Hafta sonu MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk’e seçim barajı, seçim sistemi değişikliği gibi konularda ne düşündüklerini sordum.
Tabi su görününce teyemmüm bozulur.
Dün Meclis’teki makam odasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin sözleri üzerinden yeni durumu değerlendirmek gerekiyor.
Bahçeli’nin sözlerinin Oktay Öztürk’ün beyanlarını tekzip mahiyetinde olduğunu söylemek de haksızlık olabilir.
Zira yüzde 10’luk seçim barajı, MHP’nin, Genel Başkan’ın yeni açıklamasına kadar destek verdiği bir konu idi.
İhtimal, bu konu hafta başında gündeme geldi, yeni bir karar alındı, Bahçeli de bu yeni pozisyonu gazetecilere açıklamış oldu.
Bahçeli’nin dünkü açıklamalarını bir hatırlayalım:
Bahçeli’nin bu açıklamalarının bütünlüğüne baktığımız zaman, seçim barajının düşürülmesi teklifini Türkiye’nin normalleşmesi bağlamında bir çerçeveye oturttuğu anlaşılıyor.
Gerçekten böyle mi?
Yoksa 2019’da partisinin bir baraj sorunu yaşama ihtimalini gördüğü için mi bu çıkışı yaptı?
Tabi kimse ayranım ekşi demeyeceğine göre, ilerleyen dönemlerde MHP yönetiminden bu minvalde duyulan endişeye dair bir şey işiteceğimizi zannetmiyorum.
Bahçeli’nin sözleri üzerine Ak Parti yönetiminde sandalye sahibi olan bir ismi şöyle bir yokladım.
Ak Partide, anayasa değişikliği süreciyle başlayan MHP işbirliği nedeniyle kimse Bahçeli’ye erken bir cevap vermek istemiyor.
Bu normal.
Zira pragmatik bakıldığı zaman, yüzde 10 barajının bir sonraki seçimde en fazla Ak Parti’ye yarayabileceği gibi ihtimaller karşımıza çıkıyor.
Hatta, mevcut tabloda siyasi partiler yarışına Meral Akşener’in partisinin de dahil olduğunu hesaba kattığınız takdirde, 2019 parlamento seçimlerinde 2002 seçimlerinin bir tekrarının olabileceği ihtimali gündeme gelmiş oluyor.
Ak Parti ve CHP dışındaki partilerin baraj altında kaldığı 2002 Kasım sonuçlarını bir hatırlayın.
Bir parti, yüzde 34 oy oranı ile Meclis’te anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu elde edecek sayıya kadar ulaşmıştı.
Bugünkü şartlarda bu nasıl olur?
2002’de Cem Uzan’ın diğer partilerin hepsini baraj altına çekmesi gibi, Meral Akşener’in bir kuyudan uzattığı ipe MHP seçmeninin önemli bir bölümünün sarılmasıyla.
Akşener’in partisinin yakın dönem serencamını dikkate aldığımızda, bu safhada en fazla MHP’den oy alma eğilimi taşıdığı bir gerçek.
İki yıl süresince bu denklemde fazla bir değişiklik olmazsa, bu yazdığım senaryonun yabana atılır bir senaryo olmadığını sizler de takdir edersiniz.
Mevcut şartlarda iktidar partisinin Bahçeli’nin teklifini bir çırpıda reddedebileceği bir zemin ortada yok.
Peki, ne olabilir?
İlerleyen safhalarda, seçimler yaklaştıkça bir takım müzakereler/pazarlıklar devreye girebilir.
Ne tür müzakereler derseniz, bu, iki türlü olabilir derim:
Dahasını da yazayım, imkan bulunduğu takdirde Daraltılmış Seçim Bölgesi sistemine hemen geçilebilir.
Bu durumda MHP ile seçim barajının düşürülmesi karşılığında böyle bir sistem değişikliği için müzakereler yapılabilir.
O da şu:
2019 seçimlerinde MHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ak Parti’nin adayına destek vermesi karşılığında seçim barajının yüzde 10’dan aşağıya çekilmesi.
Bu işler için daha çok vakit var diye düşünebiliriz.
Ama sonuçta ileride oluşacak bir ittifak ya da pazarlık ortamı için, bir yerden başlamak gerekiyor.
Bir yerde kartları açıp, nabız yoklamaya başlamak gerekiyor.
Bahçeli tam da böyle bir şey yapmak istiyor olabilir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.