Erdoğan-Trump görüşmesinin manşeti ise, aynı gün Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açıklamasıyla günyüzüne çıkmış oldu.
Soçi’deki resimden rahatsız olan Washington’un nasıl bir adımla mukabele edeceğini de bu şekilde öğrenmiş olduk.
Zira ABD Başkanı’nın bu vaadini bir nedamet belirtisinden daha çok, YGP’nin silahlanması konusunda belirlenen hedeflere ulaşıldığı biçiminde yorumlamak daha doğru olacaktır.
Yani silahlandırma süreci tamamlandığı için, bunu Türkiye’ye karşı başka bir ambalaj ile sunuyorlar.
Zaten 4 bin tır dolusu silahın DEAŞ’a karşı kullanılmak üzere YPG’ye verilmediğini, daha yenilerde Rakka’da ortaya çıkan skandal görüntüler yeterince ispat etmişti.
Maksadın o olmadığı bugün daha bir anlaşılır hale gelmiş görünüyor.
Peki, o halde bu kadar silahın veriliş nedeni ne?
İleriye dönük ne hedefleniyor, bu yığınakla ne yapılmak isteniyor?
Şöyle ilerleyelim:
Türkiye, Fırat Kalkanı ve İdlib harekatı ile güney sınırımızın bütünüyle bir PKK devletiyle çevrelenmesi projesine esaslı hançer darbeleri indirdi.
Ancak Cumhurbaşkanının yüksek hassasiyetinden de anlıyoruz ki, meselemiz bundan ibaret değil.
ABD sözünü ettiğimiz tırlar dolusu silahları, Suriye’nin kuzeydoğusunda, Fırat’ın doğu kısmında varlık gösteren YPG’ye hibe etti.
Haliyle, işin bu kısmı hiçbir zaman ihmale gelebilecek bir şey değil.
Fırat’ın doğusu dediğimiz bölgenin simetrisinde Türkiye’nin güneydoğusu bulunuyor.
Toprak büyüklüğü bakımından da, nüfus yoğunluğu bakımından da, ABD destekli YPG oluşumunun kontrol ettiği yerler dışında gözünü diktiği başka bir yer var mı diye sormak gerekiyor.
Bence var.
Daha açık yazalım.
ABD bu silahları verirken, YPG bu silahların nasıl kullanılacağını öğrenirken, uygun bir vakit ya da fırsat bulunduğunda Türkiye topraklarında kullanmak istiyor.
Peki, bu, nasıl mümkün olabilir?
Soruya, Amerikan aklının yürüdüğü yoldan ilerleyerek yanıt arayalım.
1) Türkiye’nin, önce bir ekonomik, devamında siyasi bir krize sürüklenmesiyle bu mümkün olabilir,
2) Yapılacak ilk seçimlerin sonunda Erdoğan’ın direnişini, oyun bozucu rolünü üstlenemeyecek, sunulan yeni şartlarla mecburen uyumlu hareket edecek bir iktidarın işbaşına gelmesi,
3) Türkiye’nin siyasi, ekonomik krizlerin beslediği toplumsal bir kargaşa ortamına sürüklenmesi,
Ne zaman mı?
Haziran 2015’te yapılan seçimlerden bir belirsizlik halinin çıktığını gördüğü an.
Yine Amerikan aklını anlamamıza yarayacak, o günlerden kalan bir veri daha var elimizde.
YGP’nin sözde Haseke ve Kobani Kantonlarının birleşmesini engelleyen Tel Abyad’ın YPG’nin eline nasıl bir zamanlama ile teslim edildiği örneği.
Böylece, bugün Suriye haritalarında PYD/YPG’ye ait olduğu gösterilen sarı renkli bölüm içinde kalan eksik kısım tamamlanmış oldu.
Bu örnekleri, ABD PKK ittifakının 4 bin tır dolusu silahı, zayıf anını yakaladığı an, Türkiye topraklarında kullanacağının işaretleri olarak okuyabiliriz.
Tabi onlar bu planları yaparken, bizim armut taşlamakla meşgul olacağımız düşünülmesin.
Yeter ki, tezgahın farkında olalım.
Nihayetinde Amerikan aklının çuvalladığı bir sürü örnek de sıralayabiliriz.
Her şey onların istediği gibi gitseydi, zaten şimdiden bambaşka bir Türkiye tablosu karşımızda olacaktı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.