Dergiyi buldum ve buradaki bazı bilgileri sizinle paylaşacağım. Bu arada Zarifi’nin röportajı üniversitelerin konuya ilişkin bölümlerinde, “dış politikada pas nasıl atılır, alınan pas nasıl şutlanır” konusuna iyi bir örnek teşkil etmek üzere seyrettirilmeli. Gördüğüm kadarıyla uluslararası ilişkiler hocaları bilgilerini de örneklerini de yeterince güncelleyemiyorlar ne yazık ki. Üniversite öğrencileri ile konuşurken hocaların hala soğuk savaş dengeleri üzerinden dönüp dolaştığını görüyorum. Oysa bugün her yer canlı biçimde uluslararası ilişkiler ders laboratuvarı gibi. Bu ülkeler ve ilişkiler de “orada bir köy var uzakta“ dizelerindeki gibi uzaklarda filan değil. Çünkü şirketler, ekonomik çıkarlar çok iç içe…
Dosya 6 sayfa, ben özetleyeceğim…
İlişkilerin kilit noktasında İran-Rusya ittifakı var. 1990’dan itibaren İran’ın silah tedarikçisi hep Rusya’ydı. Putin’in iktidara gelmesiyle bir dönüm noktası yaşandı. Ahmedinejat döneminde Buşehir’deki nükleer santral inşası için Rusya ile anlaşıldı. Rusya bu dönemde BM’de İran’a yönelik veto hakkını hiç kullanmadı. Şanghay beşlisi bu dönemde yeni bir ittifak ekseni olarak ortaya çıktı. Ancak İran, işbirliğine ilişkin verdiği sözleri tutmayınca Rusya (bu arada santralin % 80’ini bitirmişti) 2008’de veto hakkını kullandı ve böylece İran’a yaptırımlar ve ambargo başladı. İran’ın Türkiye’ye yakınlaşması ise bu döneme denk gelir. Ahmedinejat’ın Türkiye ziyaretini hatırlayalım.
Ruhani’nin 2013’te Cumhurbaşkanı olmasıyla bir başka döneme girildi. Rusya ile ilişkiler yeniden iyileşmeye başladı. 2014’te iki ülke 500 bin varil petrol karşılığı malı takas etmek üzere anlaştı. Bu Türkiye ve İran’ın enerji işbirliği eksenini de değiştiren bir anlaşmaydı. Kasım 2014’te nükleer santralı bitirmek üzere İran ve Rusya tekrar el sıkıştı, santral tamamlandı. Bu arada biz Rusya ile Kırım meselesi baş sebep olmak üzere ihtilaflıydık. 15 yıl aradan sonra Rusya savunma bakanı Ocak 2015’te Tahran’a geldi. Kırım nedeniyle İran ve Rusya bir kez daha yakınlaştı. Rusya ve İran hem Şam’da hem Bağdat’ta boy göstermeye başladı. İki ülke istihbaratının bilgi alışverişi yaptığı söyleniyordu. 20 Kasım 2015’te Putin’in uçaktan iner inmez resmi görüşmelerden önce Hamaney’in evine gitmesi, Rusya’nın bölgesel ittifakları içinde İran ile kurduğu ilişkiyi ne kadar önemsediğini gösteriyordu. Rusya-İran ittifakı Suudi Arabistan’a karşı aynı zamanda enerji politikalarını belirlemeye yönelik bir unsur olarak da bölgede öne çıkıyordu. Rusya ile İran Suudi Arabistan petrolüne karşı gaz politikasıyla alternatif oluşturmaya çalışıyordu. Bu arada Rusya’nın Irak’taki gaz sahaları için 2014’ten beri girişimlerini hızlandırdığını söyleyelim.
Dosyadaki bilgilere göre, Rusya yeni enerji hatları kurgularken İran ile birlikte kendi alanları dışında kalan bölgeleri İran’ın kontrolündeki paramiliter güçleri kullanarak istikrarsızlaştırmaya çalışıyordu.
TÜRKİYE, Irak Kürt yönetimi ile doğalgaz anlaşmalarını bu dönemde tamamlamıştı. Erbil ve Kerkük’ten gaz aktarımı için çalışmalarına hız vermişti. Hedef 2017’de enerji çeşitliliğini artırmaktı. Rusya ve İran’ın hedefi ise bölgeyi istikrarsızlaştırarak gaz piyasasını elinde tutmaktı.
2015’te Barzani Türkiye ziyareti öncesinde Suudi Arabistan’a gidiyor ve mali destek sözü alıyor. Buna karşılık İran istikrarsızlığı derinleştirmek için diğer Kürt partilerine destek veriyor, onları Barzani yönetimine karşı kışkırtıyordu ki PKK’ya verdiği destek de bunun bir parçası. Yerel kaynaklar, sahadaki İran paramiliter güçlerin bir arka bahçe diplomasisine destek verdiğini söylüyor. Çemçemal ve Kerkük kentlerinde giderek oradaki Kürtleri Ankara ve Erbil’e karşı örgütlüyor. Bu kentlerde zengin doğalgaz yatakları var.
Bu arada İran’a karşı ambargo, dondurulan mal varlıkları önemli bir başlık. Bu noktada İran’ın batıdaki imajı önem taşıyor.
Batıyla barışık yeni İran imajı Ruhani ile başlamış, Cevat Zarif’in diplomat ve istihbarat ekibinin uluslararası lobilerle ve aracılarıyla sürdürülmüştü.
Suudi Arabistan Kralı'nın Rusya ziyareti bu geri bildirimlerle yeniden değerlendirilmeli notuyla bu bilgileri paylaşmak istedim. Bu arada dosyanın içerik, kapsamı ve bağlantıları nedeniyle Çetiner ve Sinem’i de tebrik ediyorum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.