|

Ege Denizi'nin kopmayan iki yakası Türkiye Yunanistan

Miçotakis’in ziyareti, iki ülke arasında daha önce yaşanan gerginliklerin azaltılması açısından olumlu olarak değerlendiriliyor. İki liderin ortak yönlerde buluşma arzusu ve geleceğe yönelik iş birliği planları, bölgesel barış ve istikrar için umut verici bir adım olarak görülüyor.

04:00 - 15/05/2024 Çarşamba
Güncelleme: 02:50 - 15/05/2024 Çarşamba
Yeni Şafak
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.
Dr. Sibel Bülbül Pehlivan / Uluslararası İlişkiler Uzmanı, Türkiye Araştırmalar Vakfı

****

Türkiye ile Yunanistan, jeopolitik konumları ve tarihleri itibarıyla zengin ve çok yönlü bir ilişki ağına sahiptir. Bu ilişkiler kültürel, sosyal, turizm ve siyasi açılardan geniş bir yelpazede incelenebilir. Türkiye ve Yunanistan, tarih boyunca hem zengin bir ortak kültürel mirasa sahip olmuş hem de zaman zaman sert politik gerilimler yaşamış iki komşu ülkedir. Bu iki ülke, jeopolitik konumları itibarıyla Avrupa ve Asya arasında bir köprü görevi görürken, Ege Denizi’ndeki stratejik konumları nedeniyle çeşitli anlaşmazlıkları da bu durum beraberinde getirmiştir. Ancak, kültürel, sosyal ve turistik etkileşimler, bu gerilimleri zaman zaman hafifleten önemli faktörler olmuştur. Bu yazıda, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin çeşitli boyutlarını inceleyerek, iki ülke arasındaki dinamiklerin anlaşılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor olacağız.

DERİN BAĞLAR

Kültürel ve sosyal açıdan, Türkiye ve Yunanistan arasında derin bağlar bulunmaktadır. Müzik, dans, yemek kültürü gibi pek çok alanda benzerlikler iki ülke arasında göze çarpan konulardandır. Yunan filozof Herakleitos’un “Değişim, hayatın tek sabiti.” sözü iki toplumun sürekli değişen ancak bir o kadar da birbirine benzeyen yönlerini vurgulayan bir söz bence. Her ne kadar ilişkilerde çeşitli gelgitler yaşasak da kopamayan iki ülke konumunda. Bugün iki ülke arasındaki ilişkilere bakıldığında ise birtakım fikir ayrılıklarına rağmen ortak bir zeminde buluşup birlikte hareket eden iki ülkenin arkasında geçmişten gelen ortak dokuların, ortak kültürün ve ortak tarihin zemini olduğu görülüyor.

Yunan filozof Diyojen’in “İnsanı insan yapan, doğduğu yer değil, yetiştirildiği yerdir.” sözü, kültürel etkileşimin kişisel ve toplumsal kimlik üzerindeki etkisini vurgular nitelikte olup Türk Yunan ilişkilerinin var olan yönünü gösteriyor. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ve sosyal bağlar, iki ulusun tarih boyunca ortaklaşa yaşadığı coğrafyalardan kaynaklanıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yunan kültürünün varlığı, bugün bile iki halk arasındaki kültürel ve sosyal etkileşimlerde hissedilir duruyor. Bu tarihsel bağlam, iki toplum arasında dil, sanat, müzik ve gastronomi gibi alanlarda benzerliklerin korunmasına yardımcı oluyor.

HER ŞEY AKAR, HİÇBİR ŞEY DURMAZ

Kültürel ve sosyal açıdan Türkiye ve Yunanistan, benzer yemek kültürleri, müzik ve dans gibi ortak folklorik öğeler paylaşıyor. Her iki ülke de birbirlerinin sanatçılarını, yazarlarını ve düşünürlerini etkilemiş hatta etkilemeye devam ediyor. Örneğin, Yunan filozof Herakleitos’un “Her şey akar, hiçbir şey durmaz.” sözü, iki ülke arasındaki sürekli değişen ve gelişen kültürel etkileşimleri simgeleyen bir söz olarak düşünülebilir. Bu etkileşimler, zaman zaman gerilimler ve çatışmalarla kesintiye uğrasa da her iki ülke halkının ortak bir geçmişe ve coğrafyaya sahip olduğunu bizlere hatırlatır.

TURİZM YAKINLAŞTIRIYOR

İki ülke arasındaki ortak zemin kültür ve tarihe dayandığı kadar turizm gibi bir başka değere de etki ediyor. Turizm açısından bakıldığında, her iki ülke birbirlerine önemli turist kaynakları sağladığı görülüyor. Bu alışveriş, ekonomik kazanımların yanı sıra, kültürel anlayış ve yakınlaşmayı da beraberinde getiriyor. Siyasi alanda ise, Ege Denizi ve Kıbrıs gibi konular, iki ülke arasında zaman zaman gerginliklere yol açıyor. Ancak, son yıllarda artan diplomatik çabalar ve uluslararası platformlarda yapılan görüşmeler, bu sorunların diyalog yoluyla çözülmesine yönelik umut verici adımlar atılmasını sağlıyor. Özellikle, enerji kaynakları ve göçmen krizi gibi konularda iş birliği, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha pratik bir zemine oturmasına yardımcı oluyor.

Turizm, her iki ülke için de önemli bir ekonomik kaynak ve halklar arası etkileşim aracıdır. Yunan adaları, Türk turistler için popüler bir destinasyon olmuştur; benzer şekilde, birçok Yunan turist Türkiye’nin tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek için ziyaret etmektedir. Bu karşılıklı turizm akışı, ekonomik faydaların yanı sıra kültürel anlayış ve toleransın gelişmesine de katkıda bulunur. Turizm üzerinden kurulan bu pozitif ilişkiler, iki ülke arasında zaman zaman ortaya çıkan siyasi gerilimleri yumuşatma potansiyeline de sahiptir.

İYİ BİR BAŞLANGIÇ, YARI YARIYA BAŞARIDIR

Siyasi açıdan Türkiye ve Yunanistan ilişkileri, zaman zaman Ege Denizi’nde karasuları ve hava sahası gibi konularda yaşanan gerginliklerle ön plana çıkar. Ancak, son yıllarda iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde gözlemlenen yumuşama, umut verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Aristo’nun “İyi bir başlangıç yarı yarıya başarıdır.” sözü bu bağlamda anlamlı olabilir. İki ülke de sorunları müzakere yoluyla çözmeye ve ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya yönelik adımlar atmaya çalışmaktadır.

Güncel olarak, iki ülke arasındaki ilişkiler özellikle göçmen krizi ve enerji kaynaklarına erişim konularında önemli bir yer tutuyor. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları, iki ülke arasındaki enerji iş birliğini ve rekabetini şekillendiren bir konu olarak gündeme geliyor. Yunan filozof Epiktetos’un “Her olayın iki kulpundan biriyle tutun; biri zayıf, diğeri güçlüdür.” ifadesi, bu tür zorlu durumlarda alınacak tutumları özetler nitelikte bir zemini gösteriyor. Türkiye ve Yunanistan, bu gibi zorlu konuları diyalog ve iş birliği içinde ele alarak daha güçlü bir kulp seçebilir gibi gözüküyor.

Türkiye ve Yunanistan arasındaki diplomatik ilişkiler, ikili ve çok taraflı platformlarda ele alınmaktadır. İki ülke arasındaki diyalog, NATO ve AB gibi uluslararası kurumlar vasıtasıyla da desteklenmektedir. Çözülebilir sorunlar üzerinde çalışarak, daha büyük çaplı çatışma ve anlaşmazlıkları önlemek bu süreçte ön plana çıkmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye ve Yunanistan ilişkileri hem meydan okumalarla dolu hem de iş birliği için büyük potansiyel içeren bir alan olarak kalmaya devam edecektir. Her iki ülke de bu potansiyeli değerlendirerek, bölgesel barış ve istikrar için önemli adımlar atabilir.

MİÇOTAKİS’İN ZİYARETİ

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye ziyareti, Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor gibi görünüyor. Bu ziyaret sırasında her iki lider; Recep Tayyip Erdoğan ve Miçotakis, ilişkileri güçlendirme ve uzun süredir devam eden sorunları diyalog ve iş birliği yoluyla çözme konusundaki kararlılıklarını vurguladılar. Liderler, bölgedeki barış ve istikrarın önemini öne çıkararak, ihtilafların dostane yollarla ve uluslararası hukuka uygun şekilde çözülmesi gerektiğini belirttiler. Ziyaret, ekonomik bağların yoğunlaştırılması, kültürel ve eğitim alışverişlerinin genişletilmesi gibi çeşitli iş birliği girişimlerini de gündeme getirdi. Özellikle, iki ülke arasında dostluk deklarasyonunun imzalanması, karşılıklı güveni baltalayabilecek davranışlardan kaçınılması ve ihtilafların barışçıl yollarla çözülmesi yönünde taahhütler içeriyor.

Ayrıca, Erdoğan ve Miçotakis enerji, turizm ve kriz yönetimi gibi alanlarda iş birliğini teşvik etme ve özellikle göç meseleleri konusunda iş birliği yapma konularını ele aldılar. Askeri ve güvenlik iş birliğinin artırılması gibi konular da görüşmelerde yer aldı ki, bu, Ege Denizi’nde topraklar ve deniz hakları üzerine tarihsel askeri gerilimler göz önüne alındığında hassas bir alanı oluşturuyor. Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in bu ziyareti, Türk-Yunan ilişkilerinde önemli bir kilometre taşı olarak değerlendirilmekte. İki lider bu ziyarette birçok önemli konuyu ele aldılar ve bölgesel barış ile istikrarı destekleyecek adımlar atmaya yönelik kararlı bir tutum sergilediler. Öncelikle, Ege Denizi ve Akdeniz'deki ihtilaflar, liderlerin gündeminde önemli bir yer tuttuğu görülüyor. Deniz sınırları, hava sahası ve Kıbrıs sorunu gibi uzun süredir devam eden konular, uluslararası hukuk çerçevesinde ve barışçıl yöntemlerle çözüme kavuşacağı gündeme taşındı. Ekonomik ilişkiler ve ticaret de ziyaretin merkezindeydi.

DİYALOG KANALLARI GÜÇLENİYOR

Erdoğan ve Miçotakis, iki ülke arasındaki ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarma hedefini dile getirdiler ve ekonomik iş birliklerinin genişletilmesi üzerinde durdular. Kültürel ve eğitim alışverişlerinin artırılması da ele alınan konular arasındaydı. Her iki lider de kültürel bağların güçlendirilmesinin yanı sıra eğitim alanında iş birliklerini artırmanın önemini vurguladı. Göç yönetimi ve iş birliği konusunda ise, iki ülke düzensiz göçle mücadelede iş birliği yapma konusunda mutabık kaldı. Özellikle sınır güvenliğinin artırılması ve bu alanda iş birliğinin geliştirilmesi üzerinde anlaşıldı. Son olarak, iki lider Kıbrıs sorununu da ele aldı. Her iki taraf da Kıbrıs meselesinin çözümü için uluslararası hukuk çerçevesinde adımlar atılması gerektiğini kabul etti. Bu görüşmeler, Türkiye ve Yunanistan arasındaki diyalog kanallarının güçlendirilmesi ve iki ülke arasında daha önce yaşanan gerginliklerin azaltılması açısından olumlu olarak değerlendiriliyor. İki liderin ortak yönlerde buluşma arzusu ve geleceğe yönelik iş birliği planları, bölgesel barış ve iş birliği için umut verici bir adım olarak görülüyor.

Miçotakis’in ziyareti uluslararası alanda da olumlu bir şekilde karşılandı ve sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesine değil, aynı zamanda bölgesel istikrarın desteklenmesine yönelik yapıcı bir adım olarak da görüldü. Uluslararası topluluğun diplomatik çabaları desteklemesi, ihtilaflı konuların çözümünde diyalog ve iş birliği yönündeki bu olumlu yaklaşımın devam etmesi için umut verici bir yol sunuyor.

İSTİKRARLI BİR GELECEĞE DOĞRU

Sonuç olarak, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler hem zorlukları hem de iş birliği potansiyelini barındıran derin bir yapıdadır. Her iki ülke de karşılıklı anlayış ve iş birliğini teşvik ederek bölgesel ve küresel düzeyde daha güçlü ve istikrarlı bir gelecek inşa etmek için çaba göstermektedir. Böylece, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler, derin tarihsel bağlara ve ortak kültürel değerlere dayanmaktadır. Bu bağlamda, iki ülke arasındaki kültürel ve turistik etkileşimler, karşılıklı anlayışın ve iş birliğinin gelişmesine büyük katkı sağlar. Siyasi sorunlar zaman zaman ön plana çıksa da artan diplomatik ve ekonomik iş birlikleri, bu gerilimleri azaltma potansiyeline sahiptir. İş birliği ve diyalog, Türkiye ve Yunanistan’ın bölgesel barış ve istikrar için birlikte çalışabilecekleri bir temel oluşturur. Bu, sadece iki ülke için değil, bütün bölge için umut verici bir gelecek vadeder.



#Diplomasi
#Türkiye
#Yunanistan
#Politika
17 gün önce