Dün sabah evden çıkıp Esenboğa’ya doğru giderken çevre yolu havalimanı bağlantısına gelince trafik bir anda durdu.
Polis, cumhurbaşkanının aracının geçişi için trafiği kesmiş, biz arkalarda kalmıştık.
Galiba uçağı kaçıracağım diye düşündüm.
Uçak dediğim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birazdan bineceği, bizim de bu gezide eşlik etmek üzere davet edildiğimiz Tur uçağı.
Eşyanın tabiatı gereği bizim uçağa Erdoğan’dan önce binmemiz gerekiyordu.
Benim havalimanında bulunma saati olarak algıladığım, ama aslında hareket saati olan 09.00’da uçağın tekeri döndü, İran gezisi için havalandık.
Tur uçağında Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ile koltuklarımız yan yana düştü.
Kendisine ekonominin durumuna, gidişatına dair sorular sordum.
Özetle ve mealen söylediği şu:
Sonra Cumhurbaşkanı, Çetinkaya’yı yanına çağırdı.
Yolculuğun kalan bir saatini ön bölümde geçirdi.
Güldü, İran gezisinin kendilerini ilgilendiren kısmıyla ilgili konuştuklarını söyledi.
Bir soruyla gezinin gündemine dönelim.
Erdoğan’ın Tahran ziyaretinden nasıl bir sonuç çıkacak?
Bildiklerimiz var, bilmediklerimiz var. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, bizden birkaç gün önce Tahran’a gitti.
Bu gezi, Erdoğan’ın gezisinin mahiyeti hakkında da bir fikir veriyor.
Demek ki masada askeri, operasyonel niteliği de olan konular da var.
Bu diyaloğun İran’la yürütülen temas trafiği ile nasıl bir ilişkisi var?
Bunun sonuçlarını önümüzdeki günlerde, haftalarda görürüz.
Uçağımız iki saatlik bir yolculuğun ardından İran’ın toprak renkli başkentine, Tahran’a indi.
Kapalı ama ılık bir hava.
Uçaktan inip otobüse doğru ilerlerken, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile karşılaştık.
O da bizimle aynı uçaktaydı ama karşılaşmamız indikten sonra oldu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından biri, uçakta, son dönemde güney komşularımızla ilişkilerin karmaşıklığını, izlenen siyasetteki değişkenliği şöyle bir tabirle yerli yerine oturtmuştu:
Hakan Fidan, sadece son zamanlarda değil, MİT Müsteşarı olduğu günden beri, böyle bir zeminde Türkiye’nin çıkarları için çaba harcıyor.
Son dönemde Astana görüşmelerinden elde edilen sonuçlar dahil, bütün kritik meselelerde MİT’in yürüttüğü gizli müzakereler, kaydedilen ilerlemelerin genelde ilk adımını oluşturdu.
Günümüz uluslararası ilişkilerinde açık kanallar yerine kapalı müzakerelerle pazarlıklar yürütmek daha bir tercih edilir durumda.
Kapalı alandaki pazarlıklarda MİT’in nasıl bir rol oynadığını tahmin edebilirsiniz.
Dışarısı dediği terör örgütlerinin cirit attığı Irak, Suriye toprakları.
Bu ifadenin neye tekabül ettiği ortada.
Her şeyin başında Türkiye’nin iç güvenliği var.
Sınır ötesine daha önce yapılmış olan, şimdilerde de yapılması ihtimal dahilinde olan operasyonların temel önceliği de, Türkiye’nin kendi topraklarına dönük tehditleri kaynağında karşılayıp mümkün olduğu ölçüde engellemek.
Burada temel bir soru daha var.
İran’a hangi konuda ne kadar güvenebiliriz?
İran’ın Suriye savaşıyla başlayan yayılmacı politikalarından vaz geçtiğine dair bir işaret yok.
Ankara’dan üst perdeden yöneltilen Pers İmparatorluğu hevesi suçlamasının kulaklardaki çınlaması da henüz geçmiş değil.
Peki, o zaman nasıl bir senkronizasyon yakalanacak?
Bölgede ittifak ilişkileri son dönemde hiç olmadığı kadar değişkenlik gösteriyor.
Bir gün dost bellediğimizle düşman olurken, öbür gün hasım bellediğimizle ortak askeri tatbikatlar yapabilir noktaya gelebiliyoruz.
İran bağlamında belki bunun ikna edici iki gerekçesi olabilir:
Buna, yaz başında Körfez ülkeleri arasında yaşanan krizin ürettiği yakınlaşma ihtiyacını, özellikle Tahran açısından ekleyebiliriz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.