15 Temmuz’u unutmak istesek de unutamayız demiştim, nasıl unutabiliriz ki? Müslümanların seksen yıllık birikimlerini topladılar ve İslam dünyası üzerinde bin yıllık kinleri ve emelleri bulunanlara altın tabakta hediye etmek istediler. Tam bu milletin uyanıp yükselişe geçtiği bir anda, bu yükselişi durdurmaktan başka bir anlamı olmayacak şekilde milletin başına bela oldular. Herkesi kandırdılar, Şia’dan beter takiyye yaptılar, çocuklarımızın istikbaliyle oynadılar.
Şunu anlayacak kadar aklı olmayan biri var mıdır, bilmiyorum? Neden Müslümanlar ayağa kalkmaya çalıştıkları noktalarda düşman ülkeler bu kalkışı önleyecek terör örgütlerini desteklerler? O halde ülkenin kalkınıp silkinmek üzere olduğu bir anda bu düşmanlar ülkenin başına çorap örmek isteyenleri el birlik destekliyorlarsa, bunlar gitsin de daha iyileri gelsin diye mi desteklerler?
Siz bu kalkışmayı bizim hayrımızı istemeyenlerle birlikte yaptınız mı yapmadınız mı? Onlara maşalık ettiniz mi etmediniz mi? Kalkışmanın Türkiye’de inisiyatifini elinde bulunduran Uslu, Öz, Aytaç, Baransu ve Altanlar gibi İslam’la hiçbir alakası olmayan maşaların maşası oldunuz mu olmadınız mı? Yoksa siz mi onları maşa olarak kullandığınızı sanıyorsunuz?
Müslümanları pasifize etmek için planlanan, Moon Hareketi benzeri bir rol üstlendiniz mi üstlenmediniz mi? Dünyanın her yerinde izzetini ve onurunu koruma için mücadele veren İslamî hareketleri düşman görüp ‘Siyasal İslam’ gibi yaftalarla boğmak istediniz mi istemediniz mi? Evet, bütün bunlar fazlasıyla oldu ve Müslümanlar bu delikten fena halde ısırıldılar.
Şimdi şu mağdurane çıkarsamaya bakın: ‘Bize haşhaşi diyorlar. Haşhaşiler ekser İslam âlimlerinin kanaatine göre meşru yönetime karşı çıktıkları için kâfirdirler. O halde bize Haşhaşi diyen bize siz kâfirsiniz demiş oluyor. Bir mümine kâfir diyenin kendisi kâfirdir’. Ördek hikâyesi gibi değil mi?
Şimdi de bunu yapanların şu hakaretlerine bakın:
‘Nemrut, Firavun, Samiri, Yezit, Narsist, Ebu Cehil, münafık, tiran, Sezar, Ebu Süfyan, Neron, Şeytan ve avanesi, sinsi şeytan, şeytanın düdüğü, kavalı, borazanı… Firavun aleyhinizde ise isabetli bir yolda yürüyorsunuz demektir. Lâ-şey olduklarının farkına varmadıklarından ve kendilerini bir şey zannettiklerinden dolayı “lâ şey” ve “lâşe” olanlar…’ Ve isimlerini unuttuğum daha nice firavun ismi. Şimdi de bunların analizinden çıkacak sonuçları düşünün.
Şu ifadeler bütün Müslümanları dağidar etmeye yetmez mi?
Oysa Müslümanlar Kudüs’ü fethettiklerinde orada bulunan Yahudi ve Hıristiyanlara dokunmamış ve onlara tam bir din özgürlüğü tanımışlardı. Hatta Müfessir İbnü’l-Arabi Kudüs’te Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman âlimler arasında ilmi tartışmalar yapıldığından söz eder.
Müslümanlar Endülüs’te de aynı birlikte yaşama örneğini gösterdiler.
Ama 1492 Reconquista’nın ardından Haçlıların Endülüs’te yüz binlerce (evet, bu rakam mecaz değil) Müslüman erkek ve kadına, ırza geçme ve yakma dahil, yaptıklarını, yıkılan binlerce mabedi okurken ağlamayacak bir insanoğlu bulamazsınız, bırakınız Müslümanı. O halde kimi, niçin kandırıyorsunuz?
Daha dün Bosna-Hersek’te yapılanları hepimiz izledik.
İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak eder misin ya Rab!
Perişanlığımıza mı ağlasak, yoksa saflığımıza mı?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.