Kuruluşunun 16., iktidara gelişinin de 15. yılını idrak eden AK Parti, 2019’daki iki kritik seçim öncesinde önemli imtihanlarla karşı karşıya ve bunlarla baş edebilmek için de büyük bir değişim gerçekleştiriyor.
Seçmenin AK Parti’ye oy vermek için onlarca nedeni var: İnanç ve kimliklere saygı beklentisi, ideoloji, adalet ve güvenlik talebi, özgürlüklerin genişletilmesi ve demokratikleşme arzusu, onurlu ve aktif dış politika seçmeni AK Parti’ye oy vermeye yönlendiriyor. Kuşkusuz, ekonomi, bu ve benzeri gerekçeler arasında ilk sırada yer alıyor.
AK Parti, 2000 ve 2001 yıllarındaki büyük ekonomik çöküntülerin ardından iktidara geldi. AK Parti’nin tesis ettiği istikrar ve güven ortamı, ekonomide Cumhuriyet tarihinin en iyi seviyelerinin yakalanmasını sağladı. AK Parti Türkiye’yi krizler öncesi ekonomik seviyeye taşımadı, tarihinin en parlak dönemine taşıdı. Enflasyon, faizler, büyüme, ihracat, üretim, istihdam, yatırım, uluslararası yatırım, Merkez Bankası rezervleri ve daha nice ekonomik göstergede Türkiye ilklerle ve rekorlarla tanıştı. İşgücüne yeni katılan nüfus için yeni iş üretildi ve işsizliğin artması önlendi. İşçi, memur, emekli ücretleri ve asgari ücret enflasyonun çok çok üzerinde arttı.
Yıllık otomobil satışları önemli bir refah göstergesidir. 2003 yılına kadar yıllık satış 100 bin rakamını bulmuyordu. 2003 ve sonrasında yıllık satışlar rekor kırdı. 2005’te 439 bin, 2010’da 510 bin, 2015’de 725 bin, 2016’da 757 bin adet otomobil satıldı. Bu yılın sadece ilk 7 ayında 368 bin otomobil satışı gerçekleşti.
2008 küresel krizi dünyanın en gelişmiş ekonomilerini sarsarken Türkiye’yi teğet geçti.
2013’ten itibaren, Fetullahçılar ve onların kontrolünde hareket eden kesimler, Türkiye’nin istikrarı ve güvenliğiyle birlikte ekonomisini de hedef aldılar. Gezi olaylarından 15 Temmuz darbe girişimine kadar olan süreçte, ekonominin daralması için içerden ve dışardan çok sayıda saldırı yapıldı. Türkiye bu saldırıları da başarıyla atlattı.
Etrafımız ateş çemberi. ABD ve Almanya başta olmak üzere Türkiye’nin önemli ekonomik ortakları ilişkileri germek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Seçmen, Türkiye üzerine oynanan oyunları, kurulan tuzakları, özellikle de ekonomiye yönelik saldırıları çok net olarak görüyor.
Şurası bir gerçek: Seçmenin bir kısmı için, ekonomik kaygılar, bir noktadan sonra milli duyguların, kimliğin, inancın, ideolojinin ve diğer etkenlerin önüne geçebilir. Bütün mazeretler de geçerliliğini yitirebilir. Nitekim 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti oylarının bir miktar düşmesi, sonra 1 Kasım seçimlerinde istikrar kaygısıyla yeniden yükselmesi, seçmenin küçük bir kısmının, ama iktidarı belirleyecek kısmının tavrını ortaya koymuştur.
2019’a giderken, AK Parti’nin yeni ve yeniden bir ekonomik hamle başlatması, ekonomide de heyecanı, umudu çoğaltması en büyük imtihan olarak önümüze çıkıyor.
AK Parti hükümetleri Türkiye’ye ekonomide büyük sıçrama yaşattılar. Ne var ki, AK Parti, ekonomide de kendisiyle, kendi rekorlarıyla yarışıyor ve bu yarışı da kazanmak zorunda. AK Parti, mevcut memnuniyeti muhafaza etmek, üzerine daha da fazlasını koymak mecburiyetinde.
Parti, teşkilat ve hükümetteki yenilenme mutlaka ekonomiye de etki edecektir. Zor zamanlardan geçsek de, AK Parti, ekonominin büyütülmesinde ve refahın artırılmasında yegâne alternatif olduğunu seçmene bir kez daha gösterecektir.
7 Haziran’dan dersler aldık; şimdi artık ödev yapma zamanı...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.