Fırkacılık ve mezhepçilik de Müslümanların gerileme sebeplerinde kesinlikle ön sıralardadır.
Dört mezhep haktır, bütün olarak bunda şüphe yok. Ama mezheplerin hak olması, onlardaki her bir kişisel içtihadın doğru ve ilelebet din olması anlamına gelmez, bu bir.
İkinci olarak, mezheplerin ortaya çıktıkları zamanda dört değil belki dört yüz hak mezhep vardı. Yani hak, bu dört mezhebin söylediklerinden ibaret değildir. Çünkü mezhep, usulüne uygun anlama ve yorumlama demektir ve İslam anlayarak yaşamayı teşvik eder, o sürekli anlaşılacak ve yorumlanacaktır.
Bunların her biri birer mezhep, meşrep ve mektep olarak aklın gücünü, kendi sınırları içinde, sonuna kadar kullandılar. Ama hakikatin ölçüsü olarak sırf kendi mezheplerini görmediler. Ne zaman ki, hakikatin ölçüsü ‘bizim mezhep’ oldu işte o zaman mezhepler mezhep ve meşreb olmaktan çıkıp mezhepçilik başladı. Müslümanlar mutlak hakikati değil, mezhebe göre hakikati arar oldular ve güçlerini diğer mezhepleri alt etmek için harcadılar. Böylece akıl da işlevini sadece bu çerçevede görmek zorunda kaldı. Koza gibi kendini kuşattı. Derken bu güç kaybı Müslümanların gerilmesine müncer oldu. Yine de büyük âlimler meseleyi her zaman doğru anladılar ama mezhepçiliğe bütünüyle engel olamamakla suçun bir kısmı da onlarındır.
Günümüzde de yazılan çizilenlere bakın, çoğunun İslam’ın temel referanslarıyla tarafsızca doğruyu arama değil, kendi edindiği doğruyu üste çıkarma çabaları olduğunu görecekseniz. Oysa İslam’ı doğru anlamada metot şöyle olmalı değil miydi?
Ben bulunduğum, beslendiğim mezhep ve meşrep itibariyle böyle biliyorum ama benim bildiğim yanlış, öbürünün bildiği doğru olabilir. O halde, bazı kanaatlerimin değişmesi tehlikesine (!) rağmen delilleri aklıselimle düşünmeliyim ki, inancım taklitten tahkike ulaşmış olsun. Bunu söylerken elbette, yetkili yetkisiz herkes içtihat etsin demek istemiyoruz, ama yaptığının doğru olduğunu anlamak da bir seviyedir ve bu seviyeye herkes ulaşabilir.
Şunu da bilmeliyiz; mezhepler doğru anlaşıldıklarında, yani mezhepçilik yapılmadığında hiçbir zaman fırka olmadılar, İslam’ın bir bütün olarak tutarlı anlaşılmasını sağlamakla rahmet oldular. Dolayısıyla mezhepleri yok sayıp, her şeye sıfırdan başlamak da, herkes kafasına göre takılsın, dört değil, dört yüz milyon mezhep olsun demekten farklı değildir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.