Bugün Cuma

04:0018/08/2017, Cuma
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Şeker

Güneşin iki mızrak boyu yükseldiği vakitte, sokaktan geçen bir adam, “Yarın Cuma… Yarın Cuma…” diye bağırarak ilerliyordu.Daha önce hiç böyle bir şeye rastladığımı hatırlamıyorum.Kim Cuma’yı bir gün önceden haber verir ki sala okuyan müezzinden başka?Pencereden bakınca, uzakta üç tekerlekli arabasıyla bir satıcı olduğunu fark ettim onun.Ağaç dallarından dolayı, arabadaki üzüm mü, armut mu, şeftali mi seçemedim.Yavaş yavaş yürüdü gitti, gözden kayboldu.Her ne satıyorsa satsın “Yarın Cuma” diye bağırması

Güneşin iki mızrak boyu yükseldiği vakitte, sokaktan geçen bir adam, “Yarın Cuma… Yarın Cuma…” diye bağırarak ilerliyordu.

Daha önce hiç böyle bir şeye rastladığımı hatırlamıyorum.

Kim Cuma’yı bir gün önceden haber verir ki sala okuyan müezzinden başka?

Pencereden bakınca, uzakta üç tekerlekli arabasıyla bir satıcı olduğunu fark ettim onun.

Ağaç dallarından dolayı, arabadaki üzüm mü, armut mu, şeftali mi seçemedim.

Yavaş yavaş yürüdü gitti, gözden kayboldu.

Her ne satıyorsa satsın “Yarın Cuma” diye bağırması garip geldi.

Ertesi gün “Bugün Cuma” diye bağırabilir.

Bir gün sonra ne diyecek?

“Dün Cuma idi” mi?

Ya diğer günler?

Söylediğinin başka bir şey olduğu muhakkak; ben öyle anlamış olmalıyım.

*

Aslında mahallenin seyyar satıcıları aşağı yukarı belli.

“Cak, cak” diye bağıran bir simitçi, erken vakitte geçer.

Yaşlı olan “Yanıyor” der.

Patates soğancının, sütçünün bağırma şekilleri bellidir.

İhtiyar meyveci var, mevsime göre sattığı değişir; şu sıra “Bal bunlar, bal” diye bağırıp Tekirdağ karpuzu satıyor.

Terbiyesizce bağıran eskiciler var.

Cumayı haber veren, hiç birine benzemiyordu.

Bir ay kadar önceydi; bir daha geçmedi.

*

Her neyse, bugün Cuma.

Malûm, bizde beş vakit namaz kılanlardan çok daha fazlası Cuma namazını kaçırmaz.

Bugün de camiler dolup taşacak.

Neler göreceğiz?

Cevap: Neler neler göreceğiz…

Şadırvanda abdest alanlar, avluda oturup sohbet eden ihtiyarlar, koşuşturan çocuklar…

Caminin mücavir alanında sigara içenler, pek çoğunu rahatsız edecek.

İzmaritini oraya buraya söndürmeden fırlatanlar, üstüne basıp orada bırakanlar, içeriye elini yıkayıp ağzını çalkalamadan girenler, kötü örnek olacak.

Oturdukları zaman etrafına nasıl bir koku yaydıklarından habersiz davranacaklar.

Hoca vaaz ederken, bazıları aralarında konuşacak.

O kadar kendilerinden geçerek ve yaptıkları yanlışın farkına varmayacak derecede konuşacaklar ki, hocanın sesini duymakta zorlanacağız.

İkaz etmek isteyeceğiz.

Dönüp onlara “Sizi mi dinleyeceğiz, hocayı mı?” diye sormayı düşünecek, sonra vazgeçeceğiz.

Daha önce bu şekilde ikaz ettiğimiz kişilerin mahcup olmak yerine, düşmanca bakışlarına maruz kaldığımızı hatırlayacağız.

Cami jandarması gibi davranmanın hoş olmayacağını aklımızdan geçireceğiz.

*

Birileri cep telefonuyla oynayacak, mesaj yazacaklar.

Gelen mesajlara bakacaklar.

Birkaç kişi mutlaka telefonunun sesini kısmamış olacak. Bazıları telefonu açarak konuşacak.

Vaaz sırasında hatta namazın ortasında telefonları çalacak, çalacak, çalacak.

Son cemaat yeri, içeride boş yer varken dolacak.

Müezzinin ve hocanın safları sıklaştırma yönündeki sözleri havada kalacak.

Yeterince sık olmayacak saflar olacak, arada boş yerler kalacak; öne geçmek için nazlananlara ve erken namaza duranlara rastlayacağız.

*

Kirli çorapla gelenler olacak.

Yazılı ve sözlü uyarılara rağmen çorapsız girenleri göreceğiz.

Hocanın vaazı sırasında elindeki tespih ile “şak, şak” oynayanların, hutbe sırasında da boş durmadıklarına şahit olacağız.

Sünnet kılınırken yanımızdakiler, sessizce okuması gerekenleri, duyulacak ölçüde yüksek sesle okuyacaklar.

Bazen o yüzden okuduğumuzu şaşıracağız.

Farza başlarken, hoca tekbir aldıktan epey sonra ellerini kulaklarına götürenlere, dönüp “hoş geldin” demek geçecek içimizden. Hâlbuki o namazın en önemli yanlarından biri, hep birlikte hareket etmektir.

Cami, Kur’an kursu, yurt içi ve yurt dışındaki inşaatlar vs. için yardım toplanmasından hoşlanmayanların homurtuları kulağımıza çalınacak.

Secde sırasında, kollarını iki yana uçak kanatları gibi açanlar yüzünden, canımız sıkılacak.

Eğildiğinde arkası açılanlar yüzünden, canımız sıkılacak.

*

Cami içindeki çocuklardan rahatsız olanlara rastlayacağız. Onlara bağıranları göreceğiz.

Bugüne kadar cami içinde hiç kimse mahsur kalmamasına rağmen, farz biter bitmez bir an önce çıkmak için birbirini ezenleri göreceğiz.

Ayakkabılarını önündekilerin ve yanındakilerin üzerine sürenlere rastlayacağız.

Çıkış yolu üzerinde namaza duranlar da olacak tabii ki.

Tekrar her neyse diyelim. Cumanız mübarek olsun. Yüce Rabbimiz bize akıl, fikir ve iz’an versin.

#Cuma
#Cami