“Sokma akıl” olunca…

04:0028/11/2017, Salı
G: 18/09/2019, Çarşamba
Hasan Öztürk

“Sokma akıllı”diye güzel bir deyimimiz var…Aklını kullanmayan, başkasının aklıyla hareket eden, aklını kiraya verenler için söylenen. Bu atasözünün,“El atına binen tez iner, sokma akıl yedi adım gider”diye de versiyonu var. Başkalarının aklıyla ve kulağına fısıldadığı suflelerle hareket edenler için kullanılan.CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu“siyasetin irtifasını aşağı çekmekle”eleştirmek bir yere kadardı. Asıl eleştirimiz“sokma akıllı”olmasıdır.Sokma akıllı deyimi eskiler tarafından neredeyse Kemal

“S
okma akıllı”
diye güzel bir deyimimiz var…
Aklını kullanmayan, başkasının aklıyla hareket eden, aklını kiraya verenler için söylenen
. Bu atasözünün,
“El atına binen tez iner, sokma akıl yedi adım gider”
diye de versiyonu var. Başkalarının aklıyla ve kulağına fısıldadığı suflelerle hareket edenler için kullanılan.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu
’nu
“siyasetin irtifasını aşağı çekmekle”
eleştirmek bir yere kadardı. Asıl eleştirimiz
“sokma akıllı”
olmasıdır.
Sokma akıllı deyimi eskiler tarafından neredeyse Kemal Kılıçdaroğlu gibiler için söylenmiş gibi.

Sokma akıl, aklını kiraya vermekle de ilgili bir şey. Tam Kılıçdaroğlu’na yakışan türden.

Kılıçdaroğlu’nu ta genel başkan yardımcısıyken ya da İstanbul büyükşehir belediye başkan adayıyken “kendinden” değil de
sokma akılla konuştuğuna şahit olmuştuk.

Kılıçdaroğlu, Alman istihbaratının eline verdiği mavi klasörleri sallarken de…

Almanya’da Alisiz Aleviliği kurumsallaştırmaya çalışan baş danışmanının kulağına fısıldadıklarını cüretkarca savunurken de …

Aydın Doğan ve şürekâsıyla yemekli toplantılarda buluştuktan sonra, “Açe için toplanan paralar Erdoğan’a gitti” yalanını uydururken de…

17/25 Aralık yargısal darbe sürecinde, FETÖ’cülerin eline tutuşturduğu gayri hukuki, gayri ahlaki montaj, dublaj tapeleri grup toplantısında okurken ve sunarken de…

“Erdoğan’ın 3 milyar dolar parası var”
iftirası
nı atarken de…
Ekrem Dumanlı ve taifesiyle kapatılmış Zaman gazetesinde yemek masasında oturduktan sonra
“MİT TIR’ları kumpası”
na sahip çıkan açıklamalar yaparken de…
Amerikan Büyükelçisi ile buluştuktan sonra 15 Temmuz darbe girişimine,
“Kontrollü darbe”
derken de…
Nihayet,
“Erdoğan’ın yurt dışına para kaçırdığı”
yalanını uydururken de…
Hep
“sokma akıl”
ile hareket etti.

Örnekleri çoğaltabiliriz. Ama bu kadarı kafi!

Kılıçdaroğlu, kulağına üflenen ne varsa hiç sorgusuz sualsiz, hiç çek etmeden sahipleniyor
. Sonra da kendi fikriymiş, kendi tespitiymiş ya da kendi ekibinin araştırmasının sonucuymuş gibi pazarlamaya kalkışıyor. Her seferinde de duvara tosluyor. Ama nafile!

Böyle bir kişiliğin Mustafa Kemal’in koltuğunda oturuyor olması da başka bir ironi.

Taşıma su ile nasıl değirmen dönmez ise, sokma akıl ile de siyaset yapılmaz. Sadece siyaset yapılmasa yine bir şey de itibarlı olunmaz!

Her seferinde, kulağına üflenen suflenin yalan olduğu ortaya çıktığı halde pişkin pişkin sırıtarak milletin yüzüne bakabilmek ise sadece Kılıçadoroğlu’nun becerebileceği bir şey olsa gerek.

Bu konuda da hakkını teslim edelim. Helal olsun, bu kadar pişkinlik de bir beceri!

Ancak bu kez nasıl bir manevra yapacak bilemiyorum. Son meseleyi biliyorsunuz,
“Kaç milyon doların var? Paralar nerede? Söyle bakalım”
diye üslupsuzca bir çıkış yaptı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yurt dışında bir kuruşum varsa ispatlasın, hem cumhurbaşkanlığını hem siyaseti bırakacağım” diyerek rest çekti. Bir ilave de yaptı. “İspatlayamazsa o koltukta acaba duracak mı” diyerek.

Kılıçdaroğlu bu! Elinde salladığı mavi klasörlerin hiçbirinin içinin dolu olmadığı ispatlandığı halde…

15 Temmuz’un bir kontrollü darbe değil bilakis FETÖ’cülerin kullanıldığı büyük bir darbe ve iç işgal girişimi olduğu ayan beyan ortada olduğu halde…

FETÖ’cülerin eline tutuşturduğu tapelerin, montaj, dublaj ve gayri hukuki olduğu ispatlandığı halde…

Açe’deki tsunami mağdurlarına toplanan paraların Erdoğan’ın şahsına değil, devletin Kızılay’ına gittiği ve hepsinin yerine ulaştığı mahkeme kayıtlarıyla ispatlandığı halde…

Kemal Kılıçdaroğlu sokma akılla söylediği bütün yalanları, attığı bütün iftiraları yuttu. Öylece de orada duruyor.

Ne diyelim, Allah CHP’lilerin yardımcısı olsun.

Kılıçdoğlu’nun son iftirasının arkasındaki akıl kimin mi? Zarrab davasıyla Kılıçdaroğlu’nun iftirası arasındaki zamanlamaya bakmıyor musunuz?

#Kemal Kılıçdaroğlu
#CHP
#Reza Zarrab