Türkiye’nin “bozulan” psikolojisi ve yeni meslekler...

04:003/07/2017, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Fatma Barbarosoğlu

I-30 Haziran 2017 günü, 21.yüzyılın ruhunu temsil eden bir haber ile karşılaştık.Baba Savaş İçten, çocuklarının annesi bloger Nihan Kayalıoğlu aleyhine, ticari kazanç elde etmek üzere çocuklarının vidyolarını kullandığı iddiası ile taciz davası açtı. Mahkeme babayı haklı gördü.Suçlu bulunan annenin sosyal medya hesabında 200 bine yakın takipçisi var ve “çocuk dünyaya getirmekten korkan genç kadınları”, “bu iş”in ne kadar eğlenceli olduğuna ikna etmek üzerine kendine bir misyon biçtiğini ifade

I-

30 Haziran 2017 günü, 21.yüzyılın ruhunu temsil eden bir haber ile karşılaştık.

Baba Savaş İçten, çocuklarının annesi bloger Nihan Kayalıoğlu aleyhine, ticari kazanç elde etmek üzere çocuklarının vidyolarını kullandığı iddiası ile taciz davası açtı. Mahkeme babayı haklı gördü.


Suçlu bulunan annenin sosyal medya hesabında 200 bine yakın takipçisi var ve “çocuk dünyaya getirmekten korkan genç kadınları”, “bu iş”in ne kadar eğlenceli olduğuna ikna etmek üzerine kendine bir misyon biçtiğini ifade ediyor “bloger anne”.

Nihan Kayalıoğlu’nun “hikayesini”, “sıradan insan”ın fenomen olması bağlamında tekrar ele alacağım inşallah.

Sosyal medya, babayı haklı görerek annenin cezalandırılması yönünde fikir beyan etti. Ancak fikir beyan edenlerin kafasının pek de net olmadığını söylemek gerekiyor.

Kafalar neden karışık?

Sosyal medyanın hayatımıza girmesi ile beraber sınırlar aşındı, içerisi ve dışarısı kavramları birbirine karıştı, aile mahremiyeti her geçen gün biraz daha imha edildi. Aile mahremiyetini imha etmek konusunda seküler ya da muhafazakar zihniyete sahip olmak pek bir anlam ifade etmiyor. Yüzünü göstermeyen “çarşaflı profil”lerin ev mahremiyetlerini paylaşma kapasiteleri insanın aklını başından alıyor.

Kadınlar İnsta gezegeninde, çocuklar ve gençler YouTube kanalında inanılmaz paylaşımlar yapıyor, lakin bizde bu sorunların üzerine gitme noktasında ufacık bir gayret yok.

Batı’da her geçen gün daha fazla üzerinde durulan “mahremiyet” meselesi bizim hiç gündemimizde değil.

II-

Geçen hafta günlerce “Türkiye’nin psikolojisi bozuldu/bozuluyor” haberi yapıldı.

“Türkiye’nin psikolojisi bozuldu/bozuluyor” haberlerini yapanlar Türkiye’nin psikolojisinin sağlıklı olması için neden hiç gayret göstermiyor!

Koca bir ülkenin, metafizikten yoksun dini programlara, hayvani nefis basamağında eğleşen yarışmalara mahkum edilmesi neden RTÜK denilen kurumun hiç dikkatini çekmiyor. RTÜK üyeleri TV seyretmemeye yeminli bireylerden mi seçiliyor!

Bir taraf delice eğleniyor öbür taraf kahve falı baktım orucum bozuldu mu diye kıkırdayarak soru soranları dinliyor; hakkını yemeyelim bir de yıllanmış cinayetleri çözen beşi bir arada sunucular var.

Bir zamanlar, Benim annem, hem mühendis, hem aşçı, hem öğretmen hem de ayakkabı bağlayıcısı diyen çocuğun reklamı vardı.. Polisiye ekranların sunucuları da, hem savcı, hem hakim, hem polis, hem psikolog, hem adli tabip olarak duruma el koyuyor. Kanallarda ekran polisliği son sürat devam ederken psikologların, pedagogların, Psikiyatristlerin, hukukçuların hele hele emniyet teşkilatının susuyor olmasını anlamakta zorluk çekiyorum.

Beyler, hanımlar siz eğitimini aldığınız mesleğin sorumluluğunu yerine getirmeyip, kamusal yetkilerinizi “ekran yüzleri”ne bırakarak Türkiye’nin psikolojisine nasıl da negatif bir katkı yaptığınızın farkında mısınız?

#RTÜK
#Türkiye