“Kriz istikrarlaştı”bir Arap deyişi imiş. Çözümün ufukta görünmediği zamanlarda söylerlermiş. ABD dolayımıyla başlayan Katar ve BAE-Suud krizinde de Araplar bu tanımı kullanmaya başladılar bile. Konuyu anlayabilmek için önce “kim kimdir” bilmek gerekiyor.Konuya ilişkin yayınlanan en dikkat çekici yazılardan birisi Middle East Eye’da David Hearst imzasıyla çıktı. Deniz Baran’ın çevirisiyle ‘haberiyat.com’da yayınlandı. Hearst, 31 yaşındaki Suudi veliahdı Muhammed’in tahta çıkarılma sürecini dört
bir Arap deyişi imiş. Çözümün ufukta görünmediği zamanlarda söylerlermiş. ABD dolayımıyla başlayan Katar ve BAE-Suud krizinde de Araplar bu tanımı kullanmaya başladılar bile. Konuyu anlayabilmek için önce “
” bilmek gerekiyor.
Konuya ilişkin yayınlanan en dikkat çekici yazılardan birisi Middle East Eye’da David Hearst imzasıyla çıktı. Deniz Baran’ın çevirisiyle ‘
da yayınlandı. Hearst, 31 yaşındaki Suudi veliahdı Muhammed’in tahta çıkarılma sürecini dört perdelik bir Verdi operasına benzetiyor ve ekliyor: Burası, hayal edilemez servetiyle, hâlâ kâğıttan taht (house of cards).
Olan bitenin kurgusunu anlamak için etki alanına bakmak lazım. Söz konusu etki alanı, 300 milyona yakın nüfusu ile Arap coğrafyası ve beraberinde 1.5 milyarı bulan Müslüman coğrafyayı kapsıyor. Kuveyt ve Umman’a mesaj verilmek isteniyor; Sudan, Yemen, Kuzey Afrika yeniden yapılandırılıyor. Libya’da Hafter üzerinden operasyon çekiliyor. Tunus’ta Gannuşi etkisi yok edilmeye çalışılıyor. Gazze’de operasyon yürüyor. İsrail’de çıkan Haaretz gazetesi bu gelişmeleri “
Abbas’sız ve Hamas’sız Bir Filistin”
başlığı ile veriyor. Sudan Devlet Başkanı Ömer Beşir geçen hafta özel kalem müdürünü görevden aldı. Sonradan anlaşıldı ki özel kalem müdürü BAE-Suud’un adamıymış. Yemen’de de görevli Sudan özel kuvvetlerini Katar’a kaydırarak orada bir darbe planlıyormuş. Tam bir yıl önce yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi de bu büyük operasyonun bir ayağı olarak daha da netleşiyor.
Olayda kontrol edilmesi mümkün olmayan, hesaba katılmayan (15 Temmuz gibi) çok faktör var. Bu nedenle olan biteni umutsuzlaşmadan izlemenizi tavsiye ederim.
-Sebeplerin başında kabile asabiyetleri geliyor. Benim babam da seni sevmezdi duygusu. Al Nahyan ve Al Sani aileleri arasında çekişmenin tarihi arka planı var. Prof. Zekeriya Kurşun ve Murat Bardakçı’nın yazılarını tavsiye ederim.
- Sahnede az görünen oyun kurucu Şeyh Zayed. Suud tahtına kimin geçeceğini Trump’a onaylatarak operasyonu başlattı. Trump’ın Amerika güçler dengesi içindeki yeri planın riskli alanlarının başında geliyor. Krizden sonra Pentagon’un tersi açıklamaları da bunu gösteriyor. Zayed, Prens Muhammed’in kral yapılması üzerine Trump ile anlaştı ama bu anlaşmadan Pentagon ve Amerikan hükümetinin haberi yoktu.
- Filmin ikincil etkili rollerinden birisinde Muhammed Bin Dahlan var. Dahlan; medya patronu, BAE’de bulunan Sky News Arapça ve Al Arabiya gibi medya kuruluşlarının yöneticisi. Filistinli, Hamas’tan önce Gazze’de El Fetih’in bölgedeki lideriydi. Yolsuzluktan yargılanmaya başlayınca Körfez’e sığındı.
Hem Abbas’a hem de Hamas’a karşı
. Abbas Arafat’ın ve bir El Fetih üyesinin ölümünden ve yüklü bir paranın kaybolmasından onu sorumlu tutuyor. David Hearst, Middle East Eye haber sitesinde “
15 Temmuz darbe girişiminden haftalar önce (BAE) hükümeti, FETÖ’ye para aktardı. Para transferi için aracı Dahlan oldu”
diye yazdı.
Bu arka plandan sonra Dahlan’ın Gazze’ye kurtarıcı olarak gönderilmesi için bir plan yapıldığı bilgisini verelim. Olay örgüsü yavaş yavaş oluşturulmaya başlandı. İsrail, Gazze’yi ablukaya alırken Dahlan ablukayı çözen ve kurtarıcı bir rolde karşımıza çıkabilir. Eğer
Hamas’ı Dahlan’a ikna etmeyi başarırlarsa!
31 yaşındaki esas karakterlerden birisi Muhammed Bin Selman hakkında geçen hafta yazmıştım. Şimdi biraz olayların gelişimini hatırlatayım. Her şey Kral Selman’ın tahta geçişiyle başlıyor. Yeni kral eski kralın maiyetinden kalanları ve en önemlisi de Khaled Tuwaijri’yi, BAE’nin güçlü adamı Muhammed bin Zayed’in Suud sarayında işbirliği yaptığı kişiyi görevden alıyor. ( Sisi’yi iktidara getiren askeri darbeyi birlikte finanse ve organize etmişlerdi.) Yerine de yeğeni
’i getiriyor. Nayef, Tuwarijri’nin tersine Zayed’i sevmiyor. Pentagon ve Washington ile ilişkileri iyi. Şeyh Zayed sorunun çözümünü Prens Muhammed’i veliaht yaptırmakta buluyor. Prens Muhamed’i batı kamuoyuna satabilecek büyük bir PR kampanyası organize ettiriyor. Muhammed modernleştirici ve reformcu bir kral adayı olarak resmediliyor.
Trump ve Zayed arasında ticari bağlar işin bir başka boyutu. David Hearst bu ilişkiyi şöyle açıklıyor: “BAE ve Trump arasında birçok iş ilişkisi vardı. Bu sefer kritik isim Trump’ın ortağı olan emlak milyarderi Hüseyin Sajwani oldu. Zayed bu bağlantıyı iyi kullandı. Trump göreve başlamadan bir ay önce gizlice New York’a uçtu. Trump’ın yakın danışman çevresinden Michael Flynn, Jared Kushner ve Stephen Bannon ile görüştü. Birincil amacı, Trump ailesine hizmetlerini sunmaktı. BAE’nin ulusal güvenlik danışmanı olan ağabeyi, Seyşeller’de Blackwater’ın kurucusu Erik Prince ve Vladimir Putin’e yakın bir Rus ile bir toplantı ayarladı. Washington Post’un iddiasına göre toplantının ana fikri, Moskova ile daha sonradan başkan seçilen Donald Trump arasında gizli bir iletişim kanalı kurulmasıydı. Bu ilişkiler Şeyh Zayed’i Trump nezdinde Körfez’deki işleri ayarlayan kişi kıldı… Suud sarayına tekrar dönecek olursak. Kral Selman, Prens Muhammed’i Suud tahtının varisi haline getirecek atamaları yaptı. “Washington’a rüşvet verildi, aile satın alındı ve halk mutlu edildi.” Sosyal medyada ve çeşitli organlarda birçok Suudi ses susturuldu. Veliaht Prens Bin Nayef’in Amerika ile görüşmesinin önüne set çekildi.
Daha filmin başındayız, izledikçe yazacağım…