Nükleer savaş çılgınlığı ve Türkiye’nin önceliği

04:0013/08/2017, Pazar
G: 17/09/2019, Salı
Hasan Öztürk

Yaz haddinden fazla sıcak geçiyor. Hem bölgemiz için hem Uzakdoğu için. Güney Amerika’da olanlarsa (Venezuela) takip edilmeyi hakeden türden.Türkiye’yi yakından ilgilendirene gelince...Elbette Ortadoğu’da sonbahar sonuna kadar olup bitecekler, bizim daha da yakından ilgilendiriyor.Kuzey Irak Kürt bölgesi referandum için gün sayıyor. Bu aşamada “Bağımsızlık referandumu” bölgeyi nasıl etkiler göreceğiz. Elbette Türkiye ile Kuzey Irak arasındaki son dönemde çok çok iyi olan ilişkiler o referandumdan

Yaz haddinden fazla sıcak geçiyor. Hem bölgemiz için hem Uzakdoğu için. Güney Amerika’da olanlarsa (Venezuela) takip edilmeyi hakeden türden.

Türkiye’yi yakından ilgilendirene gelince...

Elbette Ortadoğu’da sonbahar sonuna kadar olup bitecekler, bizim daha da yakından ilgilendiriyor.

Kuzey Irak Kürt bölgesi referandum için gün sayıyor
. Bu aşamada “Bağımsızlık referandumu” bölgeyi nasıl etkiler göreceğiz. Elbette Türkiye ile Kuzey Irak arasındaki son dönemde çok çok iyi olan ilişkiler o referandumdan sonra nasıl etkilenir bunu da takip edeceğiz.
Kuzey Irak Kürtlerinin kaderleri Türkiye’nin kaderinden bağımsız düşünülemez diyenlerdenim.

AMERİKA, KUZEY KORE,

ÇİN... NÜKLEER RESTLEŞME

Öte yandan, bir restleşmenin finaline doğru ilerliyoruz. Amerika ile Kuzey Kore nihayetinde kozlarını paylaşmak niyetinde... Belki de bu sonbaharı bile beklemeden.

Amerika’da Trump yönetimi Asya-Pasifik hattında dengelerin Çin lehine geliştiğinin farkında. Dengeleri yeniden Amerika lehine çevirmek için epeyce çaba sarfediyor. Ancak ne Amerika 20. Yüzyıl'ın Amerika'sı, ne Çin!

Çin kocaman bir fabrika olarak tasarlanmıştı Batı tarafından. Ucuz iş gücü sayesinde Çin üretecek, Batı tüketecekti. Bugün artık o dönem bitti. Çin üretiyor, aynı zamanda tüketiyor da... Ve elbet siyasi ve ekonomik olarak bir iddia da koyuyor ortaya.

Çekişmenin neticesi Kuzey Kore ile Amerika “nükleer” güç gösterisi ile karşı karşıya! Dünya bir felaketin eşiğine gelir mi göreceğiz.

UZAK ASYA’DAKİ GERİLİM

ORTADOĞU’YA NASIL YANSIR?

Kuzey Kore ile Amerika’nın olası bir sıcak çatışmasının sonuçları dünyayı nasıl etkiler kestirmek zor. Ancak Uzak Asya’daki bu gerginlik Ortadoğu’ya ve bize nasıl yansır sorusunun peşine düşmekte yarar var.

Dedim ya yaz çok sıcak geçiyor. Sonbaharsa bir takım neticeler açısından kritik bir mevsim.

Türkiye’nin önünde devasa bir sorun olarak duran Suriye’nin kuzeyindeki gayri meşru oluşum birincil tehdit olarak karşımızda duruyor.

Amerike bir taraftan Asya-Pasifik’te Çin ve Rusya ile amansız bir güç mücadelesine tutuşurken, Ordadoğu’da “butik devletler” projesini adım adım yürütüyor.

Butik devletler dedimse nitelemenin afililiğine bakıp da sorun yok diye düşünmeyin.
Butik devletleri, terör örgütlerine kurduruyorlar.
Suriye’nin kuzeyinde PYD/YPG-PKK terör örgütüne ağır silahlar vererek devlet kurduruyorlar. Sina Yarımadası’na yönelen El Kaide, DAEŞ gibi örgütlerin yolunu açıyorlar. Yemen’de Libya’da yaptıkları da farklı değil.

Yani Amerika, coğrafyamızda küçük küçük yepyeni devletçikler kurmak için uzun vadeli planını uyguluyor.

Iyi de bundan bize ne diyebilir miyiz? Hayır. Asıl dikkat kesilmemiz gereken nokta burası.

Irak’ı böldüler, Suriye diye bir devlet kalmadı. Libya üç parça, Yemen ne olacak belli değil. Suudi Arabistan için öngörülen de parçalanmak. İşte burada Türkiye’yi de dahil ediyorlar projeye. Hatırlayın Bush döneminin şahin kabine üyesi
Condoleezza Rice ne demişti, “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek. Buna Türkiye de dahil.”
Ve yine hatırlayın, Pensilvanya’daki baş terörist Feto bir ses kaydında “Toprak istiyorlar, bunu konuşabiliriz dedim” diyordu.
TÜRKİYE’DE İÇ ÇATIŞMA İSTİYORLAR

Amerika’da geçtiğimiz günlerde bir rapor yayınlandı. Özeti şu, “Türkiye 2017 ile 2027 yılları arasında iç çatışma yaşayacak. Ve Amerika bu çatışmaya kayıtsız kalmayacak!”

Bu burada bir dursun.

Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan terör koridorundaki Amerika üsleri üzerinden bölge sürekli tahkim ediliyor. Suriye sorunu yakın gelecekte bir neticeye bağlanacak. Bundan sonra Kuzey Suriye’de oluşturulan otonom bölgedeki silahlar Türkiye’ye dönecek.

Tam da bunun hazırlığı yapılırken Türkiye’deki bir takım etnik ve mezhebi fayların hareketlendirilmeye çalışılmasının da bir maksadı var. (Tunceli yanıyor yaygarasında kullanılan görsellere bakarsak bile ne olduğunu görebiliriz)

Yarın Suriye’nin kuzeyinden ateşlenecek füzeler, kalkacak uçaklar, patlayacak toplar Türkiye’yi vururken, Türkiye içindeki birtakım unsurlar da içeride hareketlenebilir.

KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRMEK

Krizler fırsatlara dönüştürülebilir. Ve bugün Asya-Pasifik’te dozu her geçen gün artan gerilim Türkiye’nin lehine olabilir.

Amerika dikkatini o bölgeye çevirdiğine göre, Suriye’nin kuzeyinde bir oldu bitti ile oluşturulan terör hattına yönelik yeni hamleler yapılabilir.

Zaten Kuzey Suriye’nin batı kanadında bulunan İdlip’teki otorite boşluğu da buna imkan vermekte. İdlip’te ya rejim ya Türkiye olacak. İsteriz ki güney sınırlarımızı tehdit eden terör gruplarının bu tehditlerinden etkilenmemek için İdlip’te Türkiye olsun. Zaten Haziran başında yazdığım bir yazıda “Yakında İdlip’te Türk bayrağı dalgalanırsa şaşırmayın” demiştim.

Gelinen nokta şudur:

Kuzey Kore ile amansız bir ‘nükleer’ restleşme neticesinde her an sıcak bir çatışmaya girmeye hazırlanan Amerika’nin dikkati Uzak Asya’ya yönelmişken, bölgemizde inisiyatif almak Türkiye’nin bekası için bir fırsattır.
Suriye’de Fırat Kalkanı’na benzer birkaç operasyon daha yapmanın planları içinde olan Türkiye bu planlarını dikkatlı ama bir an önce devreye sokmalıdır.

Kuzey Kore, Amerika krizi, Türkiye’nin lehinedir.

#Türkiye
#Amerika
#Kuzey Kore