Bir belediye başkanı ya da bir milletvekili adayı nasıl belirleniyor siyasi partilerde? Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden sonra aynı şekilde devam edecek mi? 2019’da yeni sistemle 3 seçim birden yapacağız. O nedenle adayları belirleme kriterleri değişecek mi?
Değerli meslektaşım Abdülkadir Selvi, son MYK toplantısından aktardığı kuliste, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu önemli cümlesini yazdı dün Hürriyet’teki köşesinde:
Hayatımın en önemli kararlarından biri, 1 Kasım 2015 seçimlerinde, Sakarya’dan milletvekili aday adayı olmaktır. O sayede uzun yıllar Ankara’da siyaset içinde geçirdiğim görevlerin ötesinde, siyasetin kılcal damarlarında işlerin nasıl yürüdüğünü gördüm.
Aday bile olamadım. Başbakan danışmanı olmak kolay ama aday olmak kolay değilmiş meğer.
Orada geçirdiğim süreçte adayların nasıl belirlendiği konusunu bizzat yaşadım. Yerel siyaset, Ankara’daki siyasetten daha alengirliymiş.
Şöyle olmuştu:
Bir kere herkes aday adayı olabilir. Sonra aday olduğunuz şehre gelip, temayül yoklaması denen, parti teşkilatının oy kullanacağı bir yarışa hazırlanıyorsunuz.
Aslında güzel bir şey. Yarış var. Tartıya çıkıp, kaç okka çektiğini görme fırsatı bu.
İlçe ilçe dolaşıyorsunuz. Her ilçede parti teşkilatına kendinizi tanıtıyor, fikirlerinizi ve projelerinizi anlatıyorsunuz.
Akyazı ilçesinde, milletvekili seçilirsem, Sakarya’yı dünya şehirleriyle yarıştıracağımı, teknoloji ve yeşilin markalaştıracağı global bir kent hayalimi anlattım.
İlçe yönetim kurulu üyelerinden biri şunu sordu: “Tamam bizi dünya şehirleriyle yarıştıracaksın da, bizim Akyazı’nın yolu bozuk, onu yaptıracağına söz veriyon mu? Onu söyle hele.”
Yani böyle ortamlarda teşkilatın gözüne, gönlüne ve aklına girmek zorundasınız. Zira temayül yoklamasında ilk sıralarda çıkmanız gerekir.
70’den fazla aday, ilçe ilçe dolaştık. Temayülde oy verme günü geldi çattı. Sonra baktık, her ilçeden bir liste çıkıyor. 7 milletvekili olacağı için, ilk yedi ismi ilçe başkanları belirlemiş, üyelere bu yönde oy vermelerini söylüyor.
Sonra ilçe başkanları, kendi aralarında aday pazarlığı da yapıyor. ‘Sen benim adayımı yaz, ben senin’. O zaman anladım ki, ilçe başkanları siyasetin ‘küçük reisleri’ gibi önemli.
Peki biz niye bu kadar dil döktük, ‘Akyazı’nın yollarına yaptıracağım’ diye söz verdik? Çömez siyasetçi sorusu benimki. Tek başına liyakatın yetmediğini anlamam biraz zaman aldı.
Temayül yoklamasından sonra, şehirdeki sivil toplum örgütlerinin oy kullanacağı bir yarışa girdik bu sefer. Ticaret odasından başladık, fındık üreticileri derneğine kadar dolaştık herkesi. Yine projelerimizi, fikirlerimizi anlatıyoruz. Soruları tahmin edin artık. Sonradan gördüm ki her derneğin kendi özel adayı ya da diğer derneklerle paslaştığı adaylar varmış. Boşuna en tatlı dilimizi dökmüşüz.
Son olarak şehirde esnafı, iş yerlerini dolaştık. En güzel burasıydı. Milletin asıl derdini öğrendik.
Nihayet vekil sayısının iki ya da üç katı aday adayı isim seçilip genel merkeze gönderildi. Bu kez genel merkezde bir yarışa hazırlandık.
Mülakata alacaklar bizi. MKYK üyelerinin oluşturduğu bir komisyonun karşısına çıktık. Baktım bizim Abdurrahim, eski çalışma arkadaşlarım hep komisyondalar. ‘Abi ne soralım sana dediler?’ Ben de ‘Akyazı’nın yolunu sormayın da, ne sorarsanız sorun’ dedim. Lakin komisyon başkanı bana pek iyi bakmıyordu. Genel müdürken canını sıkmışım muhtemelen.
Komisyon da önüne gelen listeyi ‘çok sıkı imtihandan’ geçirip en son komisyona gönderdi. Orada genel başkan yardımcılarının tasnifine sunuldu. Binlerce aday adayını nasıl tanıdılarsa artık.
Listeler son kez tasnif edilip, artık genel başkanın önüne çıkıldı. Orada bir daha elenenler, eklenenler oldu. Sonunda isimler Yüksek Seçim Kurulu'na gitti. Ben yokum!
Süreç böyle oldu.
Şunu söyleyeyim. Siyasete girmek isteyen insanların adil yarışlara ve imtihanlara tabi tutulması son derece sağlıklı bir şey. Yarışalım, iyi olan, iyi donanıma sahip olan, şehre ve ülkeye faydalı olan kazansın.
Ancak durum bundan sonra aynı olmayacaktır. Zira millet yönetimde istikrar için artık milletvekillerine oy vermek zorunda hissetmeyecek kendini. İstediği birini göremezse, şehrini temsil edecek en iyi isme verecektir. Bu tüm partiler için geçerli.
Bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi, bakanların, genel başkan yardımcılarının kankası, adamı, yakını, asker arkadaşı olmanın önemi kalmayacak.
Bendeki şansa bak, benim zamanımda Cumhurbaşkanı bunları uygulamaya koysaydı keşke. Nasip işte.
Durun bir dakika! Neden olmasın?!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.