17/25
Aralık’a giden süreçte, yargısal darbe girişiminin örümcek ağlarının örüldüğü sıralarda Zaman Gazetesi’nde bir haber çıkıyor.
Belki de bir tek kişinin okuması için hazırlanmış hedef odaklı bir haber.
Kim mi o bir kişi?
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan…
Takip edenler atlamış olamaz.
Erdoğan, bu ithamın arkasında ne tür bir entrika döndüğünü fark ettiği andan itibaren kartlarını açıktan oynamaya başladı.
Şöyle ki;
Geçen ay Cumhurbaşkanı’nın, New York’taki BM zirvesi için bu kente yapacağı ziyaretin yaklaştığı bir tarihte, yani o günlere özellikle denk getirilerek, Manhattan’daki mahkemeden eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile ilgili tutuklama kararı çıkarılmıştı.
Erdoğan, mesele kendisine sorulduğunda Manhattan’a ışık hızıyla giden şu açıklamayı yapmıştı:
Gayet net, değil mi?
Peki, bu ne demek oluyor?
Şu demek oluyor:
Meseleyi kendi cümlelerimizle biraz daha açalım.
Erdoğan’ın bugün karşısına uluslararası bir terör suçu işlemiş gibi çıkartılmak istenen mesele şu:
2012-2013 şartlarında ülkenin yaşadığı cari açık sorununun ekonomiye sıkıntı vermeye başladığını gören bir başbakanın, kendi ülkesinin egemenlik haklarını kullanarak, Türkiye için bir bağlayıcılığı olmayan bir yöntemle İran’la ticaret yapması.
Yapılan bu işin ABD yaptırımları açısından bir karşılığının olmadığı dönemin Obama yönetimine de iletiliyor.
Erdoğan’ın açıklamalarından, karşı tarafın buna itiraz etmediği de anlaşılıyor.
Bu kadar.
Alınan kararın, cari açığın düşmesine 5-6 milyar dolarlık bir katkı sağladığı, bu şekilde ekonomi üzerinde oluşacak risk payının düşürüldüğü görülüyor.
Toplamda, kazanan Türkiye oluyor.
Mesela…
Yargılamayı yapan Richard Berman isimli hakimden söz edelim biraz.
Hakim Berman, bu dosya önüne gelmeden birkaç yıl önce FETÖ’cülerin İstanbul’da organize ettiği bir sempozyuma davetli olarak katılıyor, orada bir konuşma yapıyor, aynı ziyarette Today’s Zaman gazetesine de bir demeç patlatıyor.
İşin bu kısmını önceki gün ziyaret ettiğim bir yüksek yargı organının başkanı ile konuştum.
Yorumu ben yaparsam etkisi zayıf kalabilir.
O yüzden sözünü ettiğim yüksek yargı başkanının bu bağlama oturan ifadelerini aktarayım:
Bilmem, yeterince açık oldu mu?
Daha güncel bir sürü mesele varken beni bu yazı dizisine zorlayan New York Times haberi oldu.
Haberi mesaj kaygısını belli eden yönüyle okuduğunuzda, Hakim Berman’ın sorunlu halini destekleyen şöyle bir gerçek daha çıkıyor karşımıza:
FETÖ’cüler, 17/25 Aralık sürecinde ne biriktirdilerse alıp olduğu gibi Manhattan Mahkemesi’ne taşımışlar.
Peki, mahkemenin, savcısı şöyle dursun, başkanından başlayarak FETÖ ajandası ile hareket ettiğini ispat edecek başka bir veriye ihtiyaç var mı?
Var.
Onları da, “Şimdiki ABD yönetimi bu işin neresinde duruyor, dosyayı yürüten klik, ikili ilişkileri daha bir çıkmaza mı sürüklemek istiyor, 27 Kasım duruşması için neler hesaplanıyor?” gibisinden sorularla yarın anlatalım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.