Kazakistan izlenimleri

04:0011/09/2017, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Hatice Karahan

Astana’dan selamlar… Cuma öğle saatlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazakistan ziyareti için hedeflediğimiz menzile, kendimizi 3 saat ileride bularakvardık. Vardığımızda üzerine akşamın indiği şehir, Türk heyetini samimi tavırları ve ışıltısıyla karşıladı. Aslına bakılırsa Astana, malum öyle çok eski bir başkent de değil. Ülke yönetiminin Almatı’dan taşınması kararı henüz 90’lara dayanıyor. Hazırlıklarla birlikte transferin gerçekleşmesi ise, 1998’e... Taşınmanın ardında deprem bölgesinden kaçmak

Astana’dan selamlar… Cuma öğle saatlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazakistan ziyareti için hedeflediğimiz menzile, kendimizi 3 saat ileride bularak
. Vardığımızda üzerine akşamın indiği şehir, Türk heyetini samimi tavırları ve ışıltısıyla karşıladı. Aslına bakılırsa Astana, malum öyle çok eski bir başkent de değil. Ülke yönetiminin Almatı’dan taşınması kararı henüz 90’lara dayanıyor. Hazırlıklarla birlikte transferin gerçekleşmesi ise, 1998’e... Taşınmanın ardında deprem bölgesinden kaçmak gibi bir neden anılsa da, eski başkentin Çin sınırına yakınlığı ve Astana’nın bulunduğu kuzey taraflarındaki Kazak yoğunluğunun artırılması gibi sebeplerin de etkili olduğu biliniyor.

İşte o taşınma kararıyla birlikte, o vakit adeta atıl olan bu topraklarda yepyeni bir başşehir inşa edilmiş. O günden bugüne bariz bir planlama üzerinde özenle bina edildiği görülen Astana, modern görünümüyle yükselen bir şehir ve ekonomiyi çağrıştırıyor.

Kazakistan genelinde ise, o dönemlerden itibaren refah seviyesinde yukarı yönlü bir grafik var. Gelinen nokta itibariyle ülke, yüksek-orta gelir kategorisinde sınıflanıyor.

URANYUM BANKASI

Kazakistan’da bu saatten sonraki adımlar ise, doğal varlıklara bel bağlamaktan öteye geçmeyi hedefliyor. Nitekim bu, hem yüksek gelire erişmek hem de erişmeye çalışırken enerji konsantrasyonunun getirdiği risklerden korunmak için şart. Zaten ülke daha dün, bu risklerin ne incitici olabildiğini bizatihi tecrübe etti.

Mevcut durumda petrolden doğalgaza imrenilecek çeşitli zenginlikleri olan Kazakistan, uranyumda da iddialı bir üretici. Nükleer santrallere yakıt temininde kritik bir öneme sahip olan ülke, bu manada dünyada üst sıralarda konumlanıyor. Hatta daha geçtiğimiz günlerde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ile birlikte bir uranyum bankası açtıklarını işitmişsinizdir. Söz konusu bankanın, sunacağı düşük seviyede zenginleştirilmiş uranyum arzı ile dünya ülkelerinin nükleer programlarının istikrarlı bir şekilde sürmesine hizmet etmesi amaçlanıyor.

TENGENİN DENGESİ

Ülkenin diğer sektörlerde de gelişime duyduğu ihtiyaç, ithalat üzerinden epeyce tartışılıyor. Makineden tekstile çeşitli alanlarda ülkeye giren ithal mallar, halkın enflasyon çekincelerini de güçlü tutuyor. Özellikle de kurdaki hareketlere bağlı olarak… Zira ülkenin para birimi Tenge’nin 2015’te yaşadığı çok sert değer kaybı, ilgili psikolojiyi epeyce bozmuş.

Para biriminin ismi ise, esasında bize tanıdık… Tenge, Türkçe’deki “denge”den geliyor. Arkasında, ölçüp denk karşılık bulmak gibi bir mantık ve mana var. Özetleyecek olursam da Tenge’nin dengeli ve istikrarlı gitmesi, ülke ekonomisi için önem arz ediyor.

ETİNDEN VE SÜTÜNDEN

Ülkenin sektörel çeşitlilik arzusundan bahsedilirken, sanayileşme planlarının yanı sıra tarımın da adı bolca geçiyor. Geniş arazilere sahip Kazakistan, bu alanı hem iç tüketim hem de kalabalık komşu Çin’e ihracat fırsatı olarak görüyor. Ülke buğday üretimiyle nam salmış olsa da, meyve-sebze üretiminde hala ciddi bir kapı açılabilir. Hatta hayvancılık da bu kapsamda geçiyor.

Kulağa tuhaf gelebilir ama bilenler bilir, burada bolca at eti tüketiliyor. Lakin durum bizdeki ilgili algının tam aksi istikamette. Zira at eti, kaliteli bir yemek türü olarak gururla sunuluyor. Beğenenler çok olsa da, nasıl söylesem, insanın eli varamıyor. Ne de olsa bizde atın geleneksel olarak bambaşka bir yeri var. Buralarda ise etinden olduğu kadar sütünden de faydalanılan atlar bir geçim kaynağıyken, hayvancılıkta diğer küçük ve büyükbaş yatırımların da oldukça önemsendiği anlaşılıyor.

Kısacası Kazaklar, Türkiye ile tarım ve hayvancılık konusunda işbirliklerine de hevesli görünüyor. Tam bu noktada, ülkenin güney bölgesindeki seracılık imkanlarını da anmak yerinde olacaktır.

%4’LÜK BİR BÜYÜME

Kazakistan’a dair son veriler ise, ülkenin petrol sarsıntısı sonrası yeniden toparlanmaya başladığını gösteriyor. Ekonomi Bakanlığı’ndan gelen flaş haberlere göre, bu yılın ilk 7 ayında ekonomi %4 büyümüş gözüküyor. Yılsonu büyüme beklentisi ise %3,4 olan ülke, dünya ortalama projeksiyonlarına yakın bir performans sergiliyor. Önümüzdeki yıllarda ise, çeşitlenmenin de başarılması halinde güçlenen bir seyrin yaşanması muhtemel görülüyor.

Özetlemek gerekirse, Kazakistan ekonomisinde değerlendirilebilecek bir potansiyel olduğuna şüphe yok. Zaten özellikle Avrupalı yatırımcıların devam eden ilgisi de, bunu ima ediyor. Ülkede Türk yatırımcılar da boy gösterirken, şüphesiz karşılıklı ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi arzu ediliyor. Kazakistan iş yapma ortamı açısından dünya listelerinde fena bir performans göstermese de, çalışma ve yapı gibi izinlerde sağlanacak kolaylıklar iki taraf için de kazan-kazan fırsatlarını hızlandırabilir.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Astana ziyaretinde de iki ülke arasındaki işbirliklerini artırma imkanları görüşülürken, ajandada “Geleceğin Enerjisi” temasıyla etkileyici bir platform kuran EXPO 2017 ile İİT Bilim ve Teknoloji Zirvesi de yer aldı. Lakin köşemiz sınırlarına ulaştığından, bu mühim konulara bilahare yer vermeyi umut ediyorum.

#Kazakistan
#Recep Tayyip Erdoğan
#EXPO 2017
#Astana