Burada ‘biz’ dediğim, bütün İslâm âlemi

04:008/12/2017, Cuma
G: 18/09/2019, Çarşamba
Mehmet Şeker

Bu memlekette olsa, bir mahalleye veya köye muhtar seçmeyeceğimiz adamı, Amerikalılar kendilerine başkan seçtikten sonra, ondan her ne beklense uyar.İlk bakışta gözümüze “kötünün iyisi” görünmüştü.Rakibi olan abla, bizim teröristlerin desteklediği aday olduğu için.Yoksa cümle âlem, daha seçim sürecindeyken farkına varmıştı nasıl bir kazma ile karşı karşıya kaldığımızı.Kalabalık içindeyken önünde duranları iteklemesi…Edepsizce davranışları…Saçma sapan konuşmaları…Dünyanın kabadayısı gibi tavırları…El

Bu memlekette olsa, bir mahalleye veya köye muhtar seçmeyeceğimiz adamı, Amerikalılar kendilerine başkan seçtikten sonra, ondan her ne beklense uyar.


İlk bakışta gözümüze “kötünün iyisi” görünmüştü.

Rakibi olan abla, bizim teröristlerin desteklediği aday olduğu için.

Yoksa cümle âlem, daha seçim sürecindeyken farkına varmıştı nasıl bir kazma ile karşı karşıya kaldığımızı.

Kalabalık içindeyken önünde duranları iteklemesi…

Edepsizce davranışları…

Saçma sapan konuşmaları…

Dünyanın kabadayısı gibi tavırları…

El kol hareketleri…

Bakışları…

Sonra tabii ki altına imza attığı kararların, günün birinde başımıza iş açacağını tahmin etmek zor değildi.

Hem de ne imza.

Görüyoruz…

İmzası, üstüne imza attığı kâğıttan büyük.

*

Şimdi bu adam Kudüs’e göz dikmiş.

İsrail’in başkenti olacakmış Kudüs.

Üstat tespitini yaptı vaktiyle…

“Amerika büyük İsrail.

İsrail, küçük Amerika.”

Tablo böyle olunca, ötesi hikâye.

Ne yapsa şaşırtmaz.

Büyükelçiliğini Kudüs’e de taşır, İstanbul’a da göz diker.

“Bundan böyle İstanbul, ABD’nin başkenti olacak” diye bir karar da alabilir.

Şaka değil, böyle bir kararın yazıldığı kâğıdı getirsinler önüne, tereddütsüz imzayı basar.

Deve tabanı gibi imzasını kameralara gösterir ve küstahça sırıtır.

*

Kararın açıklandığı gece, dünyanın dört bir yanından bu kararı yanlış bulan insanlar, akın akın İsrail’in üstüne yürüseydi, acaba ne olurdu?

En başta İsrail’e yakın ülkeler, sonra diğerleri her şeyi göze alarak ilk kıblemizi savunmak için harekete geçseydi, nasıl bir sonuç alınırdı?

Ne kadarını öldürebilirlerdi?

Kaç kişiye güçleri yeterdi?

Kurşunları, bombaları ne kadarını sağ bırakırdı?

Çok mu gerçek dışı?

Olabilir.

Hayat ne kadar gerçek ki?

Ölen ölür, kalan sağlar Kudüs’e sahip çıkardı.

*

İsrail devleti kurulduğunda adamlar sabaha kadar kim nereden nasıl tepki gösterecek, kimler üstümüze yürüyecek diye beklemediler mi?

Sonra baktılar ki ortalık neredeyse süt liman…

Kuru sözden öte hareket yok.

İyi yere dükkân açtık diye düşündüler.

Artık bize karada ölüm yok dediler.

Ne istersek yaparız, fazlasını da isteriz dediler.

Hep de öyle davrandılar.

*

Pasif tepkileri gördükten sonra, onların yüksek özgüvenli tutumları, aralıksız devam etti.

Bu yüzden, Kudüs’ü başkent ilan etmekte bugüne kadar geç bile kaldıklarını söylemek mümkün.

Biz de günün birinde akıllanır ve ortak hareket etmeyi başarırsak, belki daha mantıklı davranmaya niyetlenirler.

Yoksa böyle gelmiş, böyle gider diyenler yine haklı çıkar.

Kararı biz vereceğiz.

Burada ‘biz’ dediğim, bütün İslâm âlemi.

#İsamiyet
#İslam Alemi