‘Yeni bir devlet kuran ve kurucu lider olarak da Erdoğan’ı seçen’ kişinin neden olduğu sarsıntı devam ediyor. Bu yazıyı yazarken, Başbakan, Başbakan Yardımcısı, bakanlar, AK Parti sözcüsü bu akla zarar açıklamanın arkasını toparlamak için paralıyordu kendilerini. Allah’tan adam daha fazla konuşmadı. Birleşmiş Milletler'i de yıkıp yenisini kuracaktı yoksa!
‘Bizi bağlamaz, kendi görüşü’ diyerek işin içinden çıkmak niyetinde AK Parti. Hukuken haklılar. Lakin vicdan, algı ve iletişim açısından öyle mi? Sanırım burada tartışmamız gereken bir konu var.
AK Parti’nin en iyi dönemlerinde (2008-2011), Başbakan Basın Danışmanlığı yaptım. O zaman iletişim çalışmalarının nasıl yapıldığına şahit oldum. Sadece bir tanesini anlatayım.
Başbakanlık'ta gündemde olan konular sıralanıyordu. Çözüm süreci, tarım reformu, AB ile ilişkiler, reformlar, Kürt sorunu vb… Sonra bu konularda AK Parti adına konuyu iyi anlatacak ve faydalı olacak isimler tespit ediliyordu. Bunların neredeyse tamamı bakan, genel başkan yardımcısı, grup başkanı ya da milletvekiliydi.
Erdoğan’ın onayından sonra, Başbakanlığın ve partinin basından sorumlu ofisleri, televizyon ve gazetelere mesaj göndererek, parti ve hükümet içinden bir konuk çağırmak istendiğinde, ‘bu konularda şu isimleri tavsiye ederiz’ deniyordu.
Konu başlıkları çoktu ve konuşacak isim listesi de uzundu. Aslında bu, AK Parti’nin siyaseten, entelektüel olarak ve iletişim açısından ne kadar güçlü insan kaynağına sahip olduğunu gösteriyordu.
AK Parti’nin siyaset üretme konusundaki sorunlarını bir kenara koyalım.
Yine bugün medyada, AK Parti hareketi üzerine süren tartışma, polemik ve eleştirel yazıların önemli bir kısmı, “AK Parti medyası” diye etiketlendirilen medyadaki bazı yazarlar, sözcüler ve yorumcular nedeniyle oluyor.
Bu böyle oluyor çünkü, televizyonlarda AK Parti siyasetçilerinden çok, başkaları konuşuyor. ‘Gazeteci, yazar, araştırmacı, danışman’ etiketini kullanan, ‘yeni AK Parti sözcüleri’ bunlar maalesef.
‘Bunlar AK Parti’yi temsil etmiyor’ söylemi, yine hukuki olarak bir anlam ifade etse de, algı ve imaj açısından durum öyle değil. Çünkü bu insanlar konuşurken ‘Reis adına, AK parti adına’ konuşur gibi konuşuyorlar. Ve devleti yönetenlerin uçaklarında en çok bunlar boy gösteriyor.
FETÖ ile mücadeleden tutun, Türkiye’nin yurt dışında haklılığının anlatılmasına, mültecilerin durumuna, müftülere nikah kıyma yetkisinden tutun, terörle mücadeleye kadar onlarca örnek verebilirim ki, çoğu, iletişim sorunlarıyla AK Parti aleyhine dönüverdi.
Stratejik iletişim çalışmaları yapmayı geçtim artık. Rahmetli Erol Olçok bile baş edemedi bununla. En azından “Yeni bir devlet kuruyoruz, lideri de Erdoğan’dır” gibi, ülkenin temeline kibrit suyu döken tipleri vitrine çıkarmaktan vazgeçsin AK Parti. Bunu görmeye ömrüm yetecek mi bilmiyorum.
Son kriz, buzdağının üstü sadece. Medyada, sivil toplumda daha onlarca isim var ki, her an bir mayın gibi patlayıp, koca hareketi, partiyi, hükümeti tamir edilmez krizlere sokabilir.
Kendimi katmıyorum ama ister istemez ben de dahil oluyorum bu listeye! Ne yapayım, yalaka tayfasından değilim. Suç mu?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.