Japonya'da nadir görülen fakat tehlikeli bir bakteriyel enfeksiyonu rekor hızla yayılıyor. Uzmanlar hastalığa neyin neden olduğunu belirlemekte zorlanırken, 45 kentte görülen bakteri, 21 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Japonya'da hızla yayılan ölümcül tehlikeli bakteriyel enfeksiyon salgınına ilişkin uyardı, Türkiye açısından konuyu değerlendirdi. Salgına yol açan bakterinin boğaz enfeksiyonlarına sebebiyet verdiğini, hastalığın kalıcı hasarlara neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Özlü, "Japonya'da ortaya çıkan A grubu streptokoklar aslında her yerde var. Bizde de var. Bütün dünyada da var" dedi. Özlü, "Yeni bir pandemi kapıda mı" sorusunu da cevapladı.
Japonya'da bilim insanlarının henüz nedenini belirleyemediği bir enfeksiyon rekor hızla yayılıyor.
Enstitü tarafından yayımlanan rakamlarda geçen yıl 941 vakanın rapor edildiği kaydedildi.
2024'ün ilk iki ayında ise 378 vaka kaydedildi ve Japonya'nın 45 kentinde enfeksiyon tespit edildi. Japonya'da enfeksiyon tespit edilmeyen sadece 2 kent kaldı.
Japon medyasına göre, 2023 yılının son altı ayında tanı konan 50 yaş altı 65 kişiden üçte biri hayatını kaybetti.
Bu da hastalık nedeniyle 21 kişini öldüğü anlamına geliyor.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, semptomları arasında boğaz ağrısı, bademcik iltihabı, zatürre ve menenjit gibi belirtiler bulunup, ortaya çıktığı Japonya'da hızla yayılan ölümcül tehlikeli bakteriyel enfeksiyon salgınına ilişkin uyarılarda bulundu.
Salgına yol açan bakterinin boğaz enfeksiyonlarına sebebiyet verdiğini, hastalığın kalıcı hasarlara neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Özlü, "Japonya'da son zamanlarda A grubu streptokoklarla ortaya çıkan bir salgından söz ediliyor.
Aslında A grubu streptokoklar her yerde var. Bizde de var. Bütün dünyada da var. Zaman zaman boğaz enfeksiyonlarına yol açarlar. Tonsilit gibi, farenjit gibi hastalıklara yol açarlar. Ama bazen de bu hastalıklar sırasında kalpte, böbrekte, eklemlerde hasarlar ortaya çıkabilir ve kalıcı sorunlar yaşanabilir.
Japonya'da bildirilen vakaların daha çok toksik şok sendromu dediğimiz bir ağır tabloya evrildiği görülüyor. Bu tabii etkenin kendisiyle ilgili bir değişikliğe ya da hastalığa yakalananların sağlık durumuyla ilgili bir duruma bağlı olabilir" dedi.
Söz konusu salgının tedavisinin antibiyotiklerle mümkün olduğunu aktaran Prof. Dr. Özlü, "Henüz bunu net olarak bilmiyoruz ama bu bir pandemi oluşturacak tehdit değil. Çünkü virüs değil.
Bu bir bakteri; tedavisi var. Yani penisilin grubu antibiyotiklerle bunu kolaylıkla tedavi edebiliyoruz. Ama böyle boğazda ağrı, ateş, vücutta kırgınlık gibi semptomlarla kendini belli eder. Böyle bir durum ortaya çıktığında tabii ki hekime başvurmak gereklidir.
Kolayca teşhis konabilir, boğazdan sürüntü şeklinde örnek alınıp A grubu streptokoklar olup olmadığı netleştirilebilir. Buna göre de bir haftalık bir tedaviyle bazen tek doz penisilin, enjeksiyonla tedavi edilebilir.
Yani panik veya böyle bir endişeye yol açacak durum gözükmüyor" diye konuştu.
Hastalığın önemsenmesi gerektiğine dikkati çelen Prof. Dr. Özlü, "Bu tür boğaz enfeksiyonları genelde geçiştiriliyor. Yani 'İşte boğazım ağrıyor, tonsilit oldum, işte bademcik oldum' denilip önemsenmiyor.
Oysa beta hemolitikler, özellikle A grubu ve hemolitikler önemlidir. Bu hastalığın ardından kalıcı kalp kapak sorunları, kalıcı romatizmalar, böbrek hasarları olabilir, toksik şok sendromuna ilerleyebilir.
O açıdan böyle durumlarda hekime başvurup tedaviyi almak gerekiyor" dedi.