Emir’in ve Dahlan’ın yeni terör timleri Türkiye’ye mi sızdı?

04:0026/07/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
İbrahim Karagül

Bugün bütün bölgeyi etkileyecekyeni bir oluşumdan, birkirlisenaryodan, kapılarımızı çalacakyeni terör organizasyonundan, buterör timlerinin sahiplerinden, Türkiye ve bölgenin açık düşmanı olaniki kişidenbahsetmek istiyorum:Onu“Ortadoğu’nun Kiralık Katili”olarak tanımladık. Bugün bölge genelinde yürütülenörtülüoperasyonların,faili meçhullerin,cinayetlerin, terör organizasyonlarının birçoğunda onunimzasıvar.Bölge dışı güçlerin kirli işlerini yürüten, istihbarat ağlarının taşeronluğunu yapan,Sudan’dan

Bugün bütün bölgeyi etkileyecek
yeni bir oluşum
dan, bir
kirli
senaryodan, kapılarımızı çalacak
yeni terör organizasyonu
ndan, bu
terör timleri
nin sahiplerinden, Türkiye ve bölgenin açık düşmanı olan
iki kişiden
bahsetmek istiyorum:

Onu
“Ortadoğu’nun Kiralık Katili”
olarak tanımladık. Bugün bölge genelinde yürütülen
örtülü
operasyonların,
faili meçhullerin
,
cinayetlerin
, terör organizasyonlarının birçoğunda onun
imzası
var.
Bölge dışı güçlerin kirli işlerini yürüten
, istihbarat ağlarının taşeronluğunu yapan,
Sudan’dan Suriye’ye, Filistin’den Basra Körfezi’ne ve Türkiye’ye kadar
eli her bölgeye uzanan bir kişidir o..
Kara para
aklayan, terörizmin finansmanını organize eden yani o trafiği yöneten, bölgedeki rejim değişikliği projelerinde rol alan,
15 Temmuz
işgal ve
iç savaş
girişiminde olduğu gibi Türkiye karşıtı bütün operasyonlarda yer alan bir isim o..
Arafat’ı zehirleyip öldüren onlardı..
Eğer bugün bölgesel terörizmin merkezinde kim var desek aklımıza ilk gelen kişi
Muhammed Dahlan
olacaktır.
Filistin lideri
Yaser Arafat
’ın
zehirlenip
öldürülmesinden bu yana Dahlan ismini yakından
izlemeye
çalışıyorum. İlk rejim değişikliği projesi
Filistin
’de uygulanmış, öncelikle
Arafat devreden çıkarılmış
tı. İsrail istihbaratı ve Dahlan’ın adamları, Arafat’ın
evine
kadar girip yakın korumalarını
kafalarından vurmuştu
.
Arafat tehdit altındaydı çünkü
o varken Filistin’de İsrail’in istedikleri tam olarak uygulanamıyordu
. Muhtemelen
Dahlan’ın aldığı ilk terör ihalesi
Arafat’ın devreden çıkarılması olmuştu.
Ariel Şaron
’la işbirliği yapmış, Arafat zehirlenmiş, uzunca bir hastalık döneminden sonra vefat etmişti.
İstihbarat merkezi
her şeyi ele verdi
Gazze’yi işgal
edip
Hamas
’ı devreden çıkarmaya dönük ilk girişimde de Dahlan vardı. Ama Hamas erken hareket etmiş, Gazze’de denetimi ele almıştı. İşte orada
Dahlan’ın istihbarat merkezi ele geçmiş, korkunç gerçekler gün yüzüne çıkmıştı
.
Dahlan, İsrail istihbaratı ve Mısır istihbaratı
arasındaki ilişkilere dair sayısız
belge
ele geçti.
Gazze’ye yönelik
İsrail saldırısı Dahlan ve Mısır istihbaratının destekleriyle yapılıyordu
. İsrail, Mısır ve Dahlan Gazze’de katliamlar yapıyor, açıktan
silah sevk ediliyor
,
ABD özel birlikleri
de aynı anda örtülü operasyonları yürütüyordu. Filistin halkının kanı üzerinden projeler uygulanıyor, korkunç bir kıyım yapılıyordu.
Ariel Şaron’un çiftliğindeki gizli görüşme ve suikastler
Coğrafyanın tarihini bu tür karanlık ilişkileri çözdüğünüz kadar anlarsınız
. Mesela
Ariel Şaron’un çiftliğinde yapılan bir gizli görüşmeden sonra Şeyh Yasin’in sabah namazında füze ile şehit edilmesi
, ardından Hamas liderlerinin ardı ardına
suikaste
uğraması gibi.
Acaba Şaron’la
o gizli görüşmeyi yapan kişi
şimdi neler hissediyor? Acaba bugün
Mescid-i Aksa
’da tertiplenen yeni senaryoya, hangi gizli görüşme ile karar verildi? O görüşmeye kimler katıldı, nasıl bir kirli ve kanlı ortaklık kuruldu?
15 Temmuz’dan
doğrudan sorumlu
Dahlan,
Türkiye’ye yönelik 15 Temmuz saldırılarının arkasındaki isimlerden biri
dir. Yani
taşerondur
, yani
ihale
almıştır, yani
efendileri
ona yeni görevler vermiştir.
Erdoğan’ı ve AK Parti’yi devirmeye
dönük küresel projede kendisine verilen rolü oynamıştır, Türkiye içindeki
darbecilerin fonlanması
nda rol almıştır, aylarca bunun için
hazırlıklar, toplantılar
yapmıştır. Bu yönüyle Dahlan, 15 Temmuz saldırılarından
doğrudan sorumlu
kişilerden biridir.
Emir’in suikastçileri Türkiye’ye mi sızdı?
18 Temmuz
2017’de burada yazdığım
başlıklı yazı yeni bir durumu haber veriyor, Dahlan’ın
yeni suç dosyası
nı açıyordu. Yeterince dikkat çekmese de, Dahlan’ın
DEAŞ içine adamlar sızdırdığı
, örgüt içinde
birimler
kurduğu, bölgede yeni bir
terör denklemi
oluşturduğu tezi hafife alınacak bir durum değil tam tersine
korkunçtu
.
Acaba bu
yeni terör ağı
nın Türkiye içindeki etkileri nelerdi? Dahlan’ın terör timlerinden,
suikast timlerinden ne kadarı ülkemize sızmış
ve ne tür saldırı hazırlıklarına girişmişti? Bu durum, 15 Temmuz sonrası
yeni bir dalga
mıydı, hangi
çokuluslu
operasyonun parçasıydı?
Ama Dahlan bir
kiralık katil
di.
Patronu ise, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Genelkurmay Başkanı ve Abu Dabi Veliahtı Muhammed Bin Zaid el Nahyan’dı.
Bölgedeki bütün kirli operasyonların merkezindeki kişi
Muhammed Bin Zaid
’di. Açık bir Türkiye düşmanlığı yürüten, Mısır’dan
Ermenistan
’a kadar Türkiye karşıtı herkesi
fonlayan
,
DEAŞ içindeki yeni terör timlerinin de sahibi olan kişi
buydu. Dahlan’ın ipleri asıl bu kişinin elindeydi.
Mescid-i Aksa krizi bu şer şebekesinin ürünü
Son
Katar krizi
de bunların eseriydi.
S. Arabistan’ı oyuna getiren
, ciddi anlamda
riske
sokan,
Basra Körfezi
’ni çatışma alanına çeviren bunlardı.
Muhammed Bin Zaid
, bütün bu operasyonların
merkezindeki adam
dı, Batılı istihbarat servisleriyle işleri yürüten kişiydi.
Son
Mescid’i Aksa
krizi de
“muhtemelen”
bunlarla
İsrail istihbaratı
arasındaki bir işbirliğinin parçasıydı.
Gazze’ye saldırı hazırlıkları
yapıyor,
Filistin yönetimini değiştirmeyi ve Dahlan’ı Gazze’nin başına geçirmeyi
planlıyor, Hamas’ı haritadan silmeyi amaçlıyor, bunun için askeri birlik dahil
her türlü alt yapı
yı hazırlıyorlardı.
Yeni terör kampı..
Türkiye de hedef..
İşte tam bu yeni senaryo ile bağlantılı bir haber yayınlandı bugünkü
Yeni Şafak
’ta.
Yılmaz Bilgen
’in haberinde,
Sina Yarımadası
’nda yeni bir askeri hareketlilikten, bir
terör eğitim merkezi
nden söz ediliyor.
İşin başında yine Dahlan var, arkasında yine Muhammed Bin Zaid var
.
Burada
yüzlerce kişinin DEAŞ adı altında eğitildiği
, bu kişilerin Gazze’ye saldırtılacağı, ardından da İsrail ve Dahlan ekibinin senaryosunun uygulanması için ortamın hazırlanmış olacağı belirtiliyor. Sina’daki
terör kampında eğitilenlerin bir kısmı ile de Türkiye ve Katar’da provokatif saldırılar yapılacağı
iddialar arasında.
Bölgeyi teröre
boğacak bunlar!
Aslında burada
çok tehlikeli bir gelişme
den söz ediyoruz. DEAŞ içinde
terör ve suikast timleri
oluşturup bunların bir kısmını
Türkiye’ye sevkeden Dahlan ve Muhammed bin Zaid
’in bu kadarla yetinmediği, Sisi ile birlikte Sina’da
özel bir terör eğitim kampı
kurduğu, bütün bölgeyi etkileyecek örtülü operasyonlara başlayacağı, birçok ülkeyi hedef alacak bu
saldırıların ana hedeflerinden birinin Türkiye olacağı
açıkça ortada.
Bütün bunlar ne için yapılıyor, biliyor musunuz?
Batılı ordular yeni ülkeler işgal etsin, Suriye sonrası birkaç ülkede daha iç savaş çıksın, Türkiye, S. Arabistan ve İran için yeni cepheler açılsın,
“terörle savaş” söylemi ile birçok yeni şehir harabeye dönsün diye.
Tehlike çok büyük, ihanet çok büyük..
Bütün bunlar, çokuluslu saldırıları, savaşı İslam’ın, Müslümanların
kalbine
yerleştirmek için yapılıyor.

Senaryo çok büyük, ihanet çok büyük, tehlike çok büyük.

Muhammed Dahlan ve Muhammed Bin Zaid
, bölgeye yerleştirilen
çokuluslu terör aygıtlarının iki yöneticisi
,
çokuluslu işgalin iki iç işgalcisi
.
Bundan sonraki her terör saldırılarından bu kişiler sorumlu tutulacak
, onlarla Batılı efendileri arasındaki ilişki hedef alınacaktır.
Türkiye, bu yeni tehlikeye karşı dikkatli olmalıdır.
BAE açıkça terör finansmanından ve organizasyonundan sorumlu tutulmalıdır
.
#BAE
#Muhammed Dahlan
#Gazze
#Filistin
#DEAŞ
#Suriye
#Muhammed Bin Zaid