‘Referandum blöfünde’ çıkışı kaçırmak

04:0013/09/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Kemal Öztürk

Barzani neden K. Irak’ta referandum gibi çok riskli bir yola girdi?Ben başından beri bunun bir blöf olduğunu düşünüyorum. Gerekçesi de, Barzani bölgede çok sıkıştı ve buradan bir çıkış yolu olarak referandum kozunu ortaya attı. Anlatayım.İran, Bağdat yönetimi, onların el atlından desteklediği, KYB (Talabani hareketi), Goran hareketi ve PKK/PYD’nin uzun süreden beri Barzani’yi sıkıştırdığını herkes biliyor. ABD de buna son dönemde dahil oldu. IŞİD bahanesiyle PYD ve Bağdat yönetimiyle ile iş tutup,

B
arzani neden K. Irak’ta referandum gibi çok riskli bir yola girdi?

Ben başından beri bunun bir blöf olduğunu düşünüyorum. Gerekçesi de, Barzani bölgede çok sıkıştı ve buradan bir çıkış yolu olarak referandum kozunu ortaya attı. Anlatayım.


İran, Bağdat yönetimi, onların el atlından desteklediği, KYB (Talabani hareketi), Goran hareketi ve PKK/PYD’nin uzun süreden beri Barzani’yi sıkıştırdığını herkes biliyor. ABD de buna son dönemde dahil oldu. IŞİD bahanesiyle PYD ve Bağdat yönetimiyle ile iş tutup, Barzani’yi zora soktu. Sıkıştığı bu ortamdan ne yaptıysa kurtulamadı Barzani.

Tek dostu ve en büyük destekçisi Türkiye de darbe ile uğraşınca yalnız kaldığını düşündü.

BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN ATEŞİNİ YAKMAK

Sonunda ‘bağımsız Kürdistan’ hayalini yeniden alevlendirdi. Bu alev tüm dikkatleri üzerine çekti ve Barzani’nin iktidarı yerine, bu kez referandum konuşulmaya başlandı.

İsrail hariç, bu referanduma, dolayısı ile Barzani’nin başında olduğu bağımsız Kürdistan hayaline destek veren kimse de çıkmadı. Desteği bırakın, referandum tarihi yaklaştıkça tepkiler arttı, şiddetlendi.

Hiçbir komşusunun ve büyük devletin destek vermediği bir bağımsız Kürdistan referandumu reel politik olarak gerçekçi değildir. Karşılığı yoktur, yaşama şansı da bulunmaz. Bu nedenle referandum bir blöftü aslında. Sonunda referandumdan vazgeçecek ama karşılığında onu sıkıştıran çevrelerden de bir şeyler koparacaktı.

BARZANİ BÖLFLE NE İSTİYOR?

Bu blöfle üç şey koparmak istiyor Barzani.

1. Bağdat hükümetiyle yaşadıkları petrol gelirinin paylaşılması sorununun giderilmesi ve bütçelerine uygulanan bloğun kaldırılması.

2. Peşmerge’nin kesilen bütçesinin geri verilmesi ve Irak ordusu içinde gösterilmesi.

3. Tartışmalı 140. Madde’nin netleştirilerek, Kerkük ve çevresindeki yerleşimlerin statüsünün netleştirilmesi.

Bunların tümünü ya da bir tanesini koparırsa referandumu erteleyebilir. Bence kendi açısından akıllıca bir hamle.

Barzani’nin hamisi ve koruyucu konumundaki Türkiye ise dozajı ayalarmış tepkilerle, blöfü gördü, Barzani’nin rahatlaması için kurguladığı planın işlemesine göz yumdu. Ayrıca referandumu iptal ettirmek isteyen, İran, Irak ve ABD de Türkiye’ye gelerek destek istediler. Bu aslında Türkiye’nin elini de bir anlamda bölge dengesinde güçlendirdi.

BARZANİ’NİN İHLAL ETTİĞİ
KIRMIZI ÇİZGİ
Ancak Barzani bir hata yaptı. Kerkük’ü referanduma dahil etti ve ‘
Kerkük Kürdistan’ın kalbidir’
diyerek, çıktığı yolda Türkiye’nin kırmızı çizgisini ihlal etti. Türkiye de bu şerit ihlaline, hem kamuoyu önünde, hem de masa başında sert tepki verdi.

Barzani bu nedenle ciddi anlamda kendini sıkıştıracak bir yola saptı. Zira bağımsız Kürdistan ve ateş ile barutun yan yana yaşadığı Kerkük meselesinde kendisini çok kötü bağladı.

Şimdi tüm çevre komşuların ve büyük devletlerin tepki gösterdiği durumdan kendini kurtarmakta zorlanmaya başladı. Zira hiçbir şey koparmadan, bir şey elde etmeden geri adım atarsa, muhalefet onu bir kaşık soğuk Erbil suyunda boğacak. Geri adım atmasa tek dostu Türkiye’yi kaybedecek. O zaman da Bağdat ve İran onu bir kaşık sıcak Basra suyunda boğacak.

İşte buna siyasette çıkışı kaçırma riski denir. Girdiğin yolda, nerede çıkacağını çok iyi planlayamazsan, çıkış yapacağın yeri öngöremezsen, yolunu kaybedersin.

KRİTİK GÖRÜŞMENİN OLDUĞU
BİNADA İSRAİL ARACI

Bu yazıyı yazmadan önce Ankara’da konuya hakim bir yetkili ile görüştüm.
Ankara, kantarın topuzunu kaçıran Barzani’ye kızgın.
Kerkük meselesi iç politikaya sarkacak derecede tehlikeli bir hamleydi. Ayrıca referanduma bir hafta kalmasına rağmen tansiyonu hala yüksek tutan Barzani’nin sekteyi kalpten gitme ihtimali de var. İlk yardımı yapacak olan ülke olarak da uyarıyor:
Vazgeç referandumdan.
Yazıyı yazarken Erbil’de bir meslektaşımı aradım. Konuştuğumda şaşırdım. Dostum, bir binanın önünde bekliyordu. Orada KDP (Barzani), KYB (Talabani) ve Goran yetkilileri bir araya gelmişti. Telefon kulağında şunu söyledi dostum:
“Sizinle konuşurken üzerinde İsrail ve Kürdistan bayrağı olan bir araç önümden geçti.”
Enteresan bir şahitlik.

Bu binadaki toplantının amacı şuydu: Referandumu tüm partilerin ortak olarak aldığı bir kararla iptal etmek... Parlamento toplanacak, oy birliği ile karar alınacak ve Barzani tek başına referandumu iptal etmenin günahını yüklenmeyecekti. Karar çıkarsa birkaç gün içinde parlamento bu kararı dünyaya duyuracak.

Ben kişisel olarak referandumun erteleneceği kanaatimi hala koruyorum.
Hatta referandum yapılsa bile, bunun hayata geçirilmesi için kanuni bir zorunluluk da bulunmuyor. Bu yüzden bağımsızlık ilanını bir koz olarak kullanmaya devam edecek Barzani. Ancak bu kadar yüksek tansiyon ve gerilimi 71 yaşındaki yorgun bedeni kaldırır mı bilmem.

Son bir soru sorayım: İsrail bağımsız Kürdistan’a destek verdiğini açık ederek, neden tüm Arap ve Müslüman ülkelerin şimşeklerini üzerine çekti ki? Genelde saman altından su yürüterek yapardı bu işleri.

#Barzani
#Kuzey Irak
#Referandum