Kötünün/kötülüğün destanı

04:0010/07/2017, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Fatma Barbarosoğlu

-I-Çocukluğumda, pazar yerlerinde boynuna teyp asıp dolaşan, teypten gelen sesin anlattığı hikayenin matbu halini “destan” diye on kuruşa satan adamlar olurdu.Bir babanın üç çocuğunu ekmek bıçağı ile doğradığını anlatırdı cızırtılı ses, hikayeyi duyar duymaz, neden neden diye yere çöküp ağlamaya başlardım. Manzara hiç değişmezdi. Ben oracıkta ağlarken bazıları on kuruş verip, tek yaprak teksir ile çoğaltılmış “destan”ı satın alırdı.Rahmetli büyükannem beni susturmak için “yalan onlar” derdi, “para

-I-

Çocukluğumda, pazar yerlerinde boynuna teyp asıp dolaşan, teypten gelen sesin anlattığı hikayenin matbu halini “destan” diye on kuruşa satan adamlar olurdu.

Bir babanın üç çocuğunu ekmek bıçağı ile doğradığını anlatırdı cızırtılı ses, hikayeyi duyar duymaz, neden neden diye yere çöküp ağlamaya başlardım. Manzara hiç değişmezdi. Ben oracıkta ağlarken bazıları on kuruş verip, tek yaprak teksir ile çoğaltılmış “destan”ı satın alırdı.


Rahmetli büyükannem beni susturmak için “yalan onlar” derdi, “para kazanmak için yapıyorlar”.

Para kazanmak için “uydurulmuş” onca kirli yalan içimi iyice ezerdi, hele hele “yalan destan”ları alanları hiç anlayamazdım.

Büyükbabam Tercüman Gazetesi okuduğu için 3.sayfa haberleri girmezdi eve. Komşumuzun genç kızı Günaydın Gazetesinin Saklambaç ilavesindeki fotoromanlara meftun idi. Ben onların evine gidince Saklambaç’a değil, Günaydın gazetesinin 3.sayfa haberlerine, gözlerine bant çekilmiş kadın fotoğraflarının altındaki haberlere odaklanırdım.

“Okuma onları” derdi rahmetli büyükannem.

Ben okumayınca gözüne kara bant çekilmiş kadınların hikayesi yok mu olacaktı!

Yok olmadı. Gözüne kara bant çekilmiş kadınların hikayesinin gerçek olduğuna çok yakın bir örnek ile, çok acı bir şekilde şahit olduk. Büyükannemin halasının kızı, komşunun torunu tarafından hunharca öldürüldü.

Oysa hepimiz komşu idik. Tencerelerde pişen yemeklerden hepimizin payına düşen bir kardeşliğimiz vardı.

Katil, maktul tarafından hediyelerle büyütülmüş biri idi.(Bu cinayeti nasıl işlediğini öğrendik, neden işlediğini de öğrendik, para için. Ama iyi bir ailenin içine doğmuş bir çocuğun, neden bir katile dönüştüğüne dair dedikodudan öte bir bilgimiz olmadı.)

Cenaze kalkarken –ki ben evli ve bir çocuk annesiydim- Hani büyükanne bütün bunlar yalandı dedim. Rahmetli “ne bileyim” dedi, “onca kötülüğün ancak yalanla bir araya geleceğine inandıydım.”

-II-

Üçüncü sayfa haberlerinin dili üzerine daima düşündüm. Cinayet ve tecavüz haberlerinin kanırtan ve teferruatlandıran dili empati sahiplerine başka bir şey söylüyor empatiden yoksun olanlara başka bir şey. Vicdan sahibi bireyler tanık oldukları haber üzerinden yanıp kavrulurken, insan olmanın basamağını tamamlayamamışlar yöntem öğrenip heyecan duyuyor. (Katil psikopatlarla yapılmış söyleşilerde, seyrettikleri filmlerden, kamuoyuna yansıyan kriminolojik olaylardan nasıl yöntem öğrendiklerini teferruatıyla anlattıklarına şahit olursunuz.)

-III-

Adapazarı’nda dokuz aylık hamile bir kadına iki erkek tarafından tecavüz edildi ve kadın bebeği ile birlikte hunharca katledildi.

Haber bu.

Bu haberi “Suriyeli dokuz aylık hamile güzel bir kadın” diye teferruatlandırmaya kalktığımız zaman iki sapkının davranışı parantez içine alınarak, mesele ahlaki bir mesele olmaktan çıkarılarak “Suriyeliler” algısının negatif barajına katkı sunuyor.

Apartman komşusuna göz diken sapkın adamların kimliğinin önemi yok. Suriyeli de olabilir, Türk de Kürt de.

Tersi de olabilirdi. Bir Suriyeli, Adapazarlı genç bir kadına...

Gayri ahlaki davranışları kimlik potasında, etnik kimlik paydasında toplamaktan vazgeçelim.

Lütfen dikkat kesilelim:

Medya ama bilerek ama bilmeyerek linç kültürünü besleyecek bir üçüncü sayfa dili geliştiriyor.

Nitekim merhum Emani’nin uğradığı vahşetten önce “sapık baba haberi” CNN Türk’ün sabah haberlerinde bütün detayı ile haberleştirildi.

Bu nasıl bir habercilik anlayışı! Kahvaltı masasındaki insanlar, bir sapığın eylemleri hakkında niye bu kadar bilgilendirilmektedir ki!

Tek bir gayesi olabilir bu haberlerin, insanların umudunu tüketmek. “Türkiye yaşanmayacak bir yer oldu” dedirtmek.

Bize düşen “haberlerden haberdar” olmak değil. O birbirinden berbat 3.sayfa haberlerin toplumun ruh sağlığının bozucu bir şekilde servis edilmesini engellemek ve

3. sayfa haberlerinin vuku bulmasını engellemek üzere, toplumsal duyarlılığı besleyecek haber-analiz programları yapmak olmalı.

Devletin bütün birimleri artan 3. sayfa haberlerini engellemek için eylem planı geliştirmek zorunda.

Sivil toplum örgütleri 3. sayfa haberlerinin hiç yaşanmaması için ortak bir mücadele gerçekleştirmek zorunda.

Ve DİB benim ta 2006 yılında kavramlaştırdığım “azalan erkek kimliği” üzerine çok yönlü araştırmalar yapmalı, 21. Yüzyılda “nefs terbiyesi” konusunda toplumu etkileyecek düzenli programlar inşa etmeli.

Başlığa gelince... Günümüzün modern medyası da vahşetin destanını satan geçmiş zaman adamlarından farklı bir yöntem izlemiyor. Suçu pazarlayan dil gelişerek devam ediyor.

#Türkiye
#Suriyeli