arada aklımıza gelen biri vardır.

Millî şairimiz Mehmet Akif.

Onun kırk yıldır bu uğurda verdiği mücadeleye yakından şahit olmayanlar, ne kadar gayret sarf ettiğini bilmez.

Mehmet Akif’in, unutturulmak istenen bir kişi olduğunu da idrak etmekte zorlananlar vardır bu memlekette. Sonraki nesiller sahip çıkmazsa, geçmişteki büyük değerlerin bazıları, zaman içinde unutulabilir.

Bir de yok etmeyi kafaya koymuş olanlar varsa, az buçuk da güçlüyseler, o ‘zaman’ fazla uzun sürmez.

Mümkün olsa, İstiklal Marşı’nı da ortadan kaldırmayı, Mehmet Akif’in adını tarih sayfalarından silmeyi isteyenlerle mücadele eden D. Mehmet Doğan’a selam olsun.

*

Mehmet Abinin pek bilinmeyen yönü, mizah tarafıdır. Kelimelerle oynamayı sever. (Sözlük yazan birinden bahsediyoruz, gayet tabii öyle olacak.) Güzel nükteyi, gözünden tanır.

Mesela, araba markaları üzerine konuşacak olsanız, Toyota’nın bir Türk markası olduğunu, Türkçe kaynaklı olduğunu söyler. Toy, bilindiği üzere, düğün demek. “Düğün arabası” anlamına gelen Toyoto, söylene söylene Caponların dilinde Toyota olmuş.

*

Türkiye Yazarlar Birliği, yıllar içinde birçok Genel Başkan tarafından yönetildi.

Bundan sonra da yenileri gelecektir şüphesiz.

Arzumuz, bu millet var oldukça o birliğin devam etmesi, etkinliğinin daha da artması, faaliyetlerinin katlanarak büyümesi.

Ancak kim TYB Genel Başkanı olursa olsun, “kurucu başkan” her zaman için tek.

Yüz yıl sonra da, iki yüz yıl sonra da.