Süper NATO’cular ne yapacak

04:0021/11/2017, Salı
G: 18/09/2019, Çarşamba
Hasan Öztürk

NATO’cular diye bir kavram var biliyorsunuz… Süper NATO diye de. Türkiye’deki tüm askeri darbelerin de aslında Amerika ve NATO tarafında yapıldığına ilişkin kanaatlerimiz de.NATO’cular dediğimizde Batılı kafaya sahip ve aynı zamanda Türkiye içerisinde operasyon yapabilen askeri bürokrasinin de içinde olduğu vesayeti kabul etmiş bir kanadı kastederiz. Süper NATO dediğimizdeyse kontrgerillayı da kontrol eden darbeci ana karargahı.NATO’nun Türkiye’ye yönelik son“düşmanlığı”nı görünce biraz hatırlatmalarda

NATO’cular diye bir kavram var biliyorsunuz… Süper NATO diye de. Türkiye’deki tüm askeri darbelerin de aslında Amerika ve NATO tarafında yapıldığına ilişkin kanaatlerimiz de.

NATO’cular dediğimizde Batılı kafaya sahip ve aynı zamanda Türkiye içerisinde operasyon yapabilen askeri bürokrasinin de içinde olduğu vesayeti kabul etmiş bir kanadı kastederiz. Süper NATO dediğimizdeyse kontrgerillayı da kontrol eden darbeci ana karargahı.

NATO’nun Türkiye’ye yönelik son
“düşmanlığı”
nı görünce biraz hatırlatmalarda bulunmak gerektiğine inandım.

“NATO’YA İNANIYORUZ VE BAĞLIYIZ”
27 Mayıs 1960 darbesini yapanların ilk açıklamasından bir cümle,
“Bütün ittifak ve taahhütlerimize sadığız. NATO’ya inanıyoruz ve bağlıyız. CENTO’ya bağlıyız.”

İlginç öyle değil mi?

27 Mayıs darbecileri, millete darbeyi niye yaptıklarını izah etmeye çalışırken, dışarıya da; ya da ittifak kurduklarına da mesaj vermeyi ihmal etmiyor.
“NATO’ya inanıyoruz ve bağlıyız”

Çünkü Adnan Menderes ve hükümetinin Amerika ve NATO çizgisinden uzaklaştığına inanıyorlardı. Ve Türkiye’yi yine NATO çizgisine çekmek istiyorlardı. Ve öyle de oldu!

27 Mayısçılarla 15 Temmuzcular arasında nasıl bir bağ var peki?

15 Temmuz darbecileri yani FETÖ’cüler de TRT’den korsan olarak yayınladıkları bildiride yine
“NATO”
diyorlardı.
“NATO’NUN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
YERİNE GETİRİLECEK”

TRT’de yayınlanan korsan bildirinin şu cümlesi ne kadar dikkat çekici:

“Yurtta Sulh Konseyi BM-NATO ve diğer tüm uluslararası kuruluşlarla oluşturulmuş yükümlülükleri yerine getirecek her türlü tedbiri almıştır.”

27 Mayıs da, 12 Mart da, 12 Eylül de 28 Şubat da Amerika ve NATO çizgisine tekrar çekilmek istenen Türkiye’ye karşı yapılmıştır.

Peki, 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimi?

O da…

Bütün darbelerin arkasındaki kurmay zeka NATO ve Amerika’dır
. Ancak formları başka başka. Örneğin
28 Şubat’ı “Batı Çalışma Grubu” üzerinden yaptılar… Ve bir “Alevi örgütlenmesi” olarak bildik o yapıyı.
15 Temmuz’u ise FETÖ üzerinden yaptılar. Ve bir “dini cemaat” kisvesine büründürüp.
NATO’NUN İŞGALİNE ZEMİN HAZIRLAMAKTI MAKSAT
Hatırlayın, 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimi sırasında
Kıbrıs’ta bekleyen NATO askerleri
nin iç kargaşayı bahane ederek Türkiye’yi işgal edeceğine yönelik bilgilere de vakıf olmuştuk. Yine güney sınırlarımızda bekleyen binlerce PKK’lı ve DAEŞ’li teröristin de darbe başarılı olsaydı Türkiye’ye gireceği bilgisine de…

Zaten 15 Temmuz, normal darbe süreçlerinden çok farkı kurgulanmıştı. İç savaşa kadar götürülecek bir çatışma zemini hazırlanmıştı.

Çünkü nihai amaç, çatışmaları bahane eden
NATO’nun Türkiye’yi işgali etmesi
ydi.

Bunu nereden çıkarıyorsun diyenlere bir yakın tarih hatırlatması daha yapmak istiyorum.

Bugünlerde
FETÖ’den tutuklu yargılanan yazar Ali Bulaç
,
kapatılan Zaman gazetesinde NATO’yu Türkiye’yi işgale çağırmıştı!
ALİ BULAÇ 2015’TE NATO’YU
BUYUR ETMİŞTİ

2015 yılının son baharında aynı gazetede yazan Ahmet Turan Alkan, Tevrat’tan örnekler vererek dönemin Başbakanı Erdoğan’ı ölümle tehdit edip, Türkiye’nin de parçalanacağını ilan ettiği dönemde Ali Bulaç bir yazı ile NATO’yu göreve çağırmıştı.

14 Eylül 2015’te Zaman gazetesinde
Ali Bulaç tarafından yazılan yazıda, “PKK, NATO’ya müracaat ederse NATO Güneydoğu’yu işgal edebilir”
demişti. Gerekçesi de
NATO’nun yeni konsepti gereği “kriz bölgeleri”ne müdahale edebilmesi
ymiş.

Bulaç, 1999 yılında Saraybosna’da tanıştığı Aliya’nın bir danışmanından duyduğunu söylediği iddiayı 2015’te kaleme almış! Zamanlama ilginçti.

Yazının ilgili bölümü şöyleydi:

“Türkiye’yi de pek yakından tanıyan dostumuz
(Aliya’nın danışmanı)
‘Uzak olmayan bir gelecekte NATO Türkiye’yi işgal edebilir!’ dedi. Hayretle ‘Hangi gerekçe ile?’ diye sordum. Şunları söyledi: ‘Kürt sorunu giderek ağırlaşacak.
Çatışmalar yayılıp da, sorun siyasi ve toplumsal krize dönüşürse,
NATO, istikrarı sağlamak gerekçesiyle Güneydoğu’ya müdahale edecek.’
Ona, bunu kendi yorumu olarak mı düşündüğünü sordum, ‘Hayır,
Sayın Begoviç, bunu bizzat
konuyu kendi aralarında müzakere eden
Amerikalı generallerden duyduğunu bize söyledi’
cevabını verdi” (Ali Bulaç, Zaman 14 Eylül 2015).

Aynı yazıda, DAEŞ’in Türkiye’ye saldırmasını bahane etmesi durumunda da NATO’nun harekete geçebileceğini söylüyordu, Ali Bulaç.

***

27 Mayısçıların, 12 Martçıların, 12 Eylül ve 28 Şubatçıların arkasındaki güç, bugün FETÖ’nün arkasındaki güçtür. O da Amerika ve NATO’dur.

Amerika Rıza Zarrab üzerinden FETÖ’nün 17/25 Aralık’ta yapamadığını yapmaya çalışıyor. Askeri olarak da NATO, düşman tanımına Türkiye’yi koyuyor.

Demek oluyor ki bu kez “darbeyi ihale ettikleri” başaramayınca doğrudan müdahil olmayı seçtiler.

NATO eğer “Nato mermer nato kafa” ise, biz de kendi haklarımızı korumasını biliriz.

Yaptığımız da zaten o.

Bir uyarıyla bitirelim…

Süper NATO’cular bugünlerde ne yapıyor acaba? Biraz oraya odaklanalım derim.

Haksız mıyım?

#Türkiye
#NATO
#Ali Bulaç