Soçi’den ne çıktı? Türkiye açık saldırı altında. Peki biz ne yapmalıyız?

04:0024/11/2017, Cuma
G: 18/09/2019, Çarşamba
İbrahim Karagül

Savaşçıkarmak kolay,barışinşa etmek zordur. Hele bizim bölgemizdebütün kartlar işgallere, iç savaşlara, etnik kavgalara, ülkelerin parçalanmasına ayarlıysabarış çok zordur. Türkiye dahil, hemen bütün bölge ülkeleri içinparçalanma, bölünme haritalarıhazırlanıyorsa, o uğursuz rüzgarı tersine çevirmek büyük bir zaferdir.Barış aranırken,bir ülkeye kurtuluş yolu çizilirkenkimin kazandığına, kimin kaybettiğinebakılmaz. Mesele bir ülkeyikurtarmaksa, mesele o ülke üzerinden bütün bircoğrafyayı talan etmeyedönükçokuluslu

S
avaş
çıkarmak kolay,
barış
inşa etmek zordur. Hele bizim bölgemizde
bütün kartlar işgallere, iç savaşlara, etnik kavgalara, ülkelerin parçalanmasına ayarlıysa
barış çok zordur. Türkiye dahil, hemen bütün bölge ülkeleri için
parçalanma, bölünme haritaları
hazırlanıyorsa, o uğursuz rüzgarı tersine çevirmek büyük bir zaferdir.

Barış aranırken,
bir ülkeye kurtuluş yolu çizilirken
kimin kazandığına, kimin kaybettiğine
bakılmaz. Mesele bir ülkeyi
kurtarmaksa
, mesele o ülke üzerinden bütün bir
coğrafyayı talan etmeye
dönük
çokuluslu planları
boşa çıkarmaksa, mesele o ülke üzerinden
Anavatanı bile hedef alan saldırı planlarına göğüs germekse
baktığınız yer de, durduğunuz yer de, öncelikleriniz de değişir, değişmek zorundadır.
Tehlikeyi görmeyen vatansız kalacaktır..
Değişmezse kaybedersiniz.
Aslında ne olduğunu
, neler hesaplandığını, ne tür saldırılara hazırlık yapıldığını
okuyamazsanız, anlayamazsanız vatansız kalırsınız
.
Ülkenizi, coğrafyanızı, tarihinizi, geleceğinizi kaybedersiniz
. Devlet aklı dediğimiz şey,
feraset
dediğimiz şey, tarihi iddialar dediğimiz şey,
tarihi yapıcı rol
dediğimiz şey, doğru zamanda neler döndüğünü anlamak ve ona göre hazırlık yapmaktır.
Biz bunu
Selçuklu
döneminde yaptık,
Osmanlı
tarihi boyunca yaptık,
Cumhuriyet
döneminde bu ülkeyi, bu
vatanı birarada tutarak
yaptık. Bugün de yapacağız,
yarın da yapacağız
. Tarih böyle yapılır, bir
millet
böyle
diri
tutulur, bir
ülke
böyle korunur, yüzyıllara dayanan siyasi tarih böyle şekillendirilir.
Birkaç yıl içinde bütün ezberlerimiz bozulacak
Son
otuz yılda ezberlerimiz değişti
, coğrafya algımız değişti,
vatan
algımız değişti, çok şey gördük. Son otuz yılda aslında
dünya
değişti. Ama
önümüzdeki yıllarda
,
çok dar bir zaman diliminde olağanüstü değişimler göreceğiz
.
Asıl ezberler o zaman bozulacak
.
Şaşırtıcı
olaylara, güç kaymalarına, küresel güç haritasındaki değişimlere,
dostluklara ve düşmanlıklara
tanık olacağız. Kullandığımız
kavramlardan düşünce biçimimize, ülke algımızdan dünya algımıza
, derin değişimler yaşayacağız. Bunlar sadece Türkiye ile, coğrafya ile sınırlı şeyler değil. ABD’den Avrupa’ya, coğrafyamızdan Asya’ya
bütün dünya
bunları yaşayacak.
DEAŞ diyerek, PKK eliyle ‘Türkiye cephesi’ kurdular
İşte bu sarsıcı değişimler
bazı ülkeleri tarih dışına itecek, bazı ülkeleri çok daha merkeze çekecek
. İşte bu yüzden, bugünü değil, geleceği görebilenler hazırlanmış olacak. O ülkeler, o milletler, durduğu yeri sağlamlaştıranlar geleceği şekillendirecek. Bütün bunlar için
yirmi yıl, otuz yıl beklemeyeceğiz. Çok hızlı, belki birkaç yıl içinde tanık olacağımız şeyler
olacak bunlar.
Öyleyse
bize gösterilene değil, görmemiz gerekene
odaklanmalıyız.
Gözlerimizin kör
edilmesine, zihinlerimizin zehirlenmesine direnmeliyiz. Türkiye’yi, coğrafyayı, dünyayı ve o büyük değişimleri kendi gözlerimizle görmeyi öğrenmeliyiz.
Bize el Kaide diyerek Afganistan’ı işgal edenler, bize Kaddafi diyerek Libya’yı parçalayanlar, bize Saddam diyerek Irak’ı harabeye çevirenler, bize Esad diyerek Suriye savaşını başlatanlar, bize DEAŞ diyerek sınırlarımızın sıfır noktasında yüzlerce kilometre “Türkiye cephesi” kurdular
.
Mesele Esad ya da rejim değil: Çok daha büyük tehditler var..
Irak ve Suriye parçalanacak hemen ardından “Türkiye cephesi”
açılacaktı. Bundan o kadar eminlerdi ki,
Suriye’nin parçalanmasını garanti görüp 15 Temmuz’da Türkiye’yi içeriden vurdular
. İran sınırından Akdeniz’e uzanan
terör koridorundan, o yabancı garnizon haritadan o kadar emindiler ki, aylardır Türkiye sınırlarına yığınak yapıyorlar
.
Türkiye’nin Esad takıntısı olmamalı, rejim takıntısı olmamalı
, Suriye’nin bölünmesine yönelik bütün girişimlere karşı bir tavrı olmalı. Çünkü
mesele Esad’la, Suriye ile sınırlı değil
. Çok daha büyük tehditler bölgeyi de Türkiye’yi de hedef almış durumda. Suriye’nin parçalanmasının
“Türkiye Cephesi”
ni açmak olduğunu artık biliyoruz.
Projenin bütün bölgeyi kapsadığını, bütün bölge için bölünme, parçalanma,
şehir devletleri
,
garnizon ülkeler
planları olduğunu biliyoruz. Öyleyse, bize gösterilene değil, görmemiz gerekene yönelmek zorundayız.
ABD’nin, İngiltere’nin, İsrail’in ajandasına değil, kendi ülkemizin ajandasına göre
hareket etmek zorundayız.
Soçi Zirvesi: Son otuz yıldır ilk kez oluyor bu
Soçi
’deki zirve bu açıdan çok önemliydi. Son
otuz yıldır bölgeye yönelen o uğursuz rüzgarı tersine çevirecek belki de ilk örnekti.
Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine yönelik
çokuluslu hesapların bozulabildiğini
, bozulabileceğini gördük.
1991 Körfez Savaşı’ndan bu yana devam eden bir dalganın durdurulabileceğinin
işaretini aldık.
Başından beri
Türkiye-İran ve Suudi Arabistan
tarafından çözülebilecek bir sorun yüzünden
dört yüz bin insan öldü, altı buçuk milyon insan yerinden oldu, şehirler harabeye döndü
. Ama geç de olsa, bu sorunun çözülebilmesi, savaşın durdurulabilmesi,
son otuz yılda ilk kez
oluyor. Bu inisiyatif teşvik edilmeli.
PKK/PYD da DEAŞ gibi
dış müdahale aracıdır
Türkiye’nin
PKK/PYD terörü
üzerinden vurulduğunu
bunun bir ABD projesi olduğunu
, FETÖ’nün 15 Temmuz saldırısıyla aynı merkez tarafından yönetildiğini biliyoruz.
Rusya ve İran, eğer Soçi süreci devam edecekse, etmesini istiyorlarsa, Türkiye’nin bu hassasiyetini karşılamak zorundadır
. Çünkü
DEAŞ
nasıl bir dış müdahale unsuruysa
PKK/PYD de aynı şekilde dış müdahale unsurudur
. PKK kartı ABD’nin elinden alınmadığı sürece,
bir süre sonra başka örgütler de ihdas edilecek
, işgal ve parçalama planları aynen devam edecektir.
Suriye’nin bütünlüğü, siyasi birliği, yeni anayasa, şeffaf seçim, ülkenin terörden arındırılması…
Soçi’den çıkan ilk sonuçlar böyle.. Bu daha ilk adım. Bu, coğrafyanın tamamına yönelik yeni saldırı hazırlıklarından önceki ilk
umut verici
gelişme. Devamı gelmeli.
Türkiye açık saldırı
altında. Öyleyse
gidilecek yol bellidir
Kimse,
Rusya ya da İran faktörü
gibi zihin karıştırıcı müdahalelerle
ABD’nin elini kolaylaştırmaya
girişmesin. Çünkü ABD müdahalesinin sonu, varmak istediği yer
coğrafyanın imhasıdır
, artık bunu görmemiz lazım.
Bundan sonra
Suriye’nin kuzeyindeki terör koridorunu, yabancı garnizon haritasını boşa çıkarmaktır esas olan
. Bundan sonra
Türkiye’nin savaşı bu cepheyi sarsmaktır
. Çünkü bu cephe tamamen Türkiye cephesi olarak planlandı, öyle inşa ediliyor. Suriye’de çözüm olmadan bu cepheyi boşa çıkarmanın zorluğu ortadadır.

Daha net söyleyelim:

Türkiye açık bir tehdit altında, hatta
açık saldırı
altındadır. Öyleyse savunma cephesi Suriye’nin bütünlüğüdür. Bu da Türkiye için ilk adımdır. Devamı gelmeli, Türkiye’nin savunma hatları güçlendirilmeli.
Bedeli ne olursa olsun
, ne gerekiyorsa gereksin,
mücadele Türkiye’yi korumaktır!
#Soçi
#Türkiye
#Rusya
#İran
#Suriye