Hem de insanlığın gördüğü en adi tiplersiniz. Öyle aşağılık bir diliniz, öyle aşağılık bir karakteriniz var ki şeytan size şapka çıkarır.
Evet, senden bahsediyorum. Emani ar-Rahmun Sakarya’da vahşice katledildiğinde ‘kadının kocası ile katillerin arasında kavga olmuş’ yazabilen o aşağılık sensin çünkü. Haberciysen defol git, Emani’nin kocası Halid’in çalıştığı tavuk kesimhanesinin patronunun verdiği imzalı beyanı oku. Bırak kavgayı, tartışma yok. Haberciysen defol git, Sakarya’da herhangi bir polis merkezine, herhangi bir karakola yansıyan herhangi bir tutanak var mı araştır. Ama hayır. Ne okursun ne de araştırırsın sen. O vahşeti ‘iki sabıkalının yaptığı adi olay’ olarak kayıtlara geçirebilmek için elinden gelen her şeyi yaparsın çünkü.
Evet, senden bahsediyorum. Katillerden birinin Emani’nin kocası Halid’e ‘karını boşa, ben evleneceğim onunla’ dediğini fantastik bir fantezi olarak geliştirebilen o aşağılık zihnin sahibi sensin çünkü. Gazeteci isen sor bakalım tanıyanlara kimmiş Halid? Peygamber Efendimiz(sav)’in soyundan gelen bu delikanlıya ‘karını boşa, ben evleneceğim onunla’ deme cesareti gösterebilecek birinin sonu ne olurmuş bir bak. Bakmazsın sen. Halid’i namus zafiyeti olan biri olarak gösterip ‘kocada da suç varmış’ cümlesini yaygınlaştırma köpekliği işine gelir çünkü. O aşağılık, o çatal dilinle meseleyi ‘bütün tarafların suçu var’ yavşaklığına ilerletmeye çalışıyorsun çünkü.
Evet, senden bahsediyorum. Sakarya’daki muhabirinizin yolladığı haber metnine ‘Suriyeli kadının güzelliği ile dikkat çektiği, komşusu Birol K’nın bu nedenle olayı gerçekleştirmiş olabileceği öğrenildi’ cümlesini ekleyebilecek sapkınlıkta olan sensin çünkü. Eğer araştırmacıysan, haberin kaynağını sorgulamak öğretildiyse sana gider Sakarya’daki DHA muhabirini bulur ve ‘senin buradan ajans merkezine gönderdiğin haber metninde bu cümle var mıydı?’ diye sorarsın. Cümle varsa bu cümlenin kaynağının kim olduğunu araştırırsın. Yoksa habere bu aşağılık cümleyi ajans merkezinde kimin nasıl ve hangi amaçla eklediğini bulursun. Ama hayır. Bunu yapmazsın sen. ‘Kadın güzelse tecavüzü hak etmiştir’ cümlesini dolaşıma sokmak işine gelir.
Şimdi seninle yüzleşelim mi? Gerçeklere tahammülün var mı?
Gerçekler şöyle: Halid, 45 gün önce Kaynarca’daki o tavuk kesim işini buluyor. O işi bulur bulmaz STK’lara gelip ‘artık benim zekâta ve yardıma ihtiyacım kalmadı, bizi listeden düşün’ diyor. Halid’in fabrikada çalıştığı sırada iki katil işten kaçıp Halid’in evine geliyorlar. Levye ile kapıyı açıp Emani’nin 10 aylık bebeğini boğuyorlar. Ardından Emani’yi ormanlık bir alana götürüp sopalarla karnına vurarak bir hafta sonra doğacak çocuğunu öldürüyorlar. Ardından da Emani’ye tecavüz edip onun da başını taşla eziyorlar.
İki katilin kanında ne uyuşturucu ne de alkol var. İki katil belki de ilk kez Emani’nin yüzünü tam olarak görebiliyorlar. Zira yine Peygamber Efendimiz(sav)’in soyundan gelen Emani, tesettürüne çok düşkün bir genç kadın.
Şimdi burada bir duralım.
Türk medyası denen leş kuyusunun bu gerçekler ortadayken kavga, güzellik, evlilik teklifi gibi şeylerle meseleyi başka bir kurguya oturtmaya çabalaması nereden icap ediyor peki?
Kanaatim şudur: Ankara Demetevler’deki provokasyonları tutmayan mülteci düşmanları, gayet planlı ve bence finansmanlı bir şekilde bu akıl almaz vahşete imza attırdılar. Amaçları Sakarya’daki Türklerle mültecileri çatıştırmaktı. Fakat özellikle İHH’nın başını çektiği sivil toplum kuruluşları bu çatışmanın çıkmasına engel oldular. Medyaya da tezvirat yapma rolü kaldı. Meseleyi ‘adi bir olay’ olarak gösterme telaşları bundan.
Uzatmayalım: Bu vahşi saldırı kesinkes planlı bir nefret suçudur. Bir hafta sonra doğum yapacak bir kadına yönelmiş olması ve on aylık bir bebeğin de katledilmesi çatışma çıkartma amaçlıdır. Bu iki katilin borçları gırtlaktadır. Zaten sabıkalıdırlar. Çok kolay şekilde finanse edilebilirler, çok kolay şekilde yönlendirilebilirler. Savcılığın soruşturmasında mutlak surette bu ihtimalin üzerine gitmesi gerekmektedir.
Planlı bir nefret suçunu ‘adi bir olay’ olarak göstermeye çabalayan adilere gelince. Mutlaka tamamı hukuk önünde bu yaptıklarının bedelini ödemeli, toplum vicdanında ise zaten ademiyete mahkûm edilmelidirler.
Başka türlüsü sürekli aynı köşeden gol yiyeceğimiz manasına gelir.
Ne diyordu Banderas: ‘Bütün okurlarımdan özür dileyerek Emani’nin güzelliğini bir ‘tecavüz meşrulatırması’ olarak kullananlara diyelim ki… Neyse demeyelim. Yine de yakışmayacak bize. Düşünmesi bile ürpertici zira.’
Peki ne diyordu Cruz: ‘Yeğenim, o gece Sakarya’da Suriyelilerle Türkler arasında kan akmaması için canhıraş şekilde uğraşan ve bunu başaran Mavi Marmaracı manyaklara da bir hayır dua göndermek icap eder.’
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.