Suhuletle çekilmeyenleri hangi akıbet bekliyor

04:006/10/2017, Cuma
G: 18/09/2019, Çarşamba
Hasan Öztürk

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün İran’ın başkenti Tahran’a yaptığı bir günlük çalışma ziyaretini takip etme şansım oldu. Dönüşte de Sayın Erdoğan’a sorularımız vardı. Ayrıntılarını Yeni Şafak’ta okuyabilirsiniz.Ben size son günlerdeki Ak Partili belediye başkanlarıyla ilgili tartışmalara Cumhurbaşkanımızın uçakta verdiği cevapları aktarmak ve o cevaplar üzerinden önümüzdeki günlerde neler olabileceğini söylemek istiyorum.Erdoğan, “Biz, rutin, alışılmış, sıradan bir siyasi parti değiliz ki…”diye

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün İran’ın başkenti Tahran’a yaptığı bir günlük çalışma ziyaretini takip etme şansım oldu. Dönüşte de Sayın Erdoğan’a sorularımız vardı. Ayrıntılarını Yeni Şafak’ta okuyabilirsiniz.

Ben size son günlerdeki Ak Partili belediye başkanlarıyla ilgili tartışmalara Cumhurbaşkanımızın uçakta verdiği cevapları aktarmak ve o cevaplar üzerinden önümüzdeki günlerde neler olabileceğini söylemek istiyorum.

Erdoğan, “Biz, rutin, alışılmış, sıradan bir siyasi parti değiliz ki…”
diye başladı söze. O sözünü, “Bizim
siyasi partimiz, aynı zamanda bir davadır.
Bu davaya inanmış olanlar, bu davaya gönül vermiş olanlar,
gerektiğinde genel merkeze gelir istifasını teklif eder, ondan sonra da bir başka arkadaşla yola devam edilebilir”
dedi.

Bu cümle önemli, zira dava adamlığı gerektiğinde doldurduğu makamı boşaltmaktan geçer.

Ancak belediyelerdeki son durum biraz farklı. Farklı diyorum çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde sözü
“İçişleri Bakanlığı’na gelen şikayetler”
e getirdi!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa eden Kadir Topbaş’ın ardından bazı büyükşehir belediye başkanlarının da istifası gündeme gelmişti. Hatta geçen yazıda, “Marmara bölgesine dikkat” çeken birkaç cümle de kurmuştum.

Görünen o ki bazı belediye başkanları istifa etmek yerine, “Bizi azledin” diyerek
“restleşme”
yolunu seçmişler.
Bu yaklaşımın
“dava adamlığı”
na yakışmayacağı muhakkak.
Yeni durumun Ak Parti’nin 2019 hedefleri açısından elbette bir takım handikapları var. Bu handikapları en yakından bilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlığını bırakması gereken isimlerin direnmesi halinde ne yapılacağını da uçakta açıkladı.
“Partiden ihraç veya görevi ihmal veya kötüye kullanmaktan dolayı yapılabilir.
Tabii ki biz bu yolları denemek istemiyoruz.
İlgili başkana, istifa suretiyle o makamı boşaltmanın kendisini de bizi de sıkıntıya düşürmeyeceği anlatılabilir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan hem teşkilatlardaki hem de belediyelerdeki değişimi
“makam boşaltma”
olarak tanımlıyor ve ekliyor
, “Bir makama getirilirken herşey iyi güzel, ama benim metal yorgunluğu olarak dediğim durumlarda makamın boşaltılmasının istenilmesi niye yadırganıyor?
Kaldı ki istifa ya da görevden ayrılma, bu davada bir sorun olarak görülmemeli.”
Hasbi değil hesabi
davrananlar var
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dava adamlığından uzaklaşmış, şehirlere yük olmaya başlamış belediye başkanlarını kast ederek, şu ifadeleri de kullandı, “
Hasbi değil hesabi davranırsan; ‘Benim şanım var şerefim var’ dersen, kusura bakma ama, partinin şerefi herkesin şerefinin şanının çok daha önündedir.”
Tahran yolculuğuna çıkmadan önce istifası istenen ya da istifası beklenen belediye başkanlarıyla ilgili bir takım bilgilere sahiptim. Bazı belediye başkanlarının,
“İstifa etmeyiz. Yapabiliyorsanız azledin
” türünden
restleşme
yolunu seçtiklerine ilişkin ikinci, üçüncü ağızdan bilgilere ulaştım.
Bu belediye başkanlarının bir kısmının
“bağımsız”
olarak devam etmek gibi niyetlerinin olduğunu öğrendim. Hatta bazılarının
“FETÖ yöntemleri”
yle kendilerine alan açmaya çalıştıklarına yönelik ifadeler de duydum. Bütün bu bilgiler eşliğinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı dinlediğimde şu çıkarımlarda bulundum.
İkinci, üçüncü şahıslardan duyduklarımın büyük bir kısmı doğru. Yani
bazı büyükşehir belediye başkanları restleşmeyi seçmiş görünüyor.
Bazıları
Ak Parti’nin bir dava partisi olduğunu çoktan unutmuş, kişisel şan ve şöhretlerinin kurumsal kimliğin üzende olduğu vehmine kapılmış görünüyor.
Böyle bir durumda çok yakın gelecekte bu
restleşme yolunu seçen belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığı’na yapılan şikayetler üzerinden soruşturma geçirmesini beklemek yanlış olmasa gerekir.
Cumhurbaşkanımız
Erdoğan’ın süreci zamana yaymak ve suhuletle çözmek gibi bir tarzı var.
Bu tarz hem siyasetteki tansiyonu düşürüyor hem tabanda rahatsızlık oluşturmuyor. Lakin
belediye başkanlarının bir kısmı makam boşaltma meselesini “anlaşma” yöntemiyle çözmekten yana görünmüyor.
O zaman
yakın bir zamanda FETÖ’cü taktikleri de kullanmayı tercih edenlere yönelik çok daha radikal çözümlerin üretildiğini görürsek şaşırmayalım.
#AK Parti
#Siyaset
#FETÖ