Washington’da siyasi kulisler bu ara“Vergi reformu” ve “İran Nükleer Anlaşması”nın geleceği konusundaki tartışmalara yoğunlaştı. Sanki Kuzey Kore, ‘İran’ tartışmasının gölgesinde kalmış görünüyor. Öte yandan Nijer’de 4 Amerikan askerinin öldürülmesiyle ilgili polemikler ise sürüyor. Trump’ın Nijer’de öldürülen bir asker eşinin yakınmalarına cevaben “bu askerler neyi imzaladıklarını biliyorlardı” sözleri de geniş yankı buldu. Amerikan kamuoyu ise Nijer’de ABD askerlerinin varlığını 4 askerin öldürülmesiyle
Washington’da siyasi kulisler bu ara
” ve “
”nın geleceği konusundaki tartışmalara yoğunlaştı. Sanki Kuzey Kore, ‘İran’ tartışmasının gölgesinde kalmış görünüyor. Öte yandan Nijer’de 4 Amerikan askerinin öldürülmesiyle ilgili polemikler ise sürüyor. Trump’ın Nijer’de öldürülen bir asker eşinin yakınmalarına cevaben “
bu askerler neyi imzaladıklarını biliyorlardı
” sözleri de geniş yankı buldu. Amerikan kamuoyu ise Nijer’de ABD askerlerinin varlığını 4 askerin öldürülmesiyle birlikte öğrendi.. Olayın ABD açısından büyük bir ‘
istihbarat başarısızlığı’
olarak yorumlandığını aktaralım.
Amerikan sinemasının önemli isimlerinden yapımcı
ileilgili cinsel taciz iddialarıysa
” ile
“Muhafazakar Cumhuriyetçiler
” arasında adeta bir kültür ve ideoloji savaşına dönüştü. ABD ve Avrupa medyası “
”yla ilgili haber ve yorumlarla dolup taşıyor. Aslında sinema çevrelerinde herkesin bildiği ancak konuşmadığı sırlar bir anda ortaya döküldü. Her fırsatta İsrail’e olan bağlılığını dile getiren Weinstein’e atfedilen taciz listesinde ABD ve Avrupa’dan çok sayıda meşhur kadın aktör var. Weinstein, “
” ve “
” başta olmak üzere Demokratlarla yakın ilişkisiyle de tanınıyor. Bu yüzden Cumhuriyetçiler, Weinstein’in yaptığı bağışların hesabını da soruyorlar.
Diğer taraftan ABD’de Kürt bağımsızlığını savunan çevreler, Trump yönetimini Kerkük’te Kürtleri ‘düşman’ İran tarafından desteklenen Irak güçleri karşısında savunmasız bırakmakla suçluyorlar. Aralarında radikal Sağcı “
çevresiyle yakınlığıyla bilinen özel güvenlik şirketi
”in eski CEO’su
’in de aralarında yer aldığı bu çevrelere göre Ortadoğu’da İsrail’den sonra ABD’nin en sadık müttefiki olan Kürtler, İran’a karşı geliştirilen yeni doktrinin hayata geçirilmesinde de stratejik rol oynuyorlar. Breitbart’a konuşan Prince, Trump yönetiminin Kürtler lehine Bağdat’a müdahale etmesini istiyordu.
Amerikan medyasına konuşan Peşmerge komutanlarıysa hem ABD Dış İşleri Bakanı
’ı eleştiriyorlar ve hem de İsrail’in pasif tutumundan hayal kırıklığına uğradıklarını belirtiyorlar. İsrail’in hararetle Kürt bağımsızlığını desteklediğini belirten Peşmerge yetkilileri “
İhtiyaç duyduğumuz bir anda İsrail yoktu
” diyorlar. New York’ta yayımlanan haftalık “
” gazetesinde
17 Ekim tarihli yazısında “
Irak güçleri aslında İran güçleri. Irak ve Suriye üzerinden Lübnan ve Golan tepelerine kadar olan Şii Hilali’ni gerçekleştiriyorlar. Sonunda İsrail’e gidecekler
” diyordu. Cohen 20 Ekim tarihli bir diğer yazısında ise, Peşmerge komutanlarından
’ın “
İsrail ile kardeş ülkeyiz. İsrail, İran’ın Suriye sınırına yakın Kerkük, Musul ve Sincar üzerinde denetim elde etmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu anlamalıdır
” sözünü de aktarıyordu.
”da yer alan bir diğer haberdeyse, “
Center for Security Policy(Güvenlik Politikası Merkezi)”
Başkanı
, ABD Başkanı Trump’ın Kürt politikasını trajik ve stratejik bir hata olarak niteliyordu. ABD’nin Kürtlerin desteğini kaybedebileceği uyarısında bulunan Gaffney,
“Kürtlerin düşmanları neredeyse istisnasız, bizim de düşmanlarımız”
diyordu. Gaffney’a göre Bağdat ve Erbil karşısında tarafsız tutum izleyen Trump’ın hatası, ABD’nin “İran nükleer anlaşması”nda kalmasını isteyen Ulusal Güvenlik Danışmanı
’ın verdiği kötü tavsiyenin ürünüydü. Gaffney Kerkük’te olanları 1956’daki “
” ile kıyaslıyordu. ABD, Macarları Sovyet Rusya’ya karşı ayaklanmaları için teşvik etmiş, ancak ayaklandıkları zaman onları yüzüstü bırakmıştı.
#ABD
#İran
#İsrail
#Peşmerge