Suriye savaşı, sanırım son yüz yılın en karmaşık, en trajik ve en utanç verici savaşı olarak tarihe geçecek. Burada yaşananlar İslam dünyası açısından Kerbela’dan sonra yaşanmış en acı, en utanç verici bir trajedi olmuştur. Müslümanlar hiçbir dönemde birbirini bu nedenli vahşice ve zevk alarak öldürmemiştir.
İnsanlık açısından da asla unutulmayacaktır Suriye. Bir milyona yaklaşan ölü sayısı, 8 milyon mülteci değildir Suriye’yi unutturmayacak konu. Tüm dünyanın, gözleri önünde çocukların, kadınların ve masumların boğazlanmasını sessizce izlemesi, sonra da bu kaostan menfaat elde etmeye çalışmasıdır asıl utanç verici ve unutulmayacak olan.
Başından beri Suriye krizini takip eden biri olarak, en çok gördüğüm şey, insanların Suriye’deki krizi, aktörlerini, ittifaklarını ve eksenlerini tam algılayamamasıdır. Doğal. Zira hiçbir savaş bu denli karmaşık bir ittifak yapısına sahip değildir.
Bir hafta önce ittifak kurulmuş bir grup ya da bir devletle bir hafta sonra hasım haline gelindiğini gördük. Ya da Fırat’ın batısında ittifak kurduğumuz ülkeyle, doğusunda hasım olduk.
Bu nedenledir ki, elli yıllık ittifaklar, üç yüz yıllık örtülü saldırmazlık anlaşmaları, bin yıllık dini kurallar bu savaşta değişti, eksen kaymalarına neden oldu.
Bu savaş aileleri, dostları, arkadaşları birbirine düşürdü, birbirine boğazlattı.
Batının bu savaşta ne kadar büyük günahlar işlediğini anlatmak bile istemiyorum. Onlar da biraz vicdan kalmışsa, nasıl bir utanç içinde hayat süreceklerini görecekler. Her şey gözlerimizin önünde oldu. Kimin ne yaptığını ve ne yapmadığını gördük hepimiz. Bir gün bunun hesabını verecekler arasında onlar da olacak. Bizim gibi.
İçinden çıkılmaz bir hale gelmiş Suriye krizinde son dönemlerde ciddi değişiklikler oluyor. İttifaklar ve öncelikler değişiyor, insanlar bunu da kavramakta zorlanıyorlar. Zaten ilk baştan beri bu savaşı anlamakta zorlanmıştı herkes. Sahada olmayan, sahadaki ittifakları ve çatışmaları görmeyenlerin Suriye savaşını anlaması çok zor.
Konuyu daha iyi kavramak için şunu söylemek isterim:
Suriye’de ikinci dönem başlıyor. Bu, yeni bir eksen oluşmasından dolayı yaşanıyor.
Bu yeni eksenin tarafları ve ittifakları değişti. Şimdi Suriye politikasında Türkiye’yi yarı yolda bırakan ABD, onunla iş birliği yapan Suud bloku ve İsrail bir tarafta, Türkiye, Rusya, İran ve Suriye eksenin diğer tarafında yer alıyor. Evet daha önce birbiriyle hasım olan ülkeler, şimdi ittifak yapıyorlar. İşte bu Suriye krizinin tipik irrasyonel durumudur.
İkinci eksende, her ülkenin öncelikli güvenlik algısı da değişti. Türkiye, önceden beri Esed’i birinci derecede sorun olarak görüyorken, şimdi PKK/PYD devletinin kurulmasını birinci güvenlik tehdidi olarak görüyor. Esed’in kalması ya da gitmesi artık ikincil bir mesele.
Türkiye gibi İran’ın, Şam yönetiminin, Rusya’nın da öncelikli güvenlik tehditleri değişti. Eksenin diğer ucundaki ülkeler de buna dahil. Herkes yeni eksene göre, yeni ittifaklar, paradigmalar oluşturuyor şimdi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.