ABD Başkanı Trump’un maskesiz hali, bir yerde bir şey olduğu zaman o işin arka planında ne olduğunun kolayca kavranmasını sağlıyor.
Mesela, bu hafta başı patlak veren Ortadoğu’nun yeni kriz konusu ile ilgili bir analiz yapmak isteyenler için, Trump’ın seçim kampanyası sırasında sarf ettiği şu sözler yeterince aydınlatıcı olabilir:
Mafya babası konuşuyor sanki öyle değil mi?
Aşağılama var, hakaret var, konuşmayı sesli dinlediğiniz zaman öfke ve nefret dilini de görebiliyorsunuz.
Trump, Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan’a yapmıştı.
Son günlerde Suudi Arabistan ile ilgili gördüğüm her yazıyı dikkatlice okuyor, bu ülkeyi yakından takip edenlerin söylediklerini dikkatlice dinliyorum.
Mesela, Katar krizi patlayınca aklıma ilkin, 10 gün kadar önce Ankara’da Körfez ülkelerini, Ortadoğu’yu saatlerce konuştuğumuz bir güvenlik yetkilisinin şu sözleri geldi:
İsrail faktörü…
Mısır’daki darbenin arkasında onlar var.
Sadece Sisi’nin hareketlerinden bunu anlayabiliyorsunuz.
Birleşik Arap Emirlikleri zaten bir süredir İsrail’in pis işlerinin taşeronluğunu yapıyor.
Yemen, Suudi Arabistan’ın güdümünde.
Gerisini siz düşünün artık.
Bir de bu işler, İsrail ile Arap ülkeleri arasında yapılan 6 gün savaşlarının 50 yıl dönümüne özel olarak denk getirilmişse eğer, Arap halklarının uğradığı ihanetin boyutlarını varın siz düşünün.
Trump Katar krizi sonrası, bu işin kendi bilgisi ve onayıyla geliştiğini izhar eden şöyle bir cümle sarf etti:
Küçük bir düzeltme…
Yok “liderler” değil, kendisi, “liderlere” işaret etti, “liderler” de bunu yaptı.
Katar operasyonunun arka planında bu ülke ile ilişkileri kesen 6 ülke açısından iki faktörün belirleyici olduğu kanaatindeyim.
1-İran üzerinden yürütülen Şii kuşatması
2-Halkların demokrasi taleplerinden duyulan korku
Bu iki korku, bu bloku, İsrail ve ABD’den gelen/gelecek her türlü telkine açık olmaya itmiş görünüyor.
Obama döneminde bilinçli bir şekilde önü açılan Şii kuşağı projesi, bölgede en fazla Suudi Arabistan’ı olumsuz yönde etkilemişti.
Yemen’den İran güdümlü Husi militanlarının birkaç defa Suudi topraklarına balistik füze gönderdiğini hatırlatırsak, bu meselenin Riyad’da ürettiği panik yeterince anlaşılabilir.
İkinci başlığımız, dönüp dolaşıp meseleyi Ortadoğu’daki otoriter rejimlerin korkulu rüyası İhvan hareketine getiriyor.
O kadar büyük zulümler görmesine rağmen silaha davranmayan, silaha davranmadığı halde terörist olmakla suçlanan İhvan’ın hala birincil tehdit görülmesinin asıl nedeni, Katar’la ilişkileri kestik diyen bu ülkeleri yönetenlerin sokaktan, halktan korkmaya devam ediyor olmaları.
Katar krizi Ankara’da bir kişiyi çok sevindirmiş görünüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu…
O da, meseleyi İhvan üzerinden ele alıp Sisi ağzıyla şöyle şeyler söyledi:
Bıraksanız Kılıçdaroğlu’ndan iyi bir Sisi çıkacak…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.