Aşırı yorum çağında yaşıyoruz. Ele geçirdiğimiz küçük bir bilgi parçasından, gördüğümüz bir resimden, yarım yamalak bildiğimiz bir olaydan hareketle pozisyonumuzu alıyor ve o pozisyondan konuşuyoruz. Ve artık sanırım sadece pozisyonlarımız var.
Bazı ahmakların Gezi’de attığım 200 tweetten üçünü, 17-25 Aralık sürecinde attığım 500 tweetin ikisini kırparak bana ‘Gezici’ ve ‘kripto Fetöcü’ derken yaptığı da tam olarak bu, ODTÜ’deki cinsiyetsiz tuvalet meselesinde hemen herkesin yaptığı da tam olarak bu, ‘insan amcasının kızıyla evlenebilir’ fetvasına yaklaşım da tam olarak bu. Meselenin küçük bir parçasını, solgun bir fotoğrafını taş kabul ediyor ve onu derhal düşmanımızın ya da düşman bellediğimizin, daha da kötüsü menfaat gereği düşman olarak kodladığımızın kafasına atıyoruz.
ODTÜ’den başlayalım. ODTÜ’de okuyan, ismi bende mahfuz bir delikanlı mail attı. Diyor ki ‘İsmail abi, biz ODTÜ’nün sadece bu tip marjinal olaylarla gündeme gelmesinden hem bıktık hem usandık. Gazetelerin, internet portallarının manşetleri, meseleye yaklaşımı öyle ki zannedersin bütün ODTÜ’nün bütün tuvaletleri cinsiyetsiz hale getirildi, zannedersin ODTÜ’ye girmek için ana şart gâvur olmak, zannedersin ODTÜ’de okuyan her öğrenci vatana ihanet içerisinde… Hâlbuki böyle bir şey yok.’
Gelin birinci elden okuyalım ODTÜ’de ne olup bittiğini: ‘Bu cinsiyetsiz tuvalet olayı aslında senelerin mevzusu. LGBT oluşumunun ODTÜ kolundaki öğrenciler bu operasyonu yürütüyor. Bunlar gayri resmi bir topluluk; kesinlikle hiç bir şekilde rektörlüğe bağlı değil ve herhangi bir yardım almıyorlar. Senelerdir rektörlüğün kendilerini tanımaları için eylem yaparlar. İşte son bir yıldır da beşeri bilimlerdeki sadece bir tuvaletin cinsiyetsiz yapılması için uğraşıyorlar. Eylem yaptılar, rektörlük önünde imza topladılar. Bu toplanan imza tek bir tuvalet içindi; sonra bölüm başkanlığı bunlara dayanamadı bir tane tuvalet verip ‘yapın o zaman’ dedi. Sonra bunlar yaklaşık bir ay önce tüm tuvaletlerin kapısına gidip stickerlarını yapıştırıp ‘burayı cinsiyetsiz yaptık’ dediler. Tüm olay bu… Sonra tabi hemen bölüm başkanlığı ve rektörlük bu stickerları çıkarttı. Şu an böyle bir uygulama yok ama internet bununla dönüyor. Bu olay sadece Beşeri Bilimler binası tuvaletlerinde gerçekleşiyor.’
Bilmem ne olduğu tam olarak anlaşıldı mı? Bütün bunları anlattıktan sonra ODTÜ’lü delikanlı üç meselenin altını çiziyor:
Amcakızı ile evlenmenin caizliğine ‘sapıklık’ diyebilen hastalıklı zihinlerle uğraşmanın başka, bambaşka yolları var ve inanın bana cinsiyetsiz tuvalet meselesinin ele alınış şekli onlardan biri değil.
Kızacaksınız biliyorum ama bir şey daha söyleyeyim. Minibüste dayak yiyen şortlu kız meselesine ‘sakallı, cübbeli, çarşaflı insanlar da taciz ediliyor, ne olmuş yani’ diye yaklaşmak da her bakımdan sorunlu geliyor bana. Hem iki olayı birbirine karıştırmak bakımından sorunlu hem de taciz yarıştırmak bakımından sorunlu.
Ne diyordu Kempes: ‘Şimdi ben bu cinsiyetsiz tuvalet işini tam anlamadım yeğen. Kadın erkek aynı tuvalette hacetlenince özgürlük mü olmuş oluyormuş eşitlik mi? Vallaha bilemedim.’
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.