Almanya seçimlerinin Türkiye’ye etkisinin farkındayız. Türk düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı üzerinden yürüyen tartışmalarda siyasetçi olarak hedefe konan isimse Sayın Erdoğan.
Almanya’nın Türkiye’deki kamuoyunu yönetme ve toplumsal olayları örgütleme gibi bir becerisinin olduğunu da sanırım kimse inkar edemez...
Hele ki Gezi Provokasyonu’ndaki etkisini gördükten sonra... (Sadece o dönemde ölen vatandaşlarımızın orjinine bakın yeter. Ya da Taksim’i işgal eden sol terör örgütlerine...)
Almanya dendiğinde Türkiye’deki bir takım terör örgütlerinin de finansman, silah ve eğitimi meselesi akla gelir. Almanların sol örgütler üzerindeki kapasite kullanımı oldukça fazla yani...
Bunların başında elbette bir şehir örgütlenmesi olarak dikkat çeken DHKP/C.
PKK terör örgütünün Almanya ve Avrupa’daki kredisini ise bu yazıda tartışmayacağız.
DHKP/C kriminal bir örgüt müdür, ya da çok daha komplike midir?
Bu sorunun cevabını bulabilmek için Susurluk kazasına kadar gidip bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Hüseyin Kocadağ başarılı bir polis şefiydi... Terör örgütlerini biliyordu. Ancak neden acaba Susurluk’teki araçta o da vardı, gibi sorular soruldu. Kocadağ ile ilgili deşifreler bunlarla sınırlı kaldı.
Neyse devam edelim.
Yani, Susurluk’un derin yapısında hem sağ hem sol vardı. Ancak sol kanadın üzeri örtüldü, sağ kanadın ipliği pazara çıkarıldı.
Bunu yapanların Almanya ile olan ilişkilerine gelince... Radikal’in kime ait olduğuna bakmak yeterli değilse...
Hatırlayın, Savcı Selim Kiraz’ı makamında şehit eden militanları, “Bizi buna mecbur bıraktılar” diye haberleştiren medyayı kast ediyorum.
Başa dönelim, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüştüğüm etkili bakan “Sol örgütlerin bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum” dedi ya hani, gördüğünüz gibi bir polis şefi aracılığıyla Türkiye’nin en korunaklı binasına militanını yerleştirebilen bir DHKP/C’den, yine yüzlerce polisin görev yaptığı güvenliğin had safhada olduğu Çağlayan Adliyesi’ne girip makam odasında bir savcıyı -ki Gezi’de hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın katilini bulmak üzere olan bir savcıdan bahsediyoruz- katleden bir örgütten bahsediyoruz.
İşin özeti şu: Almanya, kan dökücü bazı terör örgütlerini hem besliyor, hem yetiştiriyor, hem kolluyor. Aynı Almanya o örgütleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti içindeki bazı uzantılarıyla eliyle de kolluyor. Bunların başında DHKP/C var. Bu örgüt ile Türkiye’de etkili eylemler yapıp, siyaseti, ekonomiyi etkiliyor.
Bugünlerde PKK terör örgütünün alan hakimiyetini kaybettiği bir gerçek. Eylem koyma beceresi neredeyse sıfırlandı.
Almanya -Türkiye ilişkileri bu kadar gerilmişken...
Türkiye, her gün yeni bedeller ödeme pahasına “bağımsızlık mücadelesi”nden bir adım dahi geri çekilmemişken...
DHKP/C gibi terör örgütlerinin eylem kapasitesine bir bakmak gerekiyor. Zira bu memleketin haini de kahramanı da hiç bitmiyor!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.