Bizim kuşağın her alanda birçok kahramanı oldu. Mesuliyet duygusu imana dayanır. İşte buradan doğan bir kahramanlık.
Doksanlar, İslâmî uyanışın ve direnişin başladığı yıllardır. Dirayetli isimlerin aynı anda geldiği bir dönemdir. Necmettin Erbakan, Aliya İzetbegoviç, Şeyh Ahmet Yasin, Cevher Dudayev, Abbas Medeni. Liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Çeçenistan’dan Cezayir’e kadar muazzam bir coğrafya.
Küçük ve dumanlı odalarda sürekli toplanıyoruz. İnsanların birbirine itimadı tam. Henüz maddiyat keşfedilmemiş. Yerel yönetimler, iktidar imkânları, ihale işleri falan bilinmiyor. Kitap listeleri veriliyor. Şiirler okunuyor. Hal hatır soruluyor. Çoğu zaman evimizin yolunu unutuyoruz.
Haberleşme sıkıntılı, kaynaklara ulaşım kısıtlı. Buna rağmen birbirimizden haberdarız. Çeçenistan direnişini yakından takip ediyoruz. Laçin Koridoru’nun düşmesinin sonuçlarını tartışıyoruz. Bosna savaşının adeta içindeyiz.
Keskin nişancıyım. Bosna’ya gitmek için ismimi yazdırıyorum. Küçük bir kızım var. Beni yakından tanıyan ağabeylerden biri listeden ismimi sildirmiş. Onunla uzun süre konuşmadım. İlk gruptan gidenlerin haberleri de gelmeye başlıyor. Selami Yurdan şehadet şerbetini içiyor. Şehidin babası, “diğer oğullarım da bu dava için feda olsun” diyor. Onurlu ve olgun.
Bu kez Karabağ’a gitmek istiyorum. Yok. Bari Çeçenistan’a gideyim. Orası da nasip olmadı. Kaderim ‘sen burada kalacaksın’ diyor sanki. Beyazıt meydanındaki cuma eylemlerinde teselli arıyorum. Bazen de miting.
Ruslar füzeyle suikast düzenliyor. Sekiz yıl sonra İsrail de Şeyh Ahmet Yasin’e suikast düzenleyecekti. Sabah namazı çıkışında ve yine füzeyle.
Gençliğimin penceresinden bakmaya devam ediyorum. Biraz da edebiyat dünyasında gezineyim.
Kahramanım olan kitaplardan birkaçı: Erbain, Üç Mesele, Yaşamak, Yoksulluk İçimizde, Yokuşa Akan Sular.
Bu şiirler ve daha niceleri, bana doksanlı yılları, yani gençliğimi hatırlatır. (Müstakil bir yazı konusu oldu bu.)
Manevî önderler, siyasî liderler, komutanlar, şair ve öykücüler. Aliya İzetbegoviç’e hepsinin arasından bakıyorum. “Haksızlığa uğrayıp da hakkını alanlar müstesna” hükmünü adaletli ve merhametli bir şekilde uygulayan isimdi.
Said Halim Paşa’nın Buhranlarımız kitabından: “İnsaf ve uzak görüşlülükten iyice mahrum olduklarını ispat eden bu istilâcılar, Müslümanlara reva gördükleri zulüm ve gaddarca muamelelerle, günün birinde meydana çıkacak olan tepkiyi de çabuklaştırmaktan geri kalmıyorlardı. Bu tepki elbette vukubulacaktır.” (Sayfa 165.)
Kral demek istemem. Bize mahsus bir ifade değil o. Aliya İzetbegoviç, işte bu tepkinin en soylu şekilde vukubulmuş haliydi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.