1965 yılında dönemin Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Bedrettin Elmalı, Tunus Devlet Başkanı Burgiba’dan bir davet alır.
Tabii bu, Ankara için kulağa aşina gelebilecek bir davet değildir.
O güne kadar bir Diyanet reisinin bırakın herhangi bir ülkeyi, Hac için yurtdışına çıkması bile yasaktı.
Fakat o daha yoldayken basında çok sert yayınlar çıkınca gitmesi için izin veren devlet, Elmalı Hoca’yı Roma’da aktarma yaptığı sırada geri çağırtır.
Bedrettin Elmalı, Tunus’ta çok güzel karşılanır.
Ama devamında Bingazi’den de bir davet alınca bu gezi, hem kendisi hem de dönemin hükümeti için tam bir kabusa dönüşür.
Türkiye’ye döndükten sonra Elmalı’dan behemehal görevinden ayrılması istenir.
Hükümet baskılara dayanamaz ve bir süre önce Tunus’a gitmesine izin verdiği Diyanet İşleri Başkanı’nı Bakanlar Kurulu kararıyla görevinden uzaklaştırır.
Mehmet Görmez hoca ile birkaç yıl önce yapacağımız program öncesi konuşurken kendisinden şöyle bir cümle işitmiştim:
Devlet derken bugünkü devleti unutun.
Bazı örnekler verelim;
Mesela, 27 Mayıs darbesinin yapıldığı günlere gidelim.
Darbeyi yapanlar Ömer Nasuhi Bilmen’i yeni Diyanet İşleri Başkanı olarak atamak isterler.
Ama tabi bu görev uzun sürmez.
Hoca bunu kabul etmez ve istifa eder.
12 Mart 1971 darbesinden sonra muvazzaf bir Albay Diyanet’e Başkan Yardımcısı olarak atanır.
Dönemin cunta yönetimi her şeye karışmakta bir beis görmez.
Taha Akyol o dönemdeki yayınlarla ilgili bir özeleştiri yaptı mı bilmiyorum.
Tabii, bütün darbelerin bir bileşkesini oluşturan 28 Şubat döneminden söz etmeden bu bağlamı kapatmak yanlış olur.
Camilerin ajanlarla doldurulduğu, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’ın bütün yetkilerini makam odasının hemen bitişiğinde bir oda tahsis ettiği Albay’a devrettiği, 30 binden fazla caminin imam ve müezzinsiz kaldığı dönemler…
Bu anlattıklarımın büyük bölümünü Mehmet Görmez’in kendi ağzından dinledim.
Görmez’in kurulu düzenin vidalarının gevşediği yakın vakitlere kadar Başkan ve özellikle Başkan Yardımcısı olarak görev aldığı dönemlerde Diyanet’i kendi hedefleri doğrultusunda yönetmek isteyen vesayet odaklarıyla ciddi kavgalar verdiğini biliyoruz.
Ama şurası kesin.
Mevcut siyasi iradenin de sağladığı ortam/iklim sayesinde Diyanet, tarihinin en parlak dönemini şu 7 yıl içerisinde yaşadı.
Konda’nın iki yıl önce yaptığı bir araştırmada halkın Diyanet’ten duyduğu memnuniyet oranının yüzde 85’ler düzeyinde olduğu görüldü.
Başkanlarının Hacca gitmesinin bile yasak olduğu dönemlerden, 40 ülkede şubeler açan, 120 ülkeye dini hizmetler götüren bir Diyanet seviyesine gelindi.
Onun üzerimizdeki hakkı daha fazladır ama varsa bizimkisi de helal olsun.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.