15 Temmuz şehit ve gazilerinin sosyolojik anatomisi-2

04:002/08/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Acet

Zahir Ayabak ile 15 Temmuz kalkışmasının yıl dönümünde yaptığımız yayında tanıştım.Kendisi bir şehit babası.17 yaşındaki oğlu Mahir Ayabak, o akşam garsonluk yaptığı pastaneden çıkarak halkın toplandığı Atatürk Havalimanı’na gitti.Burada taranarak şehadet şerbeti içenlerin arasına Mahir kendi ismini deyazdırdı.O akşam“Niye bu kadar metinsiniz?”diye sordum şehit babasına.“Oğlum gitti ama ülkem kurtuldu”dedi, her bir şehit yakınından duymaya alışık olduğumuz cümleyi kurarak.Benim gözlerim dolduğu

Zahir Ayabak ile 15 Temmuz kalkışmasının yıl dönümünde yaptığımız yayında tanıştım.

Kendisi bir şehit babası.


17 yaşındaki oğlu Mahir Ayabak, o akşam garsonluk yaptığı pastaneden çıkarak halkın toplandığı Atatürk Havalimanı’na gitti.

Burada taranarak şehadet şerbeti içenlerin arasına Mahir kendi ismini de
yazdırdı.
O akşam
“Niye bu kadar metinsiniz?”
diye sordum şehit babasına.
“Oğlum gitti ama ülkem kurtuldu”
dedi, her bir şehit yakınından duymaya alışık olduğumuz cümleyi kurarak.

Benim gözlerim dolduğu halde, o, metanetinden milim taviz vermedi.

O akşam yayına aldığımız şehit yakınları ve gazilerin hemen hepsine şu soruyu da yönelttim:

“Evden çıkarken aklınızda ne vardı? Hangi gerekçe, hangi motivasyon sizi böyle davranmaya itti?”

Aldığım cevaplar, o akşam dışarı çıkanlarla yüz yüze yapılan görüşmelerle hazırlanan 15 Temmuz raporunda geçen cümlelerle hemen hemen aynı idi.

“Okunan salalar, Cumhurbaşkanı’nın ‘Meydanlara çıkalım’ çağrısı, Mısır, Suriye ve Irak’ta yaşanan belaların Türkiye’ye taşınması korkusu…”
HEPSİ DARBENİN NEDEN
YAPILDIĞINI BİLİYORDU

Bunlar benim dinlediklerimdi.

Bir de Ak Parti Sosyal Politikalar Başkanlığı’nın hazırladığı araştırma raporunda aynı bağlamda yapılan tespitleri paylaşalım.

Hangi duygularla meydanlara indiniz sorusuna alınan cevaplar üzerine şöyle bir neticeye ulaşılmış:

“Şehit yakınları ve gazilerimiz 15 Temmuz darbe girişiminde meydana çıkmalarının, mücadele etmelerinin temel gerekçelerini; Millet, Bayrak, Vatan, Devlet, Cumhurbaşkanımız’ın ve Başbakanımız’ın çağrısı, demokrasi, milli irade, İslam, salalar, evlatlarının geleceği, Mısır, Suriye ve Irak gibi ülkelerin durumu” kavram, değer ve olaylarıyla açıklamışlardır.”

Peki, bu sonuçlar bize ne söylüyor?

-O akşam tankların önüne korkusuzca geçen şehit ve gazilerimizin yüksek bir bilinç ile hareket ettiklerini;

-Memleketin karşı karşıya olduğu risklerden haberdar olduklarını, Mısır’daki darbeyi yapanlar ve destekleyenlerin aynı şeyi Türkiye’de de yapmak istediklerini kavramış olmalarını;

-Darbenin başarılı olması halinde Türkiye’nin Irak ve Suriye gibi sonu belirsiz bir kaosa sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini gördüklerini gösteriyor.

YÜKSEK BİLİNÇ, TRAVMAYI SINIRLI TUTTU
Böyle bir farkındalığın olması, tehlike anında
‘duruma el koyma’
bilincinin ne kadar yüksek seviyeye ulaştığını göstermesi bakımından büyük bir kıymet arz ediyor.
Ki, normalde böyle bir durumda ortaya çıkacak
‘olay sonrası psikolojik hasarın’
düşük seviyede kalmış olması da, darbeye göğüs gerenlerin ne yaptıklarını bilerek hareket ettiklerinin bir göstergesi.

Bu bağlamda, raporda şöyle bir değerlendirme yapılıyor:

“Travma sonrası psikolojik sorunlar yaşayan gazilerimizin oranı başka tür travmatik olaylar sonrası yaşanan psikolojik sorun oranlarından ciddi anlamda daha azdır. Bu durumsa, o gece sokağa çıkanların bilinçli bir tercihle ve ne yaptıklarını gayet iyi bilerek sokağa çıktıklarını ve bu sebeple de o gece yaşanan travmatik olayların onların ruh hali üzerindeki etkisinin sınırlı kaldığını göstermektedir.”

Araştırmaya göre, 15 Temmuz gecesi gazi olanların yüzde 56,7’si, vatan için gazilik mertebesine ulaştıkları için huzur içinde olduklarını beyan ediyor.

Yüzde 21’i şehit olamadığı için üzüntü içinde olduğunu, yüzde 24,1’i ise, olayların kendileri üzerindeki psikolojik etkilerinin devam ettiğini ve desteğe ihtiyaçları olduğunu söylemiş.

ŞEHİT VE GAZİLERİN
EKONOMİK DURUMLARI

Şehitlerin içinde okuması yazması olmayan da var, profesör olan da.

Pazartesi günü şehit ve gazilerin eğitim seviyelerinin Türkiye ortalamasının iki katı olduğunu yazmıştım.

Peki, o gece darbecilere karşı koymak için evlerinden çıkanların ekonomik durumu nasıldı?

Çoğunluk tahmin edebileceğiniz gibi mal, mülk sahibi olmayan, bu nedenle de dünyalık kaygısı taşımayan ama böyle zor zamanlarda genelde olduğu gibi yükün büyüğünü üstlenmiş kesimlerden oluşuyor.

Araştırmaya göre, 3000 liranın üzerinde aylık gelir sahibi olanların oranı şehitlerde yüzde 21,6, gazilerde ise yüzde 14,3.

Böyle deyip mefhum-u muhalifinden
“Zenginler risk almadı
” genellemesi yapmak hadsizlik olur tabii.

Onlar için, mesela Erol Olçak ve en genç şehitlerimizden Tayyip Olçak için kurabileceğimiz cümle ancak şöyle olabilir:

“Vatan, millet, din, diyanet uğruna dünyalıklarından da vazgeçtiler”.

Bu vesileyle şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyorum.

Gazilerimize huzurlu, sağlık içinde geçecek bir ömür diliyorum.

#Türkiye
#15 Temmuz
#FETÖ