Kabustu… Aradan bir yıl geçti. Yaraların izlerinin kapanması kolay kolay mümkün görünmüyor. Hem ruhlarımızda hem de hayatımızda izleri büyük oldu. Şehitlerimizin acısı var yüreğimizde, üzerimizde ise ihanetin travması var. Güven duygumuzu kaybettik. Tedbirlerle sarılı halde maskeliler arasında yaşıyormuşuz. Yüzümüze gülen, dini bahislerle, yumuşak sohbetlerle, Allah rızası maskesiyle yanımıza sokulanlar bambaşka kişilermiş. Kemalisti, Müslümanı, ulusalcısı, milliyetçisi, filanca tarikat mensubu, falanca sivil toplum örgütü… Masal gerçek olmuş, kurt büyükanne kılığına girmiş. Bunun üzerimizde oluşturduğu travmayı atlatmak için daha çok zamana ihtiyacımız var. Gerçek bir kabus yaşadık. 15 Temmuz tek bir uzun geceden ibaret değildi. Yıllar süren bir işgalin halkın ve cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hükümetin, devlette bu tehlikeyi gören birçok devlet adamının girişimiyle Türkiye’de işgalin engellendiği geceydi. Vatanımıza sahip çıktığımız geceydi. Maskelerin düşürüldüğü geceydi.
…
Kendilerini gizlemek adına yaptıkları zaman içinde açığa çıkıyor. Yeni okudum, kendilerini TSK örgütlenmesi içinde gizlemek için birçok dini yasağa uymadıkları gibi, eşlerini de bu imaj için kullanıyorlarmış. Askeriye içinde yapılan bir havuz partisinde kendilerini gizlemek amacıyla en açık bikinilerle eşlerini havuza sokan, en din karşıtı en Kemalist görünenler de onlardanmış. (Yıldıray Oğur ve Ceren Kenar’ın birlikte kaleme aldığı yazıda konunun detaylarına yer veriliyor.)
….
Bizim nesil için olan biten geçmişten bugüne bir devamlılık gösteriyor. Nev zuhur bir eylemle karşı karşıya kalmadığımızı biliyoruz. Komploculuk yapılmadığını da biliyoruz. Çünkü her şey biz yaşarken oldu. Ancak gençlerde bu kavrayışın daha yüzeysel ve sloganik olduğunu görüyorum. Elbette onlar bizim gördüklerimizi görmediler. Bu nedenle de meseleyi anlık değerlendiriyorlar.
…
…
Dini kaynakların tarumar edilmiş olması istedikleri gibi bir dini zemini ortaya koymalarını kolaylaştırdı. Ne yazık ki İlahiyat fakülteleri bu işgalin temel ayaklarından birisi oldu. Toplumun din anlayışı onların yönetimine girmeye elverişli bir inanç zemini etrafında yeniden inşa edilmeye başlandı.
Kullanılan yöntem yeni değildi. 1960 darbesi sonrasında Türk toplumunun köy köy sosyolojik kültürel haritasını çıkarılmış ve bir şablon oluşturulmuştu. Bu sadece bize özgü değildi. Hemen hemen her ülkede benzeri yaşandı. Kolonyalizm sonrası kapitalizmin egemenliğini genişletme ve sürdürme arzusunun sonucu olarak model oluşturulmuş işbirlikçiler bulunmuştu. Sovyetler dağılırken Rusya’da, Pakistan’da, Uzakdoğu’da Güney Kore’de benzer yapılar vardı. Her şey bizdeki yeni Kore senaryolarının adaptasyonu olan dizi prototiplerine benziyor.
Genç kuşaklar ise bu formatın içine doğdu. Dini sevdiriyoruz derken empoze edilen eklektik ve ezoterik din anlayışı zeminlerini oluşturdu.
15 Temmuz bu sürecin sonucuydu.
Şehitlere rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Onlara minnet borcumuz hiç bitmeyecek!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.