|

Kütüphanesi de çevresi gibi çok çeşitli

Türk sinemasının unutulmaz filmlerinin senaristlerinden Ayşe Şasa’nın kişisel kitaplığı Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ne bağışlandı. Ketebe Yayınları tarafından yeniden yayımlanan kitaplarıyla birlikte kütüphanesinin de ilgilileriyle buluşmasına vesile olan koleksiyonun varisi Adem Taşkıran, “Çevresi nasılsa Ayşe Hanım’ın kütüphanesi de öyleydi” dedi.

Sevda Dursun
04:00 - 14/05/2024 Salı
Güncelleme: 03:25 - 14/05/2024 Salı
Yeni Şafak
Ayşe Şasa.
Ayşe Şasa.

Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinin senaristlerinden Ayşe Şasa’yı vefatının 10. yılında güzel bir haberle anıyoruz. “Ah Güzel İstanbul”, “Yedi Kocalı Hürmüz”, “Gramofon Avrat” gibi unutulmaz filmlerin senaryolarını kaleme alan Şasa’nın kişisel kitaplığı, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ne bağışlandı. “Ayşe Şasa Özel Koleksiyonu” adlı kütüphane, yazarın etkileşimde bulunduğu kültür ve sanat dünyasından izler taşıyor. Koleksiyon, bugün Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde gerçekleştirilecek basın toplantısıyla birlikte ilgilileriyle buluşacak.

Adem Taşkıran.

BEŞ BİN ESER MEVCUT

Ayşe Şasa, gelenek ve tasavvuf pencerelerinden Türk sinemasına önemli bakış açıları getirmesinin yanı sıra sadece senaryo üretmekle kalmadı aynı zamanda Rüya Sineması fikrinin düşünürlerinden de oldu. Yazarın tüm eserleri Ketebe Yayınları tarafından yeniden okurla buluşturuldu.

“Şebek Romanı”, “Delilik Ülkesinden Notlar”, “Yeşilçam Günlüğü” ve “Bir Ruh Macerası” kitaplarının yayımlanmasıyla aslında bir Ayşe Şasa kitaplığı daha kurulmuş oldu. Hem yayınlanan hem de kütüphanesinde bulunan kitapların varisi ise Adem Taşkıran. Şasa’nın kütüphanesinde 5 bin civarında kitap bulunduğunu belirten Taşkıran, “Ayşe Hanım’ın kitaplarının bir şahısta veya basit bir kütüphanede bulunmasının çok doğru olmayacağını düşündüm. Hayatta olsaydı muhtemelen kendisi de kitaplarının Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’ne bağışlanmasını isterdi. Çünkü milletini ve ülkesini çok seviyordu. Hem kendisinin kitapları hem büyük dayısı Rauf Orbay’a hem de Bülent Oran’a imzalanmış kitaplar var. Daha önce bu kitaplardan bir kısmı bağışlanmıştı” dedi.

TASAVVUF KİTAPLARI BAŞUCUNDAYDI

Köklü bir aileden gelen Şasa, gençlik yıllarında geçirdiği şizofreni rahatsızlığı ve bunun yansımalarını eserlerine ilmek ilmek işledi. Atıf Yılmaz ve Kemal Tahir ile kurduğu dostluklar ve tasavvuf düşüncesine yönelişi ise Şasa’nın hayat hikâyesinin dönüm noktalarını oluşturdu. Bu açıdan Şasa’nın hayat hikâyesi bir anlam arayışı serüveni olarak da değerlendirilebilir. Kütüphanesinde bütün bu serüvenin izlerini bulabileceğimizi söyleyen Taşkıran, kitapların içeriğini şu ifadelerle anlattı: “Ayşe Hanım’ın kütüphanesinde çok çeşitli kitaplar var. Marksist düşünceye sahip olduğu dönem, sosyolojiyle ilgilendiği dönem ve son zamanlarda gönül verdiği tasavvufla ilgili kitaplar mevcut. Her türlü düşünceden insanla iletişimi ve bağı vardı. Dolayısıyla çevresi nasılsa kütüphanesi de öyleydi. Tasavvufla ilgili kitaplarını ise son zamanlarda başucunda bulundururdu. Onları okumaktan büyük keyif alırdı.”

KÜLTÜR VE SANAT DÜNYASINDAN İZLER

Ayşe Şasa’nın kütüphanesi ülkemizin tarihi ve kültürüne de tanıklık etmesi açısından önemli. İmzalı kitaplardan birkaç örnek verecek olursak; Ali Fuat Cebesoy’un Siyasi Hatıraları, İsmail Sıtkı Oğuzbeyoğlu’nun Allah ve Din kitabı Rauf Orbay’a imzalanmış kitaplardan. Orhan Türkdoğan’ın Bülent Oran’a ithaflı kitabı bulunurken, Hüseyin Akın, Mustafa Kutlu, İskender Pala, Orhan Pamuk, Kemal Tahir gibi isimler de kitaplarını Şasa için imzalamıştı.



#Ayşe Şasa
#Aktüel
#Edebiyat
20 gün önce