15 Temmuz ihanet kalkışmasının üzerinden geçen süre bir yıla yaklaşırken, yeni kalkışma iddiaları dolaşıma sokuldu. Darbe ve işgal girişiminin aktörleri yargı karşısında yüzsüzlüğün âlâsını sergilerken,ikinci bir “kalkışma olur mu?” sorusu daha da dikkat çekiyor.Şunu kimse unutmasın, Fetullahçı Terör Örgütü ve elebaşı, bu ülkeye kötülük yapmak için 1 saniyeyi bile heba etmez.Yani eğer tekrar darbe girişiminde bulunma gücünü kendinde bulursa hiç vakit kaybetmeden hemen harekete geçer. Dolayısıyla
15 Temmuz ihanet kalkışmasının üzerinden geçen süre bir yıla yaklaşırken, yeni kalkışma iddiaları dolaşıma sokuldu. Darbe ve işgal girişiminin aktörleri yargı karşısında yüzsüzlüğün âlâsını sergilerken,
ikinci bir “kalkışma olur mu?” sorusu daha da dikkat çekiyor
.
Şunu kimse unutmasın, Fetullahçı Terör Örgütü ve elebaşı, bu ülkeye kötülük yapmak için 1 saniyeyi bile heba etmez.
Yani eğer tekrar darbe girişiminde bulunma gücünü kendinde bulursa hiç vakit kaybetmeden hemen harekete geçer
. Dolayısıyla “Acaba yeniden darbe olur mu?” sorusunun hiçbir anlamı yok.
Tam bir yıl önce
“Şakirt subaylar her an altın vuruş yapabilir” diye yazmıştım.
Üzerinden 1 ay geçmeden gerçekten üniforma giymiş Fetullahçı teröristler başımıza bombalar yağdırdı, üzerimizden tankları geçirdi, direnen halkı kurşun yağmuruna tuttu
. Aynı güce sahip olsalar daha kanlısını yapacaklarından kimsenin şüphesi olmasın.
Ancak darbe söylentilerinin zamanlamasına da dikkat çekmemiz gerekir.
Şu günlerde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli mahkemelerinde darbeci katiller yargı önünde hesap veriyor
. Ne yazık ki tutuklu bulundukları süre zarfında nasıl birbirleriyle irtibat kurmuşlarsa hepsi tek merkezden çıkmış gibi aynı yalanları yüzsüzce dile getiriyor. Mahkemelerde resmen şov yapıyorlar. Şehit yakınları ve gazileri tahrik ediyorlar.
10’ar kezden fazla müebbetle yargılanmalarına rağmen hiçbir pişmanlık ve korku hissi taşımıyorlar.
İşte böyle bir ortamda yeni bir kalkışma söylentisi bu hainlerin çözülmesini öteliyor.
Yeni hülyalara dalmalarına neden oluyor. Dolayısıyla bu söylentilerin arkasında önemli ölçüde kripto FETÖ’cülerin olma ihtimali yüksek.
İkinci bir durum ise yaklaşan YAŞ.
15 Temmuz ihanetinin üzerinden 11 ay geçti. O zamandan beri TSK başta olmak üzere devletin kılcal damarlarına sızan FETÖ’cüleri ayıklamak için büyük çaba sarf ediliyor.
Ancak öyle bir mikrop gibi söküp atmak oldukça zor. Devletin içindeki bu kanserli hücreyi söküp atarken sağlam hücrelere zarar vermemek için adeta mahir bir cerrah titizliği ile hareket edilmeli
. Yaklaşan YAŞ’ı başta kripto FETÖ’cüler olmak üzere TSK’daki bazı eski kafalı yapılar da istismar etmek istedikleri görülüyor.
Madem darbe faslı yeniden açıldı, madem TSK’nın içindeki FETÖ’cülerin tam temizlenip temizlenmediği mevzuu yeniden gündeme geldi. O halde 15 Temmuz’a ilişkin daha önce kısmen yazdığım bir olayı tekrar hatırlatayım.
Ankara’da tepemizden uçaklar uçmaya başladı. Apar topar evden çıkıp gazeteye doğru yürürken, bir yandan da neler oluyor öğrenmek için telefon açıyorum sağa sola. Aklıma Jandarma Tümgeneral İbrahim Aydın Paşa geldi. 15 Temmuz’dan birkaç hafta önce bir vesile ile tanıştığım İbrahim Aydın’ı aradım. İkinci çalışta telefona cevap veren İbrahim Aydın’a “Komutanım neler oluyor” diye sordum.
“Mehmet Partigöç diye … birinin imzasıyla birliklere ‘sıkı yönetim direktifleri’
adı altında emirler gitti. Alay komutanlıklarını tek tek arıyorum.
‘Genelkurmay işgal altındadır, emirler kanunsuzdur,
korsandır kimse bu emirlere uymasın. Uyanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır’ diye talimatlar veriyorum” dedi.
Arkadan çatışma sesleri geliyordu, “Neredesiniz komutanım” dedim. “Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı’nda harekat merkezi kurduk. Jandarmanın diğer generalleriyle birlikte karşı operasyon yürütüyoruz” dedi. “Kim bunlar” diye sordum
, “FETÖ’cüler” karşılığını verdi
. İbrahim Aydın Paşa’dan aldığım bilgilerle
TVNET yayınına çıktım. Neredeyse bütün televizyonlar Genelkurmay sistemi üzerinden gelen korsan bildiri nedeniyle TSK yönetime el koydu haberleri verirken, ben Genelkurmay’ın işgal altında olduğunu ve bildirinin korsan olduğunu anlatıyordum.
O gece İbrahim Aydın ve beraberindeki diğer generaller, emirlerindeki JÖAK timleriyle Akıncı’dan sonra en önemli darbe üssü olan Kara Havacılık’taki hainlerin derdest edilmesinde büyük rol oynadı. Ancak 15 Temmuz’dan sonra
İbrahim Aydın ve beraberindeki generallerin emekli edildiğini öğrenince içim acıdı.
Çünkü o geceki mücadelelerinin bizzat tanığıydım. Sonra öğrendim ki sadece İbrahim Paşa değil,
bu mantıkla çok sayıda milliyetçi muhafazakâr general ve subay emekli edilmiş.
Ne yazık ki üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hala FETÖ’yü dini bir cemaatmiş gibi algılayanlar var. Dolayısıyla kim FETÖ dendiğinde gözler muhafazakârlar üzerine çevriliyor.
Halbuki bu örgüt adı üstünde HİZMET örgütü. Kime hizmet, sahibine hizmet.
Nasıl hizmet ediyor. Görevi Türkiye’nin bütün kurumlarına sızıp elde ettiği bilgileri sahibine iletmek. Bunu nasıl yapacak. Her kılığa girerek yapacak. Bu ihanetini yapmak için
. Yeri gelince Müslüman, yeri gelince Hristiyan, yeri gelince Kemalist, yeri gelince Budist,
istihbaratı elde etmek için ne olmak gerekiyorsa hangi kılığa girmek gerekiyorsa gereğini yapmaktan çekinmeyen bir örgüt.
Son tartışmalara biraz da bu gözle bakmakta fayda var. Hâlâ eski hesaplarını görme derdinde olanlar var.
Bu yanlışların bir daha yapılmaması ve yapılan yanlışlardan dönülmesi için kılı kırk yarmamız gerekir.
#15 Temmuz
#FETÖ
#TVNET
#TSK