Misilleme

04:008/08/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
Hatice Karahan

Donald Trump göreve geleli 6 ayı geçti. Yarattığı beklentiler ise, bu süre zarfında vaatleriyle çok uyuşmayan bir hayal kırıklığına (ya da kimine göre memnuniyete) dönüştü.Aslında baktığınızda ülkede ekonomi yolunda gidiyor, doğru. Hatta geçtiğimiz hafta istihdamdan borsaya uzanan güzel güzel manşetler gelince “daha yeni başlıyoruz” babında mesajlara da şahit olduk. Tabii burada Trump faktörü ile geçmişten bugüne gelen mirasın meyvelerini ayrıştırma meselesi de var; o başka…Yeni Başkan'ın ekonomi

Donald Trump göreve geleli 6 ayı geçti. Yarattığı beklentiler ise, bu süre zarfında vaatleriyle çok uyuşmayan bir hayal kırıklığına (ya da kimine göre memnuniyete) dönüştü.

Aslında baktığınızda ülkede ekonomi yolunda gidiyor, doğru. Hatta geçtiğimiz hafta istihdamdan borsaya uzanan güzel güzel manşetler gelince “daha yeni başlıyoruz” babında mesajlara da şahit olduk. Tabii burada Trump faktörü ile geçmişten bugüne gelen mirasın meyvelerini ayrıştırma meselesi de var; o başka…

Yeni Başkan'ın ekonomi politikalarındaki başarısı halka sorulduğunda ise, kafalar pek net değil. Örneğin, düzenli olarak yürütülen Quinnipiac University anketine göre, Trump’ın ekonomi yönetim tarzını tasvip etmeyenlerin oranı Şubat ayında %41 iken, geçtiğimiz hafta itibariyle %52 oldu. İyi verilere rağmen görüşlerin negatifleşmesi, vergi reformu gibi güçlü vaatlerin hayata geçememesini de içinde barındırıyor. Tabii farklı anketlerde daha yumuşak sonuçlara rastladığımız da olurken, detaylı veriler Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki kısmen tarafgir görüş ve yanıt uçurumlarını da ortaya koyuyor.

Bununla birlikte, tüm anketleri toparlayıp son 6 ayda izlenen trendi okuduğumuzda, “onaylanma-onaylanmama” arasındaki bandın aleyhte giderek açıldığı çok net anlaşılıyor. Trump’ın başını yukarı vermiş bu “tasvip edilmeme” grafiğinde, ekonominin dışında da çeşitli dinamikler var. Bunlar arasında sağlık reformu çok ciddi bir yer tutarken, dış politikayla ilgili meseleler de öne çıkıyor diyebiliriz.

Bu noktada Trump’ın dikizlendiği kritik noktalardan biri ise, son dönemde kendisinin canını sıkan konulardan olan Rusya… Rusya’nın ABD seçimlerine bulaşmış olması iddiası, her ne kadar Putin tarafından kati ret, Trump tarafından ise burun kıvırmayla karşılansa da, anketlerin de işaret ettiği üzere ortalık çoktan karıştı ve her şeyler bulandı.

İRAN, KORE, RUSYA

Konuyla ilgili çok yönlü araştırma bir yandan sürerken, geçtiğimiz günlerde Trump’ın Rusya’ya sert çıkan bir tasarıyı imzaladığına da şahit olduk malumunuz.

“Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma” isimli bu çalışma, adından da çağrıştırdığı üzere İran ve Kuzey Kore fasıllarını da konu almakla birlikte, ağır bir Rusya yoğunluğu taşıyor. Kongre’nin Trump’ın önüne dominant bir mutabakatla getirdiği yasa, Rusya’yı hem Ukrayna hem de seçime leke bahislerinde topa ve yaptırıma tutarken, bir yandan da Beyaz Saray’ın elini büküyor. Nitekim tasarıda Kongre, Başkan tarafından Rusya’ya dair yaptırımların kaldırılması

gündeme getirilirse, “bana soracaksın” diyor.

Kongre böylelikle bugüne kadar tartışılan Putin-Trump yakınlaşması ihtimalinin potansiyel sakıncalarının önüne geçmek istemiş görünüyor. Trump ise istemeye istemeye imzaladığı satırlar için, “halkımın hatırı için yaptım” derken eleştirilerini gizlemiyor. Ve otoritesini inciten bu duruma dair memnuniyetsizliğini de…

İPLER GERİLDİ

Rusya’nın ise, atılan imzayı aşağılamakla kalmayıp karşı aksiyon aldığını ve ABD’nin Moskova’daki diplomat sayısını azaltma talimatı verdiğini gördük. Bu noktada ABD Dışişleri Bakanı Tillerson da karardan memnun olmadığının altını çizerken, buradaki asıl hasarı iyileşmesi hayal edilen ABD-Rusya ilişkileri almış oldu. Dolayısıyla iki taraf arasındaki ipler enikonu gerildi.

Durum böyleyken, ABD tarafında Rusya’ya karşı alınan bu pozisyonun yansımalarının sadece iki taraflı olmadığının da altını çizmek gerekir. Nitekim yasanın bazı satırları var ki, başkalarını da ilgilendiriyor ve enerji boru hatları konusunda Rusya ile işbirliği yapanlara yaptırım getirme ihtimalini sunuyor.

Bu noktada ABD, metnin ilgili bölümünde “müttefiklerimizle işbirliği içinde” ibaresini özenle kullansa da, bu riskten etkilenme kaygısı taşıyan Avrupa’nın geçen hafta tavrını ve endişelerini vakit kaybetmeden ortaya koyduğunu gördük. Herhangi bir yaptırımın Avrupa’nın menfaatleri göz ardı edilerek uygulanması halinde karşılıksız kalmayacağını belirten Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, misilleme yapmaya hazır olduklarını da bir güzel vurguladı. Tabii itinayla da ekledi: “ABD ile hala müttefik olduğumuza inanıyorum”.

Sözün özü, son günlerde bir yandan siyasi olduğu kadar ekonomik ilişkilerin tadını kaçıran gelişmeler yaşanırken, dünya çok taraflı bir misilleme pususuna yatmış durumda…

#ABD
#Trump
#Kuzey Kore
#İran