“Siyasi ayak” yürüyen ayağa dönüşmüşse…

04:0018/06/2017, Pazar
G: 17/09/2019, Salı
Hasan Öztürk

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “adalet”pankartıyla Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşündenönce nerelere yürüdüğüne bakılmadan, meseleyi anlamamız söz konusu olamaz.Yine, CHP’nin bir önceki parti sözcüsüSelin Sayek Böke’nin her türlü seçenek diye başlayıp“sokağa çağrı”ile biten açıklamasını hatırlamadan, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü anlamamız söz konusu olamaz.Bir de,Savcı Sayan’ın Ülke tvekranlarından,“Enis Berberoğlu’nun mahkum olmasına neden olan kaset meselesi”nde CHP’nin daha üst bir yöneticisine işaret etmesine

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “
adalet”
pankartıyla Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşünden
önce nerelere yürüdüğüne bakılmadan
, meseleyi anlamamız söz konusu olamaz.
Yine, CHP’nin bir önceki parti sözcüsü
Selin Sayek Böke
’nin her türlü seçenek diye başlayıp
“sokağa çağrı”
ile biten açıklamasını hatırlamadan, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü anlamamız söz konusu olamaz.
Bir de,
Savcı Sayan’ın Ülke tv
ekranlarından,
“Enis Berberoğlu’nun mahkum olmasına neden olan kaset meselesi”nde CHP’nin daha üst bir yöneticisine işaret etmesi
ne bakılmadan meseleyi anlamamız söz konusu olamaz.

O halde bakalım.

Kemal Kılıçdaroğlu 16 Nisan referandumundan sonra “
Yüzde 48.60’ı nasıl bir arada tutarız
” arayışında. Seçtiği yöntemi biliyoruz.
Saadet Partisi’nden, Ulusal Parti’ye, HDP’den, Meral Akşener
’e kadar bir dizi ziyarette bulundu. Kimiyle iftarda, kimiyle öğle yemeğinde buluştu.
“Ortak hareket etme”
konusunda hem fikirmiş gibi yaptı.
Görüşmeler yeni bitmişti ki Çarşamba günü akşam saatlerinde, CHP milletvekili
Enis Berberoğlu
’nun “casusluk davası” karara bağlandı.
Dikkat ederseniz, Enis Berberoğlu’nun mahkumiyet kararından 18 saat geçmemişti ki afişler, pankartlar, hatta basılı tişörtlerle Kılıçdaroğlu Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşe geçti!
Bu kadar hazırlıklı olunması
bana “Enis Berberoğlu’nun mahkumiyet kararını önceden biliyorlar mıydı” sorusunu sorma hakkı verir.
Bu büyük
“mağduriyet kompozisyonunu” iktidara karşı kullanmak için zaten tüm hazırlıklar yapılmıştı.
Beklenen karar Çarşamba günü akşam üzeri mahkemeden geldi. Perşembe sabahı Kılıçdaroğlu ve birkaç haftadır görüştüğü kesimler (bir kısmı hariç) hep birlikte harekete geçti.

Çok yanılmak isterim. Ancak gördüğüm o ki mahkeme kararından daha önce haberdar olma ihtimalleri oldukça fazla.

Zaten, Kılıçdaroğlu’na CHP dışından kimlerin destek verdiğine, kimlerin onunla birlikte yürüdüğüne baktığımızda tabloyu daha net görebiliyoruz.

Burada bir ayrıntı daha var.
Savcı Sayan
bize yaptığı açıklamada,
MİT TIR’ları kumpasıyla ilgili kaseti Berberoğlu’na Kılıçdaroğlu’nun verdiğini ima etti. Ve mahkeme kararından hemen sonra Kılıçdaroğlu’nun kendini sokağa atmasını da, “Berberoğlu’nun konuşmasından endişe ettiği için” şeklinde yorumladı.

CHP’lilerin Berberoğlu kararını önceden bilme olasılığı da Kılıçdaroğlu’nun Berberoğlu’nun konuşmasından endişe etme ihtimali de bize asıl soruyu sordurur…

FETÖ’nün siyasi ayağı, yürüyen ayağa mı dönüştü?
Çünkü,
17/25 yargısal darbe teşebbüsü
döneminde FETÖ’nün eline tutuşturduğu tabe’leri Meclis kürsüsünden okuyan bir Kılıçdaroğlu var
yakın geçmişimizde.
Çünkü, “kendisine görüntü getiren maskeli insanlardan söz eden” bir Kılıçdaroğlu var
yakın geçmişimizde.
Çünkü, 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimini tanımlarken, “Kontrollü darbe” ifadesi kullanarak, FETÖ alçaklarının dilini kullanan Kılıçdaroğlu var
yakın geçmişimizde.
Hatırladıklarımızla bile meseleye baktığımızda,
“FETÖ’nün siyasi ayağı”nın bugün “yürüyen ayağa” dönüşmüş olduğunu görürüz.

Haksız mıyım?

#Kemal Kılıçdaroğlu
#Adalet
#FETÖ