Serdar Tuncer’in Türkiye Kadar Bir İman başlıklı yazısını okur okumaz şu soruyu sordum kendime: Türkiye senin için nedir?
Düşündükçe, vakit geçtikçe başka ve daha iyi cevaplar verilebilir. Sabahla beraber ilk anda aklıma gelenler, kalbime doğanlar bunlardır:
Türkiye, on milyonlarca insanın fedakârlığı sayesinde ve bin yılda meydana gelmiş aziz emek, mübarek emanettir. Zerresi ziyan edilemez.
Türkiye, ömrümüzün göğüdür. Bazen kapalı, bazen güneşli. Fırtınalı, yağmurlu veya duru. Fakat hep orada, başımızın üstünde.
Türkiye can suyumuzdur. Azalır, çoğalır ama kurumaz.
Türkiye ne yolcudur, ne han. Yolun kendisidir o. Yolcu gider, han yıkılır, yol kalır.
Türkiye merhamettir, berekettir. Ekonomik buhran zamanlarında bile dünyanın en cömert ülkesi ve milletiyiz. İyiliğin eliyiz.
Türkiye iç kaledir. Yurdunu veya güvenli yaşama imkânını kaybedenler buraya çekilebilir. Dün Kafkas ve Balkan halkları, bugün Suriyeli kardeşlerimiz. Batı sınırımızın sıfır noktasında bir Pomak köyü olan Sislioba, doğu ucunda ise Kırgızların yaşadığı Ulupamir köyü vardır. (Kırklareli ve Van.) Bu iki örnek bize çok şey söylemektedir.
Türkiye, şuurlu ve samimi her müminin müşterek derdidir, davasıdır. Birinci Cihan Harbi ve İstiklâl Mücadelesi’nde gelen yardımları hatırlayalım. Gittiğimiz her İslâm beldesinde sevinç ve sevgiyle karşılanıyoruz. Buraya bir parantez açalım: Türk olmanın şartı İslâm’dır. Bunu böyle biliyoruz.
Mustafa Akar’dan ödünç alıp söylersek; Türkiye, bakmadan çizebildiğimiz birinci resimdir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.