Mûsıkî haram demedim

04:0014/12/2017, Perşembe
G: 18/09/2019, Çarşamba
Hayreddin Karaman

Melih Aşık önceki günkü köşe yazısında benim, mûsıkîye mutlak mânâda haram dediğimi yazmış. Helâller Haramlar isimli kitabımdan bu konuda ne yazdığımı aşağıda okuyunca bakalım özür dileyecek mi?“Mûsıkî veya müzik (semâ’, ğınâ) kadın veya erkek tarafından ses ve âlet (çalgı) ile icrâ edilen malûm san’atın bütün şubelerine şâmildir. İslâmî hüküm bakımından bu şube ve şekiller arasında fark vardır. Ayrıca müziğin icrâ edildiği yer ve maksadın da hükme tesiri söz konusudur.Müziğin hükmünü tayin eden

Melih Aşık önceki günkü köşe yazısında benim, mûsıkîye mutlak mânâda haram dediğimi yazmış. Helâller Haramlar isimli kitabımdan bu konuda ne yazdığımı aşağıda okuyunca bakalım özür dileyecek mi?

“Mûsıkî veya müzik (semâ’, ğınâ) kadın veya erkek tarafından ses ve âlet (çalgı) ile icrâ edilen malûm san’atın bütün şubelerine şâmildir. İslâmî hüküm bakımından bu şube ve şekiller arasında fark vardır. Ayrıca müziğin icrâ edildiği yer ve maksadın da hükme tesiri söz konusudur.


Müziğin hükmünü tayin eden delillere geçmeden önce fıkıh mezheplerinin telâkkisini özetleyelim:

1.
Hanefî mezhebine göre mûsıkî icrâsı ve bunu dinlemek haramdır. Bu hüküm, değnek ve çubuğun bir yere âhenkli bir şekilde vurulmasını dahi içine almakta ve haram saymaktadır.

Hükmün bazı istisnâları vardır: Savaşta vurulan kös ile düğünlerde çalınan tef.

Müzik başkalarına dinletmek için değil de kendini dinlendirmek ve yalnızlığı defetmek için yapılırsa İmam Serahsî’ye göre caizdir; Merginânî’ye göre bu da haramdır.

İmam Ebû-Yusuf’a sormuşlar: Düğün dışında, meselâ kadının ve çocuğun kendi evinde tef çalmasına ne dersin? Şu cevabı vermiş: Bunda kerâhet yoktur. Aşırı oyun ve teğannî olursa onu mekruh görürüm.

Hanbelî mezhebi bu konuda -genel çizgileriyle- Hanefî mezhebi gibidir.

2.
İmam Şâfiî ve Mâlik’ten ikişer görüş nakledilmiştir. Bunlardan birine göre bu iki imam müziği mekruh saymışlar, diğerine göre ise -yanında bir haram işlenmediği, harama âlet edilmediği takdirde- mübâh görmüşlerdir. Şâfiî mezhebinden Gazzâlî ile Malikîler'den Kettânî’nin görüşlerine aşağıda daha genişçe yer verilecektir.
3.
Zahiriyye mezhebi ile genellikle Sofiyye tarikatları mûsıkînin bütün nevileriyle mübah olduğunu müdâfaa etmişlerdir.

Mûsıkînin lehinde ve aleyhinde görüş bildiren fıkıh bilginleri bazı âyetlerle istidlâl etmişlerse de (Lukmân:6; Zümer:18) bunların mûsıkîyi hedef aldığı kesin değildir.

Hadislere gelince, Rasûl-i Ekrem’in (s. a. v.) düğün, bayram, karşılama gibi münasebetlerle icrâ edilen müziği tasvip ettiği, düğünlerde bunu teşvik eylediği sağlam rivayetlere istinat etmektedir.

Ayrıca müziğin (bir harama âlet edilmeden yalnızca saz ve ses müziğinin) haram kılındığına dair sahih hadisin bulunmadığı uzmanlarınca söylenmiştir.

Faslı Abdulhayy el-Kettânî, Hz. Peygamber devri kültür ve medeniyetinden bahseden iki büyük ciltlik eserinde (et-Terâtibu’l-İdâriyye) mûsıkîye 25 sayfa ayırmış, bütün çeşitleriyle caiz olduğunu gösteren deliller getirmiş, bu mevzûda yazılmış 20 eserin ismini vermiştir. Bu müellifin tespitine göre sahâbeden Ömer, Osman, Abdurrahman b. Avf, Ubeyde b. el-Cerrâh, Sa’d b. Ebî-Vakkas, Ebû-Mes’ûd, Bilâl, Abdullah b. ez-Zübeyr, Hassân, İbn Amr, el-Mugira b. Şu’be gibi zevâtın müzik dinledikleri rivayet edilmiştir.

İmam Gazzâlî, İhyâ isimli eserinin 35 sayfasını bu meseleye ayırarak bütün söylenenleri tahlil etmiş, delilleri karşılaştırmış ve şu neticeye varmıştır:

Mûsıkî ister ses ister âlet ile olsun tek hükme bağlı değildir: Haram, mekruh, mübah ve müstehab olabilir.

a.
Dünya arzusu ve şehvet hisleri ile dolup taşan gençler için yalnızca bu duyguları tahrik eden müzik haramdır.
b.
Vakitlerinin çoğunu buna veren, iştigâli âdet haline getiren kimse için mekruhtur.
c.
Güzel sesten zevk alma dışında bir duyguya kapılmayan kimse için müzik mübahtır, serbesttir.
d.
Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde yalnızca güzel sıfatları tahrik eden kimse için müstehabdır.

Gazzâlî, incelemesini sürdürürken müziğin duruma göre ya mübah veya mendûb olduğunu, onu haram kılan şeyin kendisi değil, dıştan ârız olan beş sebepten ibaret bulunduğunu ifade ederek şöyle devam ediyor:

1)
Şarkı söyleyen kadın olur, dinleyen de kadın sesinin şehvetini tahrik edeceğinden korkarsa dinlemek haramdır. Burada haram hükmü müzikten değil, kadının sesinden gelmektedir. Aslında kadının sesi haram değildir; ancak şehveti tahrik ederse Kur’ân okumasını bile dinlemek haram olur.
2)
Müzik âleti içki meclislerinin sembolü olan âletlerden ise bunu kullanmak haram olur; diğerleri mübah olmakta devam eder.
3)
Şarkı ve türkünün güftesi bozuk, İslâm inancına ve ahlâkına aykırı ise bunu müzikli veya müziksiz söylemek ve dinlemek haramdır.
4)
Gençliği icabı şehevî duyguların mahkûmu olan bir kimse aşırı derecede müziğe düşer, müzik onun yalnızca cinsî arzusunu tahrik ederse onun müzikten uzak durması gerekir.
5)
Sıradan bir insanın müzik şehvetini de ilâhî aşkını da tahrik etmediği halde bütün vakitlerini alır, onu başka işlerden alıkoyarsa yine haram olur.”

Ayrıca siteme (www.hayreddinkaraman.net) bakılırsa orada benim, Gazzâlî gibi düşündüğüm açıkça görülür.

#Melih Aşık
#Müzik
#İnanç