PKK-DEAŞ ortaklığı: Muhafazakar, İslamcı kimlikli kriptolar bile var..

04:0015/11/2017, Çarşamba
G: 18/09/2019, Çarşamba
İbrahim Karagül

ABD, PKK/PYD ve DEAŞ arasındaki bütün kirli ilişkiler, bütün kanlıortaklıklar gün yüzüne çıkıyor. ABD ile terör örgütleri arasındaki ortaklığınen çirkin, en tehlikeli örnekleribir bir açığa çıkıyor.“Terör kartı”nın nasıl kullanıldığı, terör üzerinden ülkelerin nasılparamparçaedildiği,“terörle mücadele” söyleminin 21. yüzyılın en büyük palavrasıolduğu, terör örgütlerinin tamamının coğrafyamıza yönelenBatılı istilanın parçasıolduğu artık gizlenemiyor.PKK/PYD ile DEAŞ ortak çünkü patronları aynı..Türkiye’ye,

A
BD, PKK/PYD ve DEAŞ arasındaki bütün kirli ilişkiler
, bütün kanlı
ortaklık
lar gün yüzüne çıkıyor. ABD ile terör örgütleri arasındaki ortaklığın
en çirkin, en tehlikeli örnekleri
bir bir açığa çıkıyor.
“Terör kartı”
nın nasıl kullanıldığı, terör üzerinden ülkelerin nasıl
paramparça
edildiği,
“terörle mücadele” söyleminin 21. yüzyılın en büyük palavrası
olduğu, terör örgütlerinin tamamının coğrafyamıza yönelen
Batılı istilanın parçası
olduğu artık gizlenemiyor.
PKK/PYD ile DEAŞ ortak çünkü patronları aynı..

Türkiye’ye, “DEAŞ’a yardım ediyor”
suçlaması yöneltenlerin
tamamı DEAŞ’la ortakmış
. Suriye ve
Kuzey Irak
üzerinden
“DEAŞ’la mücadele”
adı altında Türkiye kamuoyunun zihnini
zehirleyenlerin
tamamı DEAŞ’la ortakmış.
Çünkü PKK DEAŞ’la ortakmış
… Çünkü
Barzani DEAŞ üzerinden işgal haritası yürütüyormuş
. Çünkü
PKK/PYD Suriye’nin büyük bölümünü DEAŞ’la gizli gizli anlaşarak işgal ediyormuş
. Çünkü
hem DEAŞ’ın hem PKK/PYD’nin patronu aynıymış
.
Bu ülkede gizli
teröristler, ihanet eden bir çevre var
Daha o zamanlar;
“DEAŞ’la savaş, PKK/PYD’ye alan aç”
diye bir proje olduğunu, bunun Türkiye’ye
kurulmuş tuzak olduğunu
, bir
siyasi körlük
planı yürütüldüğünü, Suriye’nin kuzeyindeki
“terör kuşağı”
nın
Türkiye içinde güçlü bir çevre tarafından desteklendiğini
, bu çevrelerin
hükümeti ve devleti terör koridoruna karşı hareketsiz bırakmaya çalıştığını
, Suriye politikasındaki olumsuzlukların bu çevrelerin eseri olduğunu, bir çok alanda
Türkiye’yi sattıklarını, hareket edemez hale getirdiklerini
buradan haykırıyorduk.
Ama onlar daha
makbuldü
, onların sesi gür çıkıyordu, çünkü onlar büyük bir
uluslararası projenin parça
sıydı. Bugün ülkemizin karşı karşıya bulunduğu sıkıntıların önemli bir bölümü bu çevrelerin eseridir.
Ve onlar hala aynı yolda devam etmektedirler
.
Bunlar hem DEAŞ’la
hem PKK ile ortak
çalışıyormuş!
“Türkiye Barzani’ye destek vermeli”
,
“Türkiye Kobani’yi DEAŞ’tan korumalı”
, “Türkiye DEAŞ’la savaşmalı Suriye’nin kuzeyine dokunmamalı” diyenlerin
tamamı DEAŞ’la olan ortaklığı biliyormuş
, bu ortaklığın bir parçasıymış!
Barzani birliklerinin Türkiye’den geçip,
“DEAŞ’la mücadele için” Kobani’ye girmesi o kirli ortaklığın parçasıymış
. O günlerde
gazete köşelerinde
bu eylemin
ateşli savunucuları
olanlar,
ki onları biliyo
ruz,
DEAŞ-PKK ortaklığı adına kalem oynatıyormuş
.
Barzani istihbarat ağları
ve
PYD kriptola
rı, Bazıları muhafazakar görünüm adı altında operasyonlar yürütüyormuş.
Kimse onlara, “Yahu
siz ne yaptınız”
diye sormuyor!
Açık söyleyeyim; bu konularda yanılmadım. Doğruyu gördüm ve hep savundum. Çünkü
“Türkiye ekseni” dışında hiçbir hesaba inanmadım
,
hiçbir projeyi savunmadım
. Gücüm yettiğince en azından kamuoyu ile paylaşmaya çalıştım. Bugün her şey ortaya çıkıyor ama
o kirli hesapları Türkiye’de pazarlayanlar
hala aynı güçlerini, konumlarını sürdürebiliyor. Bir kez olsun kimse bunlara;
“Yahu siz bu işleri savunuyordunuz, bakın ne tür bir ilişki çıktı ortaya. Bu işin neresindesiniz”
diye sormuyor.
Şimdi
BBC
, ABD’nin PKK ve DEAŞ’la ortaklıklarını yayınlıyor. İngilizlerin bu işte payı nedir, o ayrı bir tartışma konusu. Bu yayınlarla ABD’den ne istiyorlar, o da ayrı bir tartışma konusu.
Ama ABD’nin Suriye politikasının tamamen terör örgütleri üzerine kurulduğu, PKK ve DEAŞ üzerinden yürütüldüğü, bir çok ülkenin bu
örgütler üzerinden parçalanmaya
çalışıldığı, Türkiye’yi
çevreleme
planlarının da PKK ve DEAŞ’la beraber uygulandığı gün gibi açığa çıktı.
FETÖ ve PYD kriptoları arasındaki gizli ortaklık
En önemlisi de PKK ve DEAŞ’ın ortak çalıştığı gerçeği artık gizlenemez hale geldi.
FETÖ üzerinden yürütülen “Türkiye DEAŞ’a yardım ediyor” tezini de buna eklersek
, FETÖ ile diğer iki örgütün nasıl koordineli bir planın ürünü olduğu ortaya çıkar.
Bunu Türkiye’ye uyarlayalım:
FETÖ, PKK ve DEAŞ sempatizanları, örgüt üyeleri, kriptoları
arasındaki ilişkiyi de masaya koyalım.
PYD kriptolarının FETÖ ile gizli ilişkileri
belki buradan biraz açığa çıkar. Sanırım bu alandan
çok büyük bir tartışma
başlatılabilir ama şimdilik bu tartışmayı erteleyelim.
Bölgemizdeki
bütün terör örgütleri işgalcidir
. Coğrafyamıza yönelik
çokuluslu istila ve saldırıların Truva Atları ya da tetikçileridir
. Dolayısıyla
PKK ile savaş, FETÖ ile mücadele işgale karşı mücadeledir
. Bir tür milli mücadeledir. Bölgedeki bütün ülkeler, bu örgütler üzerinden istikrarsızlaştırılıp işgale, parçalanmaya hazır hale getirilmektedir.
Muhafazakar, İslamcı
kimlikli kriptolar var..
Bunlar;
Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti sürekliliği
ne karşı konumlandırılmış, bugün inşa etmeye çalıştığımız
büyük devlet düşüncesi
ne karşı
sipere sokulmuş
yapılardır. Bugün bu örgütleri
gizli gizli destekleyenlerin
etkinliği kırılamazsa, güçleri ellerinden alınamazsa,
15 Temmuz sonrasının müdahale dalgası bu çevreler üzerinden gelecektir
. Bugün bu
terör örgütlerinin patronlarıyla yatağa giren bazı çevreler
, aynı şekilde birer Truva Atı olarak hazırlanmaktadır.
Öyleyse yüz yıllık dondurulmuş tarihten sonra,
yeni bir yükseliş
dönemi başlatılacaksa önce bu
işgal uzantısı
terör örgütleri, onların
kripto destekçileri
tasfiye edilmeli, zayıflatılmalıdır. Bu kriptoların ideolojisi yoktur. Bazıları
“muhafazakar”, “İslamcı”
bile olabilmektedir.
Terörün gizli
ortakları fena halde
moraracak
Batı’nın 21. yüzyıla dönük terör örgütü projelerinin hemen tamamının
“Müslüman kimlikli”
olmaları sanırım yeterince dikkat çekici olmalı.
“İslam’la savaş, Müslüman dünyayı çökertme, coğrafyamızı parçalama”
ya dönük bu tür kirli girişimlerde Müslümanları kendi ülkelerine ve coğrafyalarına karşı
silah olarak
kullanmayı başarmışlardır.
Türkiye, yüzyıllara varan
devlet aklı, siyasi öngörüsü, basireti
ile hareket etmeli ve bu yönde de mücadele etmelidir. Bu ruh ve azim dışındaki bütün
çokuluslu bağlantılar tehdittir
.
İşte bu, yüzyılların mücadele biçimidir. Bizim
ayaklarımız bu mücadele üzerine sabittir
.
Bu aşamadan sonra
PKK adına, PYD adına, DEAŞ adına, Barzani adına Türkiye’ye bir şeyler pazarlayanlar, gizli gizli nüfuz casusluğu yapanlar
, siyaset ve medyada roller üslenenler benzer bir senaryonun figüranları olarak nitelendirilecektir.
ABD’nin PKK ve DEAŞ’la ortaklığının daha gizli ilişkileri açığa çıktığında, bazılarının nasıl
moraracağını
şimdiden görür gibiyim..
#ABD
#PKK
#DEAŞ