Coğrafyamız adım adımişgalediliyor.İstikrarsızlık, ayrışma veçatışmalarlaülkeler hedef alınıyor,şehirlerimizharabeye dönüyor,değerlerimizaşağılanıyor.AfganistanveIrakişgalinden bu yana, Türkiye dahil, her ülkeyi yıkıma götüren ve 21. yüzyıla yayılan bir küresel proje uygulanıyor.ŞimdilikSuriye’de devam eden,Yemen’in veLibya’nın bölünmesiyle sürdürülenyıkım rüzgarı, tersine çevrilemezse, çok yakındabaşka ülkelere yönelecektir. S. Arabistan’ı dağıtacak,İran’ı parçalayacak, Kuzey Afrika ülkelerinibelirsizliğesürükleyecek,Pakistanve
Coğrafyamız adım adım
ediliyor.
İstikrarsızlık, ayrışma ve
ülkeler hedef alınıyor,
harabeye dönüyor,
aşağılanıyor.
ve
işgalinden bu yana, Türkiye dahil, her ülkeyi yıkıma götüren ve 21. yüzyıla yayılan bir küresel proje uygulanıyor.
Şimdilik
’de devam eden,
’in ve
’nın bölünmesiyle sürdürülen
, tersine çevrilemezse, çok yakında
tir
. S. Arabistan’ı dağıtacak
,
, Kuzey Afrika ülkelerini
sürükleyecek,
ve Güney Asya’yı sarsacak,
Türkiye’yi küresel bir savaşla yüz yüze
getirecektir.
Etnik çatışmalar ve mezhep kavgaları ile üstü örtülen
, bölge ülkelerinin zaaflarından beslenen bu
, adım adım her ülkeye yaklaşıyor.
ABD ve Avrupa’nın, Müslüman dünyaya yönelik en büyük projesi haritaları değiştirmektir
. Hiçbir ülke, bu fırtınadan muaf değildir, olmayacaktır. Bütün bölgeyi,
küçük şehir devletlerine,
devletçiklerine dönüştürmeye çalışıyorlar.
Terör örgütleri kuruyorlar ve bu örgütler üzerinden bir iç işgal planı uyguluyorla
r.
PKK ve FETÖ bu örgütlerdendir.
Hemen her ülke için örgütler kurmuşlar ya da hazırlamışlardır. Her ülke için
bu örgütler harekete geçirilecek, o ülkelere saldırılar başlayacaktır. Hemen ardından da işgal ve
süreci başlatılacaktır.
ABD, Avrupa ve İsrail, bölge ülkelerinin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları, rekabeti, husumetleri, ihtirasları, basiretsizlikleri kullanmaktadır
. Dış müdahale, işgal, içeride kurulan örgütler ve bu anlaşmazlıklar üzerinden bütün Müslüman coğrafyayı parçalamaktadır.
Böyle devam ederse,
zse, bölge ülkeleri ve toplumları biraraya gelmezse,
güçleri ve cepheleri oluşturmazsa
birkaç ülke da Irak gibi, Suriye gibi, Libya gibi felakete sürüklenecektir.
ttir ki; Müslüman coğrafya
Birinci Dünya Savaşı kadar vahim
bir tabloyla karşı karşıyadır. Ve yine açık ve nettir ki bu, bir
’dır. Ve
Müslümanları, İslam’ı doğrudan hedef almaktadır
.
Müslüman ülkeler, liderler aklını
başına almazsa,
bugün Kudüs’te olanlar yarın Mekke ve Medine’de ve bir çok Müslüman şehirde başımıza gelecektir
.
örneği,
örneği, Halep örneği bir çok şehirde yaşanacaktır. İşgale ve parçalanmaya sürüklenen her ülke,
için işgal cephesi olacaktır.
Bu yüzden;
21. yüzyılın küresel istila planlarına, işgallerine, iç savaşlarına, İslam’ı ve Müslümanları hedef alan saldırılara karşı bölgesel düzeyde, bütün Müslüman coğrafyada ortak bir bilinç, ortak bir söylem, ortak bir duruş geliştirmek zorundayız
. Dayanışmaya girmek, omuz omuza vermek,
etnik ve mezhep kimliklerimizin ötesinde
mücadele alanları belirlemek zorundayız.
Müslüman ülke liderleri, yönetimleri üzerinden baskı oluşturmak, aralarındaki kavgaları bir kenara bırakmaları çağrısı yapmak
, çok daha büyük tehlikelere karşı hazırlanmak zorundayız.
’ı hedef alan Körfez krizi,
, Arap dünyasının kendi içinde parçalanması gibi konulara
leri teşvik etmek,
zorundayız.
ü bir an önce sağlamak,
nü korumak,
Basra Körfezi’nin savaş alanına dönüşmesine engel olmak
, Suriye’nin kuzeyinden
açmak isteyenleri durdurmak zorundayız.
Devam eden her kriz, her çatışma, her işgal, her iç savaş bir ya da birkaç ülkenin daha işgaline uzanacaktır.
Müslüman ülkeler akıllarını başlarına almak, kendi ayaklarına kurşun sıkmayı bırakmak zorundadır
. Kendi kavgaları sandıkları bir çok meselenin aslında
, hesapları olduğunu artık anlamak zorundadır.
Türkiye, Endonezya, S. Arabistan, İran ve güçlü Müslüman ülkeler biraraya gelip ortak bir kanaat oluşturmak
, bölge içi krizlere bölge içinden müdahil olmak, böylece dış müdahalenin önünü kapatmak zorunda.
Bu kaygılarla,
Yeni Şafak yazarları olarak, Müslüman ülkeler arasındaki yakınlaşma ve işbirliğini destekleyen, cesaretlendiren, aksi takdirde nelerle yüzleşeceğimizi ortaya koyan bir inisiyatif oluşturmaya çalışıyoruz
. Bu, hepimizin meselesi ve hepimiz aynı tehlikeyi görüyoruz.
Zaman daralıyor ve acil bir şeyler yapmak gerekiyor
. Her şey gözlerimizin önünde gelişiyor. Kör tartışmaların, kavgaların esaretinden kurtulup harekete geçmek gerekiyor. Unutmayın, bugün Mescid-i Aksa’da yaşananlar yakın gelecekte Mekke ve Medine’de de yaşanabilir.
sadece ülkelerimizin parçalanması değil,
İslam’ın kutsallarının yok edilmesidir
.
Siyasilerimize, yazarlarımıza, kanaat önderlerimize, medyamıza, şairlerimize, STK’larımıza
çok büyük görevler düşüyor. Lütfen, birkaç yıl sonrasını beklemeyelim. Çünkü birkaç yıl içinde yeni cepheler açılacak, yeni kurbanlar seçilecektir.
Herkes, hepimiz, bugün yaşananların
görmek ve harekete geçmek zorundayız. Ülkelerimiz için, vatanımız için, şehirlerimiz için, insanımız için, geleceğimiz için..
#PKK
#FETÖ
#Türkiye
#İsrail
#Kudüs
#Mescid-i Aksa